Adın aşka davet ,
Dudakların şehvete ,
Ellerin desen , bir hüzün misafirperverliğinin en güzel yerinde.
Kimliğinden soyunmuş bir yürek benimkisi ,
Sen olmaya meyilli
Biz olmaya çoktan niyetli..
Gecenin karanlığında tek bir ışık yokken ,
Seni uykundan edip gözlerinde aydınlanmayı seçtim ben ...
Zamanın en derin , en uzun saniyelerini retinanda kaybolurken yaşadım.
Terazinin ağır basan tarafına hep seni koydum..
Nefesimin kesildiği noktalardan da uzak tuttum tabi
Kırıkları yüreğine batmasın diye...
Simitlerin susamlarının arasına sıkıştırdım bizi ,
Öpüşmek yasaktı ve biz
Bu yasağı martılara atılırken çiğneyecektik..
Zil zurna sarhoştuk bazen..
Sen adımı sorardın ,
Ben senin kim olduğunu bulmaya çalışırdım anason kokularına karşı dururken..
Korkardım...
Sanırdım ki hep sarhoş kalacağız
Sanırdım ki birbirimizin kim olduğunu bir daha hiç duymayacağız..
Ama yine o gecelerden birinde
Gün sabah ezanıyla ağardığında şükrederken anladım ki
Olduğun yeri aramanın bir anlamı yok ...
Evet biz birbirimizdeydik
Biz hep iç içeydik..
Sonra durdum ..
Ezan bitti ..
Ve alnına bir öpücük kondurdum en mübareğinden
Tüm içkili hallerin inadına ..
Hemen arkasından da bir nara attım ;
"Ey aşk ! Allah onu alnıma yazarken işbirlikçi oldun , hep aramızda ol.."
Eyvallah...
__________________
''Mükemmel olmamak, tek istediğim. Dünkü kendimden daha bir şey olayım yeter;
Daha yorgun, daha verimli, daha anlayışlı, daha umutlu, daha kırgın,
daha çok şarkı bilen, daha bile erken uyanan…
Mükemmel olmanın endişesinde muhteşem şeyleri kaçırmak istemem.''