Ne farkı vardı DİĞERLERİNDEN? Onun da ölüm kokan karanlık arka sokaklar gibi iç kanayan yaraları; sendeleyip düştüğü, saklıda kalmış derme çatma çukurları vardı...
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Yazık ki hiçbirini gönlünün logarlarıyla kapatamamıştı. Onun da, “belki bu kez olur” dediği sevda adına atılan her bir adımında ruhuna balçıklar sıçratan, gevşemiş kaldırım taşları arasındaki çamur gibi, gözyaşıyla ıslak toprakları vardı. Ama hepsinden öte en ıstırablı olanıysa, her satırı pişmanlık tiratlarıyla dolu bu gişesi düşük dramın yalnızca başrolü değil, aynı zamanda senaristi de kendisiydi...
Saçındaki beyaza gözleri kamaşan hayatın, ayakları takılıyordu!
Yüzünde gün be gün artan derin çizgilere…
takılıp sendeliyordu vicdanı günah sesleriyle,
“Tırnaklarınla değil, narin sev parmak uçlarınla!” diye…
Serdar Oğuz