ÜLKEMDE KADIN
‘’Alnına yazılmış’’ diyerek büyür
Pişer, gün vurdukça ülkemde kadın
Kader tokmağını yiyerek büyür
Aşar acıları ülkemde kadın
Karanlık içinde çekilen ahtır
Alnına sürülen kara bir bahttır
Onu yapma, bunu etme günahtır
Yaşar horlanarak ülkemde kadın
Görünce sanırsın kara koyunu
Çarşafıyla girdi Arap oyunu
Ölçerler, biçerler etek boyunu
Coşar bilmem neden ülkemde kadın
Ömrünü onulmaz dertlere salan
Din adına bütün ömrünü çalan
Görücü usulü üç şartla alan
Boşar dokuz ile ülkemde kadın
Yürümez oldu salına, salına
Sokakta giremez eşi koluna
Aydınlığa doğru çıkan yoluna
Döşer dikenleri ülkemde kadın
Dediler ki; ‘’Cehennemde yanarsın’’
Beş yüz metre uzaklardan tanırsın
Görsen çocuk fabrikası sanırsın
Şişer dokuz ayda ülkemde kadın
Çıkarcılar kullandılar dinini
Şeytan deyip sarıyorlar tenini
Elinden almışlar çoktan ben’ini
Eşer derdi dertle ülkemde kadın
Çarşafı içinde yalınız kalır
Bütün belaları başında bulur
Töre diye bazen canından olur
Düşer, suçsuz yere ülkemde kadın
Dillere doladık uzun saçını
Arayıp da bulduk birçok suçunu
Dert ile doldurup yanan içini
Koşar bilinmeze ülkemde kadın
Saçına başına karışır olduk
Fikrini sormadan yarışır olduk
Kadından habersiz vuruşur olduk
Şaşar halimize ülkemde kadın
Tarifsiz acıda anadır ana
Bırak yakasını can verdi sana
Bilesin, bıçaklar sığmıyor kına
Deşer yarasını ülkemde kadın
Artık kabuğundan sıyrılıp ta çık
Yiğit’sin bilirim o alnın açık
Zamanı gelmiştir tabuları yık
Başar, ayağa kalk, ülkemde kadın…
KADIN
Bir kadın tanımadım, yüreği ile bakan.
Bir kadın tanımadım, insanlık kokan.
Bir kadın tanımadım, korkuya rest çekmiş.
Bir kadın tanımadım, meğer gerçekmiş.
Bir kadın tanımadım, pazarlık etmeyen.
Bir kadın tanımadım, sevgisi bitmeyen.
Bir kadın tanımadım, kadınlığını diretmeyen.
Bir kadın tanımadım, nankör olup kirletmeyen.
Bir kadın tanımadım, gerçeklere barışık.
Bir kadın tanımadım, zor günlerde ışık.
Bir kadın tanımadım, söylediği gibi olan.
Bir kadın tanımadım. eksik olsun yalan.
Bir kadın tanımadım, yaş geldi kırka çıktı.
Bir kadın tanımadım, duygularım acıktı.
Bir kadın tanımadım, kapris bilmesin.
Bir kadın tanımadım, verdiği söz ölmesin.
Bir kadın tanımadım, ışık tutsun yollarıma.
Bir kadın tanımadım, ağırlık olmasın kollarıma.
Bir kadın tanımadım, alçak gönüllü, haddini bilen.
Bir kadın tanımadım, gülünce gözleri gülen.
Bir kadın tanımadım, insan sarrafı olsun.
Bir kadın tanımadım, aktıkça durulsun.
Bir kadın tanımadım, gözü pek, vefalı, mert.
Bir kadın tanımadım, ne sorun olsun ne dert.
Bir kadın tanımadım, sahte sözler kulak asmasın.
Bir kadın tanımadım, incitmesin, kırmasın, sarsmasın.
KADINLAR
Daha henüz on beşinde
Genç kızlığını yaşamamış
Olmuş telli duvaklı gelin
Körpecik şaşkın kızlar gördüm
Tabiat karar vermiş anne olmaya
Şaşkın, ürkek, biraz da korkak
Hizmet etmişler kocaya
Ezik minik gelinler gördüm
Bilmezlerdi eşitlik bilmem neyi
Katık yaparlardı suya ekmeği
Zevkle dikerlerdi söküğüne yamayı
Ağlarken gülen nineler gördüm
Küsünce hemen boşan demezler
Kadın hakkı eşitlik bilmezler
Duvağıyla gidip tabutuyla çıkarlar
Ölesiye sadık anneler gördüm
Biri elinde, diğeri karnında, sırtında küfesi
Gezmesi gidip geldiği tarlası
Nasır tutmuş elleri yediği dayak cabası
Ne Ayşeler, Fatmalar, Emineler gördüm
Evlense erkeği erkektir, haktır
Karşı gelemez kocasıdır günahtır
Yılın her günü bağışlanacak
Öpülesi, sevilesi, sayılası kadınlar gördüm
ANACIĞIM
-Anneme ve bütün annelere-
Nasıl hatırlamam anacığım nasıl?
Kaç geceler bana ninni söylerdi,
Hasta olunca oydu başucumda bekleyen,
Biraz yorulmayayım, üzülmeyeyim, hemen
Alır kucağına okşardı, saçlarımı öperdi.
Nasıl hatırlamam anacığım nasıl?
Uzun kış geceleri masal masaldı.
Güzel çoban kızları, iyi kalpli sultanlar,
Bir suyun akışı gibi geçip gitti zamanlar
Şimdi ne o dünkü çocuk, ne de o masal kaldı.
Nasıl hatırlamam anacığım nasıl?
Yıkayan oydu mürekkep lekeli parmaklarımı.
Akşam biraz geciksem yollara düşerdi .
Sokağa çıkarken «Yavrucuğum üşütme» derdi.
Hemen bir kazak örerdi biraz boş kaldı mı.
Nasıl hatırlamam anacığım nasıl?
Bilirim yine kalbinde yerim anacığım.
Selam sana Kadınlar Günü İstanbul'dan.
Yeni dönmüşçesine bir akşam okuldan,
Vefalı ellerinden öperim anacığım.
Ümit Yaşar OĞUZCAN
Ve kadınlar ,
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri,
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve karasabana koşulan
ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,,
bizim kadınlarımız..
Nazım HİKMET
KADININ TARİFİ NEDİR?
Bu konu hayatım boyunca aklımı kurcalamıştır..
Kimdir kadın,nasıl biridir,ne düşünür,ne yer,ne içer,duyguları varmıdır?
Kadının tarifi herkeze göre değişiktir şüphesiz...
Kadının adı her gönülde başka başkadır...
Bir de benim tarifimi okuyun bakalım...
Sabah ezanıyla kalkandır kadın...
İbadetini yapan,mutluluk dileyendir Tanrıdan...
Be soba tutuşturandır çalı çırpıyla,odunla değil ha!..
Su ısıtan,ineğin yemini hazırlayan,ve ahırı temizleyendir...
Kahvaltıyı hazırlayandır,çocukların karnını doyurup okula,eşini de balığa veye kahveye gönderendir...
Evini toparlayan,temizleyendir...Yemek pişiren,bulaşık yıkayandır...
Dik yamaçlarda toprağı bilek gücüyle kazıyandır,ürün yetiştirendir...
Yetiştirdiği ürünü toplayan,sırtında speti ile pazara taşıyan,pazarlıyan ve kazandığı para ile evin kuru gıda ihtiyacını temin edip getirendir..
Tütün gibi,yetiştirilmesi çok zor bir ürünü,tek başına,tam 14 ayda yetiştiren,sonra da satarak evin gelirini sağlayandır...
Dik yamaçlarda çalı çırpı toplayan,ağaç budayan ve de bunu SIRTINDA evine taşıyandır kışlık yakacak için...
Denize sürüklenen odun parçalarını,soğukta olsa su,yılmadan,usanmadan toplayandır...
