Öyle kimsesiz kalır ki insan.
Öyle yalnızdır ki,
Kendi adıyla kendisine seslenir sırf birisinin varlığını hissedebilsin diye.
Her şeye yetebilmek,
Herkesi mutlu edebilmek,
İnsanın kendisini mutsuz edip, kendisine yetememesinden çok daha kolaydır. Hani evin her duvarı azılı bir katil gibi üstüne gelir,
Hani herkes aynı dili koşuyordur da,
Bir tek senin anlattıklarının dili farklıdır, kimse anlamıyordur.
İşte öyle bir gündü.
Küçük bir elin usulca elimi tuttuğunu hissettim.
Hem de tek kelime etmeden,
Sessizce…
Gözleri yıldız, gülüşü dolunay, saçları gece gibi bir kız çocuğuydu O.
Neden bu kadar yalnızım diye düşünürken gelmişti yanıma.
Ve tek bir şey söyledi bana.
‘Sen de benim kadar yalnızsın.
Yalnızın halinden en iyi yalnız anlar biliyorum,
Benim annem yok,
Annem olur musun? ’
İşte o an yalnız bir insanın,
Yalnız bir insanı mutlu edebilmesi için
Bir çok kimliğe bürünebildiğini fark ettim.
Ve evime geri dönerken,
Çarşıdan almıştım bir tane, eve geldim bin taneydi kimsesizliğim!
Elçin Gelir
__________________
''Mükemmel olmamak, tek istediğim. Dünkü kendimden daha bir şey olayım yeter;
Daha yorgun, daha verimli, daha anlayışlı, daha umutlu, daha kırgın,
daha çok şarkı bilen, daha bile erken uyanan…
Mükemmel olmanın endişesinde muhteşem şeyleri kaçırmak istemem.''