Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07 Eylül 2011, 22:39   #1
Çevrimdışı
Ecrin
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Transgenik Ürünler Kader mi?




Transgenik Ürünler Kader mi?
Doğrusu, insanın bazen isyan edesi geliyor! Bu nasıl bir gidiştir? Bu ne boşverci, neme lazımcı, bize bir şey olmazcı bir tutumdur? Anlamak kolay değil, bu körlüğü! Emanet aldığımız yerkürenin başına, özellikle son 30-40 yılda getirdiğimiz felaketlerin bedelini kendi günlük yaşantımızda bile türlü olumsuzluklarla ödemekten hala bıkmadık mı? Tarih boyunca insanoğlu, birtakım keşifleri ve buluşları hep, macera tutkunu insanların çılgınlık boyutundaki arayışları, çırpınışları ve mücadeleleriyle elde etmiştir. Ancak, o çılgınların ana hedefi; keşfetmek, öğrenmek, yaşamak ve insanlığa hizmet etmekti. Dolayısıyla yerküreye karşı herhangi bir zarar verme durumu söz konusu değildi.
Oysa, günümüzde öyle mi ya? Şimdiki çılgınlar, doğa anayı üzüp ağlatıyor, dünyanın aklını başından alıyor; yakıyor, yıkıyor, kısa günün karı olarak öne sürdükleri pek çok teknolojik gelişmenin bedelini, sadece bugünü yaşayanlara değil, gelecek kuşaklara da acı içinde çektirmekten çekinmiyorlar. Kendi yaşadıkları gezegenin yavaş yavaş mahvolmasını bile kayıtsızlıkla karşılayıp, hatta Neronvari bir acımasızlıkla seyredenler de yine aynı insanlar üstelik. Sonra da kalkıp, kıyametten korktuklarını sayıklıyorlar. Bu ne ikiyüzlülükse!

Çocukluğumuzdan beri ailelerimizin öğrettiği insanlık tarihinden süzülmüş doğrular ve eğitim hayatı boyunca aldığımız doğa sevgisi yönlü bilgiler nedeniyle, çevremize zarar vermeden yaşamaya çalışmanın yorgunluğuna, kötü niyetlilerin bozduğu doğanın yüklediği stresi de ekleyerek yaşamaya çalışıyoruz. Hiçbir şeyi dert etmeden, gününü gün ederek yaşamanın keyfini çıkaran boşvercilerin geniş sabırlarına da hayıflanıp durarak ...
Son yılların yükselen belası (değeri veya modası demeye dilim varmıyor nedense) olarak nitelendirilebilecek olan transgenik yani genetik yapısı değiştirilmiş ürünler konusu da aynı çağrışımları yaptırmaya yetiyor, hassas yüreklere. Transgenik ürünler teknolojisinin, Cengiz Hanın gaddar ordularına benzer bir yıkıcılıkla hücum ettiği bitkiler dünyasında, el atmadığı bir bitki grubu kalmayacak bu gidişle. Karaları basan su kütlesi gibi, üzerinde yaşanacak yer bırakmadan kaplayıp gidiyor doğal hayatın üzerini, insafsızca. Sanki bizler de, ağzı var dili yok, olacaklara seyirci kalmaya mahkum, zavallı kader kurbanlarıyız.

Ne münasebet! Kim demiş herkes teslim olacak diye? Bilimin yolu aydınlıktır dendiyse, korku filmlerinin ünlü karakteri Dr. Frankenstein gibi çılgınların her yaptığına da teslim olunacak değil ya! Batılıların Franky Gıdalar dediği bu tür genetik değişikliğe uğramış ürünlerin esiri olmak zorunda mıyız? Bizim büyük gelecek vaat eden, doğa dostu ekolojik ürün felsefemize ne olmuş ki? Bilimin ucube ruhlu transgeniği varsa, doğanın da ekolojik ürünler adında bir sevgilisi var, bu da bize yetmez mi? Bilimin ruhuna saygı duyalım ama uzak dursun bizden bilimkeşlik !
Ünlü Amerikalı şair ve yazar Ella Wheeler Wilcox'un (1850-1919) dediği gibi; “İsyan edilmesi gereken yerde, susma günahını işlemek; insanlardan ancak korkaklar üretir!” Peki o halde, “kim korkar bu vicdansız teknoloji mantığından” diye sormamak olur mu? Gıdalarımızı canavarlaştıran, bizleri en doğal hakkımız olan beslenme konusunda bile ürküterek, yediklerimizden şüpheye düşer bir hale getiren, teknolojinin bu obur ve acımasız yüzüne karşı haykıracak bir şeylerimiz yok mu? Tabii ki var ve bu Jaws kılıklı teknolojiye teslim emek, kıyamet koşucularının yanına saf dizilmekten başka bir şey olamaz zaten.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet