Allâh’ın mükâfâtına ancak ona itaatle erilir.
Kim mal ve evladına bereket isterse, Allâh’dan korksun; onun emirlerine uyup nefsini daima murakabe altında tutsun.
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Muhakkak Rûhulkudüs (Cebrail a.s.) bana ilham etti ki, hiçbir kul rızkını tamamen tüketmeden ölmez. Siz onu helâlinden arayınız.
İstediğiniz bir hususta rızkın size geç yahud yavaş gelmesi onu Allâh’ın fazlından isyân ile kazanmağa götürmesin. Elbette her kişinin, gelmesi muhakkak olan rızkı vardır.
Kim takdir olunan rızkına razı olursa o ona bereketli kılınır ve onda genişlik bulur.
Her kim de ona kanaat edip razı olmaz ise onun bereketini ve genişliğini bulamaz.
Elbette rızık kişiyi ecelinin aradığı gibi arar (bulur).”
A’râf sûresinin 96. âyet-i kerîmesi’nin tefsîri:
Eğer o memleketin ahalisi imân edip Allâhü Teâlâ’dan korkmuş –yani peygamberlerinin tebliğ ettiklerine inanıp korunması lazım gelen şeylerden korunup sakınmış- olsalardı elbette üzerlerine yerin göğün bereketlerini açardık. Azab yerine her taraflarından feyz ve bereket yağar, her işleri yolunda gider, saadetleri ve refahları artardı. Lâkin inanıp korunmadılar da yalanladılar. Biz de kendilerini kazana geldikleri küfür ve isyanları ile yakalayı verdik.
Fazilet Takvimi 2012