Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06 Şubat 2012, 23:51   #1
Çevrimdışı
Afrodit
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Otomobil Markalarının Tarihleri





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Range Rover


Sıradışı şıklığı ve konforu ile Range Rover, maceranın da ötesini, içinde dengeyi cömertçe sunan Discovery, aynı anda çevikliği ve sınırsız eğlenceyi ayağınıza getiren Freelander; hepsi tarzını yanında getirir, sizinle bütünleşir.


İlk Land Rover 1947'de İngiliz araba şirketi Rover'da baş tasarımcı olan Maurice Wilks tarafından Newborough, Anglesey’deki çiftliğinde tasarlanmıştı. Wales'deki yazlık evinde bir yaz kullandığı bir II. Dünya Savaşı Amerikan Jipinden esinlendiği söylenmektedir. İlk Land Rover prototipinde "orta direksiyon" Jip şasisi üzerine yerleştirilmişti. Göze çarpan bir özelliği hafif, paslanmaz, özel Birmabright adı verilen aliminyum ve magnezyum karışımından yapılma gövdesiydi.


Bu materyalin kullanılması savaş sonrası çelik kıtlığına karşın savaş sonrası uçak aliminyumunun bolluğunun bir sonucuydu. Bu aaaalin korozyona direnci, aracın en zor koşullarda bile dayanaklılığıyla ünlenmesini sağladı. İlk renk seçenekleri askeri uçak kokpit boyası fazlalarıyla kısıtlanmıştı, bu yüzden ilk araçlar gölgeli açık yeşil olarak çıkmıştı.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Opel


Opel otomobil üretimine 1899 yılında yılda 11 araç üreterek başladı. 2002 yılında Batı ve Orta Avrupa’daki altı ülkede üretilen dokuz üretim ve montaj tesisinde yaklaşık olarak 1,6 milyon Opel ve Vauxhall otomobili, ticari aracı ve bileşen seti üretildi. Avrupa dışındaki, içerisinde Opel teknolojisini kullanan araçların da bulunduğu, Opel markası taşıyan ürünler dünya çapındaki 13 tesiste üretilmektedir.


Opel / Vauxhall ürünleri beş kıtada yer alan 170 kadar ülkede farklı markalar altında satılmaktadır.


Opel, üretimine başladığı 1862 yılından beri teknolojinin toplumun bütün bölümleri tarafından parasal açıdan ulaşılabilmesi ve onlar için mevcut hale getirilmesi için uğraşmaktadır. Bu bakış kökeninde bir dikiş makinesi üreticisi olduğu dönemden beri daima aynı kalmış, daha sonra bisiklet üreticisi olduğu dönemde devam etmiş ve günümüzde bütün otomobil ürünlerinin gelişmesinin kalbinde varlığını sürdürmeye devam etmektedir.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Peugeot


Peugeot, Fransız otomobil, bisiklet ve motorsiklet markası. Günümüzde PSA Peugeot Citroen'in bir parçasıdır. Aslında 19. yüzyılın sonlarında bisiklet üreten bir firma olarak kurulmuştur.


Peugeot markasının içinde bulunduğu PSA grubu her gün otomotiv araştırmalarını ve yeniliklerini ileriye götürmek için çalışıyor. Müşterilerinin beklentilerini ve ihtiyaçlarını en etkin bir şekilde karşılamayı amaçlayan 70 ayrı proje ile bunu yapıyor.


Tutkuyla yapılan bu iş araçların güvenlik ve performans düzeylerinin geliştirilmesine ve aynı zamanda yolculara daha fazla yolculuk zevki ve konforu sunulmasını sağlıyor.


Bu teknolojik mükemmelliğe ulaşma arzusu yaratıcılığın geliştirilmesi, yeni araç kavramlarının araştırılması, sera etkisiyle mücadele ve araçların daha güvenli ve kullanıcı dostu üretilmesi gibi hedeflerde somutlaşıyor.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Volkswagen


Volkswagen, Almanya'da, 1938 yılında tek model halk tipi otomobil üretimi için Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi tarafından German Auto Association'a (Alman Otomotiv Birliği) kurdurulan otomobil firması. Şirketin adı, Almancada "halkın arabası" anlamına gelmektedir.


