|     Bakmalar          
       ganj nehrinden gelen o sesi bırakıp 
ateşe giden hint fakiri gibi 
yangınların üzerine giden dudaklarım 
göbeğini soğutan demir parmaklıklara vurur 
kuduz yarasalar gibi   
titremeden, dilin dolanmadan  
karşılasın yelkenlimi limanın 
deri koltuklar, gri çoraplar yok !     
dişlerim dudağını sarmalar 
göğsümü yarıp özümü çıkarır mısın.. 
sesinle ve soluğunla boğar mısın beni... 
hain bir piyanoyu kuşanır gibi..         |