Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05 Kasım 2011, 19:41   #2
Çevrimdışı
Ecrin
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Hz. Ibrahim (abraham) Kimdi?




Hint halkının insanları nasıl sınıflandırdıkları konusunda işte bir örnek: Hükmeden sınıfa Kasis (Kasitler), Kuşi (Kuşitler), Kazaklar (Rus askeri sınıf), Kaiser ve Sezarlar (Roma hakim sınıfı), Hatiya (Hititler), Kutit (Hititçe'nin bir lehçesi), Kathay (Çin liderleri), Kaşitıl/Kaşikeh (Azteklerde), Kaşikhel/Kişeh (Mayalarda) ve Keşuah/Kuş (İnkalarda). Suryaniler, İngilizce'de Assyrians, İspanyolca'da Asiros, Hindistan'da Asuras eya Ashuras, Sümer ve Babil'de Aşuriya, Asuriya, Arabistan'da Asir, İranda Ahura, Meksika'da Sure vs. Bunlara Surya'ya (güneş) tapan halklar.
Tabii ki bu dinin yaygın olduğu yerlerde ülkelerinin gerçek adları ne olursa olsun "Suryaniler" olarak bilinirdiler.
Alimlerin Hint-Avrupalıları Hintli olarak tanımada diğer bir sorun, Hindistan'ın hiç bir zaman bir ülke olmamasında yatar. Ayrıca onun adı Hindistan bile değil, "Bharata"dır [Baharatlar adını nereden geldiği anlaşılıyor] ve Bharata bile bir ülke değildir. Bharata aynı Avrupa gibi bir ülkeler topluluğudur ve şu şimdilik İslam'ın yayılması gerçek veya hayali korkusuyla birleşmektedir. Hint alimler bu yayılma durduğu anda "Bharata Birliği" tekrar koparak birçok ayrı devlet oluşur.
"Arap tarihçileri Brahma ve ataları Abraham'ın aynı kişi olduğunu öne sürürler. Farsiler (İranlılar) genelde Abraham'a İbrahim Zerdüşt derler. Kirüs Yahudi dinini kendi diniyle aynı olduğunu kabul ederdi. Hindular Abraham'da veya İsrailoğlular Brahma'dan gelmiş olmalıdır." (Anacalypsis; Cilt I, sayfa 396.)
Abraham gerçekten Hindu tanrısı Ram mıydı? Ram ve Abraham muhtemelen ya aynı kişiydi veya aynı kavimdendi. Örneğin "Ab" veya "Ap" Keşmir dilinde baba demektir. Prototip Yahudiler Ram'a "Ab-Ram" veya "Baba-Ram" demiş olabilirler. Brahm kelimesinin de "Ab-Ram"dan geliştiği de düşünülebilir, ama tersi değil. "İlahi merhamet" Keşmir dilinde "Raham"dır [Rahmet, Rahim, Rahman??] ve bu da Ram'dan türemiştir. Dolayısıyla, Ab-Raham = İlahi Merhametin Babası. İbranice'de Rakham = "İlahi Merhamet". Ram ayrıca da İbranice'de "yüksek makamlı lider veya hükümdar" anlamına gelir. Vedic Age'de çıkan "Traditional History From the Earliest Times" ("En Erken Devirlerden Geleneksel tarih") makalesinin yazarı Hint tarihçi A.D. Pusalker, Ram'in M.Ö. 1950 yılında hayatta olduğunu yazıyor, bu da Hint-İbraniler ve Hint-Arilerin Büyük Tufandan beri Hindistan'dan Orta-Doğuya göçü gerçekleştirdikleri döneme rastlar.