1940'tan sonra Alman savaş gücünü arttırmak için harekete geçirilen Volkswagenwerk (Wolfsburg), kara ve hava taşıtlarının, özellikle uzun menzilli V1 ve V2 güdümlü füzelerin yapımı için sanayi gücünü ordunun emrine verdi. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Volkswagen'in denetimini, Milli İktisat Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Federal Almanya Cumhuriyeti, Aşağı Saksonya Hükümeti, fabrika yönetici ve personeli temsilcilerinden kurulu onbeş kişilik bir kurul üzerine aldı. 1948'de Heinz Nordhoff (Berlin-Charlottenburg Politeknik okulu mühendisi, doğ. 1899) tarafından yeniden teşkilatlandırılan Volkswagenwerk, 1950'den sonra başlangıçtaki üretim kapasitesine ulaştı. 1953'te Batı Almanya'nın en çok otomobil üreten fabrikası haline geldi.


Volkswagen 1980'li yıllarda dünya çapında genişleme hedefine ulaşmak için çalışmalara hız verdi. Uluslararası alanda faaliyete girişmeden önce kendi ürün çeşitlerini tamamen modernleştiren şirket, yeniden Avrupa'nın bir numaralı markası olma yolunda kararlı adımlarla ilerledi. Markanın en çok satan modeli olan Golf'un yanı sıra Polo, bagajlı versiyonu Derby, sportif modeli Scirocco, orta sınıf aile otomobili Passat ve 1981'in Eylül ayında da

Passat'ın daha zengin donanımlı bagaj tipi Santana modeli bulunuyordu. Klasik kaplumbağa Volkswagen'in üretimi ise Latin Amerika ülkelerinden Meksika'da ve yeni yapılan bir anlaşmayla da Mısır'da devam etmekteydi. Bu tipin toplam üretim sayısı 1981'in 15 Mayıs'ında 20 milyonu aşarak yeni bir rekor kaydetmişti. 1983'ün Ağustos'unda sıra, en çok talep gören modelin yenilenmesine gelmişti ve ikinci nesil Golf, birincisi gibi büyük ilgiyle karşılandı. Benzinli ve dizel motorlarının yanı sıra yeni Golf'un bir de çevre kirlenmesini önleyen katalitik egsoz sistemli tipiyle sipariş etme seçeneği vardı. Çevreye saygılı emisyon sistemi zamanla yaygınlaşıp tüm modelleri kapsayacaktı.


Genç nesil arasında ise çok popüler olan "GTI" modeline yüksek performanslı 16 supaplı bir motor, Mayıs 1985'te ilave edildi. Bu modelin uluslararası otomobil sporundaki başarıları kısa zamanda gündeme gelmeye başlamıştı ve 1986'da Grup A Dünya Ralli Şampiyonu oldu, Golf GTI 16V.


Böylece bütün modelleriyle Volkswagen'lerin üretimi ilerlerken, 1987'nin 23 Mart'ında beyaz bir Golf CL tipi, özel bir buluşmaya vesile oldu. O gün, Volkswagen kuruluşu 50 milyonuncu otomobilini üretmiş olmanın mutluluğunu yaşıyordu. Artık Golf modeli yalnız Almanya'nın değil, tüm Avrupa'nın en çok satan tek tip otomobili olmuştu. Bir yıl sonra Haziran ayında Golf modelinin toplam üretimi 10 milyona ulaştı. İki ay sonra da emektar Wolfsburg fabrikası kuruluşundan bu yana ürettiği 25 milyonuncu üniteyi uğurluyordu. Ancak bütün bu kutlamalar birbiri ardına devam ederken, otomobil pazarındaki yerini sağlamlaştıran Volkswagen, kendini 1990'lı yılların getireceği daha da çetin bir rekabete hazırlıyordu.


1980'li yıllarla birlikte Volkswagen yeni bir hamle daha geliştirerek, gelecek yılların tekniğine ışık tutacak model tasarımları çıkarmaya başladı. Şirketin araştırma ve geliştirme faaliyetleri içinde yürütülen bu çalışmalar için 9.000 m2 ofis ve laboratuvar alanı ile 6.000 m2 atölye ve deney alanı tahsis edildi. Geliştirilmiş konfor, yüksek hızda güvenlik ve çevre kirliliği sorunları, bu bölümde derinlemesine inceleniyordu. AUTO 2000 projesi bu amaçla geliştirilen ilk model oldu. Hız denemelerinde kullanılan IRVW II modelinden sonra çarpıcı stili olan IRVW 4-Futura modeli geliştirildi. Bu modelin taşıdığı özellikler arasında martı kanadı gibi açılan geniş yan kapılar, ABS fren sisteminin yanı sıra otomatik park etme sistemi de vardır. Bu nedenle de hem ön, hem de arka lastikleri yön değiştirebiliyordu.