Çocuklarına annelik,kocasına eşlik yapandır...
Eşinin yük taşımasını kendisine hakaret sayandır...
O masal anlatandır...
Esirgeyendir...
Koruyandır...
O anamdır
BİR KADIN
Bir kadın cocuktur aslında.
Cocuk gibi davranmayı sever.
Erkegin kendisine bir cocuga gösterdigi sefkati göstermesini de ister.
Bir cocugu oksar gibi incitmekten korkarak oksamalidir erkek kadını..
Ama her kadın cocukca da olsa dinlenilmesini, dikkate alinmasini ister.
Yani bir kadının cocukluk yapmasina izin vereceksiniz,
ama asla onu bir cocuk olarak görmeyeceksiniz.
Bir kadın güçlüdür aslında.
Hatta erkeklerden çok daha güçlüdür.
Ama bu gücünü her zaman ortaya koymasini sevmez.
Ister ki erkegin gücü kendisine huzur versin.
Kendi kendine yapabilecegi seyleri bile erkegin yapmasini bekler.
Böylece hem daha kadın oldugunu hissedecektir hem de
erkeginin ne kadar güçlü oldugunu görecektir.
Ancak kadın gücünü göstermek istediginde onu engelleyemezsiniz.
Yapmak istedigi bir sey varsa mutlaka yapar.
Bir kadın sevgilidir aslında.
Içinde her zaman sevgiyi tasir.
Sevdiklerinden kolay kolay ayrılamaz.
Sevdiklerini kolay kolay kıramaz.
Zor sever ama tam sever.
Bir kadının tam anlamıyla sevebilmesi için
yüreginin kabul ettigini beyninin de kabul etmesi gerekir.
Ve sevmezse de onu asla sevmeye zorlayamazsınız.
Belki kolayca yüregine girebilirsiniz.
Ancak beyninde yer etmemisseniz her an terk edilebilirsiniz.
Bir kadın yalnızdır aslında.
Hiçbir zaman kadını bütünüyle elde edemezsiniz.
Kendisine ait bir dünyasi vardir ve orada hep yalnızdır.
O dünyaya kimsenin girmesine izin vermez.
Hiçbir anahtar o dünyanin kapısını açamaz.
Yalnızlık onun sıgınagıdır.
O sıgınaga ne zaman girecegine, ne kadar kalacagina hep kendisi karar verir.
Sıgınaktayken oradan çikmaya zorlarsaniz onu sonsuza dek kaybedebilirsiniz
Bir kadın bilgindir aslında.
Neler yapabilecegini erkek akli hayal bile edemez.
Yaratıcılıgının sınırı yoktur.
Ama bunu ortaya çıkartmak için hayatının erkegini bekler.
Hoyratça harcamaz yaratıcılıgını sadece erkegine saklar.
Bir kadının gerçek erkegi olmayi basarabilmisseniz çok sanslisiniz demektir.
Çünkü yasamınız asla sıradan olmayacaktır.
Bir kadın hayattır aslında.
Çünkü hayatın içinde olan her sey ancak kadınlar oldugunda anlam kazanıyor.
Yemek yemek, su içmek bile.
Bir kadının elinden içtiginiz suyla kendi kendinize bardagi doldurup
içtiginiz su arasindaki lezzet farkını anlayabiliyor musunuz?
Anlıyorsanız ne mutlu size. Anlamıyorsanız, ne yazik ki yasamıyorsunuz.
CAN DÜNDAR
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
KADIN
Kimi der ki kadın,
Uzun kış gecelerinde,
yatmak içindir.
Kimi der ki kadın yeşil bir,
harman yerinde dokuz zilli,
köçek gibi oynatmak içindir.
Kimi der ki ayalimdir,
Boynumda taşıdığım vebalimdir.
Kimi der ki hamur yoğuran,
Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek,
Ne ayal, ne vebal,
O benim kollarım, bacaklarım,
Yavrum, annem, kız kardeşim,
Hayat arkadaşımdır.
Nazım Hikmet Ran Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.