"Kabe'deki tapınakların biri de Hint Yaratıcı Tanrı Brahma'ya adanmıştı, bundan dolayı İslam'ın eğitimsiz peygamberi Muhammet onun Abraham'a adandığını iddia etmişti. "Abraham" kelimesi Brahma kelimesinin yanlış telaffuzundan başka bir şey değildir. Her iki kelimenin kök anlamlarına inerseniz bu açıkça kanıtlanır. Abraham, Sami ırkının en eski peygamberlerinden biri olduğu söylenir. Adının iki Sami kökenli kelimelerden kaynaklarını, baba anlamına gelen "Ab" ve yüce anlamına gelen "Raam/Raham." Tevrat'ın Tekvin kitabında, Abraham basit olarak "Kalabalık Topluluk" anlamına gelir. Abraham kelimesi Sanskirtçe'de Brahma'dan kaynaklanır. Brahma'nın kökeni "Brah"tır ve büyümek, sayı olarak çoğalmak anlamına gelir. Ayrıca, Hinduizm'in Yaratıcı Tanrısı Brahma'nın İnsanların Babası ve bütün tanrıların en yücesi olarak kabul edilir. Çünkü bütün varlıklar ondan zuhur etmiştir. Burada yeniden "Yüce Baba" anlamına rastlarız. Bu açıkça Abraham'ın semavi baba Brahma olduğunu açıkça ima eder." (Vedic Past of Pre-Islamic Arabia; İslam Öncesi Arabistan'ın Vedik/Hint Geçmişi, Bölüm VI; sayfa.2.)
"Abram"dan bir kaç sözcük anlamını çıkartabiliriz, bunlardan her biri onun yüceltilmiş konumuna işaret edebilir. Ab = "Baba;" Hir veya H'r = "Baş; Üst; Yüceltilmiş;" Am = "Halk." Dolayısıyla, Abhiram veya Abh'ram "Yüceltilmişin Babası." Bir örnek daha: Ab - î - Ram = "Merhametlilerin Babası." Ab, ayrıca "Yılan" demektir, Ab-Ram (Yüceltilmiş Yılan) bir Naga kralı olduğunu ima eder. Bileşken "Abraham" adından çıkarılacak bütün anlamlar takipçilerin ilahi kaderini gösterir. Örneğin Kral Süleyman'ın yakın dostu Tireli Hiram "Yüce Halk" veya Ahi-Ram (Yüce-Yılan)'dır.
Kadim Hindistan'da Aryan Kültüne "Brahm-Aryan" denilir. Aryanlar birçok tanrıya taparlardı. Abraham çoktanrıcılığa sırtını çevirmişti. Böyle yapmakla "A-Brahm" (Gayri-Brahman) olmuştu. Aryanlar Asuralara "Ah-Brahm" derlerdi. Dolayısıyla, İndus uygarlığın atalarının muhtemelen Yahudi prototipleri olduğunu güvenle söyleyebiliriz.
Abraham'ın ölümü sırasında Kudüs (Jerusalem) bir Hitit (Hint hükmedici sınıfı) şehriydi. Tekvin 23:4'de Abraham Kudüslü Hititlerden bir mezar alanı satmalarını ister. Hititler'in cevabı "..aramızda bir prensiniz, kabrimizde istediğiniz yerde ölülerinizi gömünüz, hiç kimse sizi esirgemez." (sayffa 6). Abraham Hititler tarafından bir prens sayıldıysa, demek ki Hindistan'ın soylu hakim ve savaşçı kast sınıfının saygın bir üyesiydi. Eski Ahit Abraham'ın bir Hitit olmadığını hiç yazmamıştır. Sadece "Aranızda yabancı bir misafirim" (Tekvin 23:4). Hititler'in dediği gibi, Abrahamı kendilerinden bile üstün saymışlardı. Hititer özgün bir etnik grup olmadığı gibi, Amorit veya Amarrular için de aynı şey geçerli. Marruta avam için kullanılan kast sınıfın adıydı. "Amorit" (Marut) Hint Vaişiyaların: sanatçılar, çiftçiler, sığır çobanları, tacirler, vs., ilk adlarıydı.
G.D. Pande, "Ancient Geography of Ayodhya", "Ayodya'nın Kadim Tarihi" kitabında "Marutlar Visah'ı temsil ederler. Marutlar sürüler veya ordular oluşturdukları söylenir. Marutların babası Rudra sığırların efendisidir (sayfa 177). Malita J. Shendge şöyle demiştir: "... Marutlar halktır" ("The Civilized Demons", "Uygar İfritler", sayfa 314). Kattiler (Hititler) ve Marutları (Amoritler) Kudüs'ün babaları (koruyucuları) olarak anaları (hizmetkarları) olarak işlev görmeleri bizi şaşırtmamalıdır.