İlk otomobilleri, Hitler'in her Alman ailesini bir otomobil sahibi yapma düşüncesi doğrultusunda, Porsche firması tarafından tasarlanıp üretilmeye başlanan, oldukça ekonomik ve kullanışlı olan, Türkiye'de tosbağa olarak bilinen (İngilizcede Beetle, yani böcek) modeliyle Volkswagen'in ünü tüm dünyaya yayıldı. Tüm dünyada 20 milyondan fazla üretilmiş olan bu modelin üretimi 2003 yılına kadar devam etti. Aynı modelin günümüze uyarlanmış yeni versiyonu olan New Beetle ise 1999 yılında piyasaya sürüldü. Volkswagen, bugün birçok modeliyle dünya pazarında söz sahibi olan önemli bir otomobil firmasıdır.


Şu sıralar, TSI kodlu yeni motorunu Polo ve Golf Jetta modellerine monte edip satışa sürmektedir. Bu motor, 1.4 litre hacme sahip olup 170 beygir güç üretebilmektedir.


Volkswagen'i 1980'li yıllara hazırlayan Toni Schmücker, 1981'in sonuna doğru şirketin idaresini Dr. Carl Hahn'a bıraktı. Otomotiv dünyasının globalleşme sürecine girdiği bu dönemde Dr. Hahn'ın liderliğinde birçok gelişmelere imza atıldı. Bunlardan en önemlisi Çin Halk Cumhuriyeti'nde Volkswagen Santana modelinin üretimine başlamak olmuştu. Bakir sayılan bu pazarda Volkswagen, bugün halen güçlü pozisyonda öncülüğünü devam ettirmektedir. Hahn döneminin ikinci büyük anlaşması ise İspanyol Seat markası ile yapıldı.

Önceleri teknik işbirliği ile başlayan ilişkiler, sonraları
FIAT'ın çekilmesiyle tam bir devir teslimle sonuçlandı. Volkswagen yönetimi altında SEAT'ta gelişmeler hızla ilerledi. Diğer taraftan Güney Amerika ülkelerine araç temin etmek için % 51 Volkswagen hissesiyle güçlü bir kuruluş olan AUTOLATINA kuruldu. Ünlü Berlin Duvarı henüz yıkılmamıştı ama Volkswagen yetkilileri Almanya'nın doğu kesimindeki otomotiv kuruluşlarıyla görüşmeleri başlatmışlardı. Dünya, yeni bir dönemin eşiğindeydi ve Volkswagen yönetimi de bunun bilinciyle gelişmeleri izliyordu.


Volkswagen araçları Türkiye ye Doğuş Grubu tarafından ithal ediliyor. Bu grubun elinde bulunan medya şirketleri sayesinde büyük kitlelere ulaşmayı başarmış ve satış rakamları dikkate şayen rakamlara ulaşmıştır. Önceleri beğeni için kısıtlı sayıda araç ithal ediliyordu, bu sayede bekleme süreleri çoğalıyor ve beklemek istemeyen alıcılar araçların ikinci eline rağbet ediyordu. Bu durum ise araçların ikinci el piyasada rağbet görmesine ve dolası ile de aracın değerine değer katmakta idi. Bu sayede piyasada kısa sürede markanın imajı ikinci elde değerli olan marka sınıfına erişmiştir. Bu satış tekniğinin aynısı Scuderia Ferrari tarafından dünya çapında son 25 yıldır uygulanmakta ve bir çok piyasa eleştirmeninden nasibini almaktadır. Ancak tüm bu eleştirilere rağmen bugün Ferrari sahip olduğu ünü ikinci ele düşen araçları kendisinin, piyasa değerinin üstünde fiyatlara, geri almasına borçludur. Bu işlemlerde Ferrari hep aracı kullanarak kendinin kesinlikle taraf olmadığını yansıtmayı başarmıştır.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Volvo


Volvo dünyanın önde gelen TIR, otobüs, otomobil, iş makinesi, deniz motoru ve endüstriyel motorlar üretimi yapan firmasıdır. Bunun dışında Volvo Group olarak uçak endüstrisinden finans sektörüne kadar geniş alanda faaliyet gösteren holdingdir.