Hindistan'da Hititler Cedi veya Chedi (Hatti veya Ketti olarak telaffuz edilir) olarak bilinirler. Hint tarihçileri onları Yadavasların en eski kastlarından biri olarak sınıflandırırlar. "Cediler erken Vedik dönemde Ksatriyaların (Hititler ve Kassitlerden oluşan aristokrat sınıf) en eski kavimlerinden birini oluşturdular. Rig Veda kadar erken bir dönemde Cedi krallar çok ünlenmişlerdi... bu büyük destanda kuzey Hindistan'ın hakim güçlerinden biriydiler." (Yadavas, Through the Ages, Çağlar Boyunca Yadavaslar, sayfa 90) Ram veya Rama da Yadava aşiretindendi. Eğer Abraham, Brahm ve Ram aynı kişilerse, Abraham Kudüs'e kendi halkına katılmak için gitmişti.
Ram'in toplulukları Sanskritçe'de "Yenilmez" anlamına gelen Ayodhya adında kendi cemaatlarında ayrı ayrı gruplara bölündüler. Sanskritçe'de savaşçı Yuddha veya Yudh demektir. Abraham ve grubu Ayodhya (Yehudiya, Judea) inançsızlardan ve Amalekitlerden (Ariler?) kendilerini ayrı tutan topluluğa mensuptu.
Şimdiye dek söylediklerim yeterli değilse Melkizadek... Salem arifi konusunu ele alalım. Melkizadek gizli mistik ve sihirli güçlere sahip Kudüs'in (Jerusalem) kralıydı. Aynı zamanda Abraham'ın hocasıydı.
Kassit bir kralın oğlu, Melik-Sadaksina büyük bir Hint prensi, majisyen ve ruhani önderdi. Keşmiri ve Sanskritçe'de Sadak = "sihirli, majikal, doğa-üstü güçlere sahip kimse" anlamına gelir. Ayrıca Zadok (Sadak?) adında biri Kral Süleyman'ı kutsamıştı. Nasıl oluyor da Kassit (asil kastten) Melik-Sadaksina, efsanevi bir Hintli, aniden kudüste Abraham'ın dostu ve öğretmeni olarak ortaya çıkıyor? "Hindu History", Hindu tarihini yazan Akshoy Kumar Mazumdar'e göre, Brahm Arilerin ruhsal lideriydi. Bir Ari, Aryan (Yah'dan değil [not Sanskritçe'de önde bir a eki değil anlamına gelir]) olarak doğal olarak putlara inanırdı. Tevrat'a göre onları imal bile etmişti. Putperestlik ve dini hayalperestlik halkına nasıl zarar verdiğini görünce, Abraham Arilikten uzaklaştı ve her ne kadar onun da insan yapımı kusurlarla çökmekdeyse de kadim Hint (Yah) felsefesine (Maddi Evren Kültüne) geri döndü. İnsanoğlunun sadece gerçeklere dönerek kendini kurtarabileceğini inanmıştı.
Halkın barbarlığına ve körlüğüne karşı şok olan Proto (ilk) -İbraniler arasındaki bilginler ve eğitimli kişiler kendilerini halktan soyutladılar. Dr. Mazumdar şöyle demişti: "Ahlaki düşüşü çok hızlıydı. Kahinler ve bilge kişiler halktan ayrı yaşarlardı. Ender olarak evlenirdiler ve çoğu zaman kendilerini dini tefekküre verirlerdi. Yönlendirme ve bilgilendirmeden uzak kalan halk aşırı yabanileşmeye ve kabalaşmaya başladı. Tecavüz, zina, hırsızlık vs. yaygınlaşmaya başladı. İnsan doğası sapıtmaya başladı. Brahma (Abraham) bir reform yapıp insanları diriltmeye karar verdi. Kahin ve bilge kişilerin halkla evlenmelerini ve karışmalarını sağladı. Çoğu evlenmeyi kabul etmedi, ama 30 kişi kabul etti." Brahm üvey kız kardeşi Saraisvati ile evlendi. Bu bilge kişiler prajapatis (üretenler) olarak anıldılar.
"Kuzey Afganistan Uttara Kuru olarak bilinirdi ve büyük bir bilim merkeziydi. Oraya bir Hintli kadın gitti ve Vak unvanını aldı - Saraisvati (Leydi Sarah). Onun üvey kardeşi ve öğretmeni Brahm, güzelliği, eğitimi ve zekası ile o denli, etkilenmiş ki evlenmiş" (Hindu History, Hindu Tarihi; sayfa 48).
Güney Afganistan'daki kutsal topluluktan benzeri topluluklar dünyanın her tarafına yayıldı: Hindistan'ın tamamı, Nepal, Tayland, Çin, Mısır, Suriye, İtalya, Filipinler, Türkiye, İran, Yunanistan, Laos, Irak - hatta Amerikalara bile! Brahma'nın dünyanın muhtelif yerlerinde varlığı bariz dil kanıtlarıyla açıkça gözükmekte: Farsi/Acemce: Braghman (Kutsal); Latince: Bragmani (Kutsal); Rusça: Rachmany (Kutsal); Ukraynaca: Rachmanya (Rahip, Kutsal); İbranice: Ram (Baş Lider); Norveççe: From (Tanrısal). Hindular arasında kutsal bir sözcük mistik hece OM, üçlü evren, yeryüzü, gök ve sema ile bağlantılıdır. Aynı zamanda Brahm'ın başka bir adıdır. Aztekler de OM'u evrenin ikilemli ilkesi olarak zikredip tapmışlardı. Mayaların rahip sınıfı Balam (B'lahm teleffuz edilir). Eğer maya dilinde "R" harfi olsaydı, Brahm telaffuz edilirdi. Perulu İnkalar güneşe İnti Raymi (Hindu Ram) olarak taparlardı.
Rama'dan geldiği inkar edilmez olan kelimeler Amerikan Kızılderili dilde çok yaygındır. Özellikle Amerikanın güneybatısından Meksika'ya ve oradan güneye Peru'ya kadar inen bölgelerde. Chihuahua'nın Tarahumara Kızılderililer buna ideal bir örnektir. Gerçek adları Ra-Ram-Uri'dir. Sümer ve Kuzey Hindistan'da olduğu gibi Ra-Ram-Uri "Uri" = "Halk." İspanyol "R" vurgulandığı için bu "Uri" savaşçı, fatih için Sanskritçe kelime Udi veya Yuddi de olabilir. Birçok Meksika kavmi eskiden Yuri adında yabancı bir kavmin o civarları işgal ettiklerini anlatırlar. Ra-Ram-Uri güneş tanrısı Ono-Rúame'dir. Keşmirce Ana = "En Çok Sevilen Oğul;" Ra-Ram-Uri ay Ono-Rúame'nın eşi, Eve-Rúame'dır. Keşmice Hava = "Havva, Eve" veya Kadın İlkesi.
Bir Ra-Ram-Uri valisine Si-Riame denilir. Sanskritçe/Keşmirçe Du-Rama = "Büyük Rama." Meksika efsanelere göre Yoris Surem (Su-Ram?) adında bir kavime mensuptu. Fetihlerinden önce, Orta Meksika ve Amerikan Colorada'ya kadar Güneybatısı Suré olarak bilinirdi. Keşmirce'de Suré= güneş. Tarahumara şifacı şaman veya rehber Owi-Ruame olarak bilinir. Sanskritçe'de Of = "Ümit." Şeytan Repa-Bet-Eame olarak bilinir. Keşmirce'de: Riphas (Görüntü) + Buth (Kötü Ruh) + Yama (Ölüm Meleği). Ra-Rama-Uri dilinde daha bir çok şaşırtıcı benzerlikler vardır. Kadim Finike, Sümer ve Kuzey Hindistan'a ilişkisi şüphe götürmez. Bir çok insan Finikelileri bir zamanlar bugünkü Lübnan'da mekan eden bir denizci kavim olduğunu düşünürler. Ancak, Hindular tarafından Pancika veya Pani olarak bilinen veya Romalılar tarafından Puni (kökeni Rama olan başka bir kelime) çingeneler gibi dünyanın dört bir yanına dağılmışlardı.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet bizimmekan