1927 yılında İsveç Göteborg'da SKF markasının bilya üretici olarak kuruldu. Volvo Group'a bağlı binek otomobil üreticisi firma Volvo Cars, 1999'dan beri Ford Motor Company'ye bağlı olarak faaliyet gösteriyor. Deniz motorları üreten bölüm ise Volvo Penta olarak adlandırılmaktadır. Bunun dışında Mack tırları da Volvo Group'a bağlıdır. Volvo bir isveç markasıdır.Almanların audi si,mercedes i,bmw si kadar güçlü bir markadır.Dünyada güvenlik açısından en değerli otomobillerin arasındadır.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Renault


Renault, Fransız araç üreticisi. Otomobil, kamyon, traktör, tren, uçak, motosiklet, otobüs gibi birçok farklı araç üretir. Ülkemizde de büyük yatırımı vardır. Bursa'da kurulu bulunan Oyak-Renault ortaklığındaki fabrika yılda yüzbinlerce araç üretir.


Louis Renault 1877 Paris doğumlu bir beyzadedir. Babası iyi kazanan bir yün taciridir, çocuklarını hoşça tutar. Onlara diğer babalar gibi Latince, Yunanca veya gramer dayatmaz. Meslek seçimini kendilerine bırakır, istediklerini önlerine koyar. Louis makine hastasıdır, henüz 5 yaşındayken arkadaşlarından duyduğu lokomotifi görmek için istasyona koşar. Buhar kazanını, pistonları, bacaları, çözmeye kalkar. 15 yaşında bir öğrenciyken motorlu araçlara merak salar, harçlığından artırdığı paralarla 0.75 beygir gücünde De Dion Bouton marka bir araba alır, sağını solunu sökmeye başlar.


Kont Albert De Dion ve ortağı Çilingir Georges Bouton’un imal ettiği bu arabalar faytondan bozma "yamalı bohça"dırlar. Adı geçen ikili otomobilleri mümkün mertebe ucuza mal edip amelesinden senatörüne kadar herkese satmayı planlar. Ancak bu hayalleri hakikat olmaz, umduklarını bulamazlar. Genç Louis’in henüz araba imal etmek gibi bir fikri yoktur, fakat otomobilini Paris yakınlarında (Billancourt’daki) eski bir garaja götürür. Kardeşleriyle baş başa verir, amatör heyecanlarla "bunu nasıl geliştirmeli" diye kafa yorarlar.


Louis bu arabayı adeta yeniden imal eder, bir sürü ilaveler yapar. Renault'un ilk minik otomobili "Voiturette" ortaya çıkar. Bu araç 3 ileri ve 1 geri vitesli mekanik dişlisiyle yeni bir çığır açar. Üstelik motordaki gücü kayış ve zincirle değil sabit bir mil (şaft) aracılığı ile doğrudan doğruya arka dingile aktarırlar. Araç daha verimli olur ve sessizliği ile dikkat toplar. 24 Aralık 1898’de sokakları harmanlamaya başlayan Voiturette hemcinsleri gibi sadece düzde gitmez, %13 eğimli yokuşları rahatlıkla çıkar.


Louis daha güçlü ve daha devirli motorlar için uğraştığı günlerde jeneratör sistemlerine de el atar, getirdiği yeniliklerle adeta devrim yapar. Henüz 21 yaşında iken (1898) kardeşleri Fernand ve Marcel'i peşine takar, "Renault Freres" şirketini kurar.


1899 yılında Paris-Trouville arasında bir yarış düzenlenir ki mesafe 170 kilometreyi aşar. Renault’lar yaptıkları özel otomobille yarışı rahat kazanırlar. Bu zafer üzerine kapısını çalanlar artar, yağmur gibi sipariş yağar. Babaları onlara 8 bin İngiliz sterlini sermaye verir, ilk ivme için bu para yeter de artar.


Louis Renault asla "Tamam şimdi oldu!" demez, daima "daha mükemmeli" arar. Nitekim kapalı karoseri olan ilk aracı da o yapar. Genç girişimci daha o yılın sonunda Billancourt'daki garajı fabrikaya çevirir ve tam 110 kişi çalıştırmaya başlar. Ahbap çavuşlar, ertesi yıl geliştirdikleri spor arabayla (E modeli) Paris-Bordeaux ve Paris-Berlin yarışlarını kazanır, adeta şov yaparlar. İki silindirli "H" modelinin (1902) ardından, dört silindirli "K" modeliyle Paris-Viyana yarışında zafere koşarlar. Ancak 1903 Paris-Madrid yarışında kaza yapar, Marcel'i toprağa bırakırlar, bir süre sonra Fernand da gözlerini hayata yumar.

Louis tek başına kalır, evet güç kaybeder ama aklındaki uçuk hamleleri de bu yıllarda yapar. Mesela işi gücü bırakıp Parisli faytonculara oynar, hayatı boyunca kamçı sallayan adamlara "atsız araba" satar. Arabacı takımı babadan kalma emektarları elden çıkarır, Renault’nun iki silindirli arabalarından alırlar. Louis böylesi rüzgârları iyi yakalar ve yelkenini rüzgâra göre açar. Talep katlana katlana artınca seri üretime geçer ve işçilerini ihtisas sahibi yapmaya bakar. Biri yalnız boya, öbürü sadece döşeme üzerinde derinleşir, işlerinde "uzman" olurlar. Renault, kuruluşundan 9 yıl sonra New York, Londra ve Berlin'de şubeler açar, derken gemi ve uçak motorları üretmeye başlar.

İşte bu yıllarda kardeşlerinin eksikliğini yaman hisseder, Marcel ve Fernand'ı çok arar. Zira artık sadece imalatı değil, pazarlama ve muhasebeyi de ondan sorarlar. Ama onun önceliği iyi bir arabadır, nitekim ilk amortisörü, ilk soldan direksiyonu, ilk servo freni kullanıp rakiplerine fark atar. Ambulanslar, kamyonetler, itfaiye araçları yapar. Renault'un baklava dilimini andıran logosu küçük ve basit otomobillerden, resmi erkana satılan lüks limuzinlere kadar birçok modelin alnında parlar. Gün gelir (1914) "Societe des Automobiles Renault" 4 bin 400 işçisiyle bir sanayi devi olur, bundan dört yıl sonra da (1918) çalışanların sayısı 22 bini aşar.




Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Bugatti


Bugatti en eski ve en ünlü İtalyan otomobil üreticilerinden biridir. Zamanla birer klasik halini alan güçlü spor arabalarıyla tanınır. Bugatti'nin Bugatti Veyron modeli, 407 km/s hıza, 1001 beygir gücüne(1250 nm tork), 1 Milyon Avro'luk fiyatıyla seri üretim halindeki bir otomobilidir.


Dünya üzerinde bilinen en pahalı otomobil "Bugatti Royale Type 1" dır. Japonya'da 15 milyon dolara satılmıştır. 1931 yılında üretilmiştir. Sadece 6 adet üretilmiştir.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Nissan


Nissan, 26 Aralık 1933 tarihinde Japonya'nın Yokohoma kentinde kuruldu. Adı 1934 yılında Nissan Motor Co. Ltd. olarak değiştirilen şirket, şu anda müşteri mutluluğu ve memnuniyetini ön planda tutan ve tüm ihtiyaçlara cevap vermeyi amaçlayan bir hizmet anlayışı ile dünyanın 5 kıtasında üretim yapıyor.


Kuzey Amerika, Avrupa, Japonya ve Denizaşırı Ülkeler olmak üzere 4 ana bölgede yapılanmış olan Nissan, Avrupa'ya araç ihracına 1962 yılında başladı. 1983'te Terrano II, Vanette Cargo ve günümüzde Navara üretiminin gerçekleştiği Nissan Motor İberica, İspanya'da üretime geçti. 1984 yılında, Nissan'ın bir diğer fabrikası, Nissan Motor Manufacturing İngiltere kuruldu. Bu fabrika aynı zamanda, geniş bir kullanıcı kitlesine hitap eden Primera ve Micra modellerinin de üretildiği yerdi. 1993'te, şirket Avrupa'daki varlığının 60. yılını kutlarken, İngiltere'de üretilen Micra yılın en iyi otomobili ödülünü aldı. Micra, 1995'te Avustralya'ya ihraç edilmeye başlandı. 1996 yılına gelindiğinde,

Nissan'ın yurtdışı üretim merkezlerindeki toplam üretimi 10 milyonu geçmişti. Micra, Note ve Primera modellerinin üretiminin gerçekleştiği İngiltere'deki Sunderland fabrikası, üretim verimliliği bakımından geçtiğimiz yıllarda sayısız ödül alarak "Avrupa'nın en verimli fabrikası" seçilmiştir. Sunderland Nissan'ın yeni Crossover ürünü Qashqai'nin de üretim merkezidir. Qashqai 2007 Şubat ayında tüm Avrupa'da satışa sunulacaktır. Qashqai, 2003 yılında Londra'da açılan Nissan Dizayn Merkezi'nin bir ürünüdür.


Japonya'nın en önemli otomotiv şirketlerinden biri olan Nissan, yıllık 3.4 milyon araç üretimiyle aynı zamanda dünyanın sayılı otomobil üreticilerinden biri sayılıyor. Nissan, günümüzde yeni motor teknolojilerinin tasarlanması, çevre dostu araç üretimi ve güvenlik konularındaki üstünlüğüyle, 2000'li yılların güçlü üreticisi olma yolunda büyük adımlar atıyor. Piyasaya sürdüğü yeni araçlarıyla farklı zevk ve anlayışa hitap eden Nissan, artık tüm enerjisini estetik ve teknolojiyi otomobilin yeni çağına taşımak için çalışıyor.


Geçtiğimiz yıllarda marka imajı konusunda ciddi bir değişim içine giren Nissan, yeni kimliğini "Beklentilerinizi değiştirin" sloganıyla yansıttı. Bu slogan Nissan'ın yeni duruşunu ve tüketicisine vermek istediği mesajları müjdeliyordu. Buna göre "değiştirmek / Shift_" kelimesi hem Nissan'ı hem de potansiyel kullanıcıları hedefliyordu. Nissan için yenilikçi, cesur ve atak bir devrin başladığını, müşteriler için de bugüne kadar insanların zihinlerine yerleşmiş geleneksel otomobil anlayışından sıyrılarak gerçekten beklentileri karşılayacak otomobiller istemenin zamanının geldiğini anlatıyordu.


Bu nedenle Nissan, tüketicilerin ihtiyaçlarını karşılamanın ötesine geçerek, beklentiler üzerinde çalışmaya başladı. Tasarım konusunda cesur ve fikir dolu bir anlayış tercih edildi. Buna göre Nissan'ın tasarımları, alışılagelmiş otomobil anlayışının çok daha dışına çıkan ve tüketiciyle bire bir ilişki kurabilen araçlar yaratmaya yönelmişti. Burada ulaşılmak istenen nokta, sürücüye "Benim otomobilim" dedirtecek tasarımlar yaratmak ve bu alanda kendi standartlarını belirlemekti. Modellere yansıyan bu tasarım felsefesi elbette ki kendine has hayran kitleleri oluşturdu. Nissan'ın farklı müşteri profillerine seslenen Primera, X-Trail, Micra, Note, Qashqai gibi araçları; yeni, cesur ve akıl dolu tasarımlarıyla ne istediğini bilen tüketiciler tarafından çok geçmeden hak ettikleri ilgiyi gördüler.


Nissan global anlamda büyümesini 2000'li yıllarda hızla sürdürmektedir.


2003 yılında Amerika Mississippi'de yeni bir fabrika, yine Rusya'da yeni bir satış firmasının açılışı, 2004 yılında Tayland'da yatırımların genişletilmesi, 2005 yılında Pakistan pazarına girilmesi, Ukrayna'da yeni bir satış firmasının kurulması, Çin'de üretim aşamasına geçilmesi, Nissan için önemli adımlardır.


Nissan global anlamda rekabetçi kalabilmek ve ürünlerinin tüm dünyaya daha etkin bir biçimde yayılmasını sağlamak amacıyla 27 Mart 1999 tarihinde Renault ile bir güçbirliği anlaşması imzaladı. Stratejik ve global alanda şimdiye kadar örneği görülmemiş bu anlaşmayla her iki firmanın toplam üretimi yıllık 6 milyona yaklaşırken; ikili, dünyanın en büyük otomotiv üreticilerinden biri haline geldi.






 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları tatlim sohbet Mobil Chat