Tekil Mesaj gösterimi
Alt 21 Mayıs 2012, 16:36   #1
Çevrimdışı
ELa__
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Şizofreni Genetik mi Çevresel mi?




''Şizofrenide Gen-Çevre Etkileşimi (EU-GEI) Projesi''
kapsamında yapılacak üç yıllık çalışma ile şizofrenin
genetik mi yoksa çevresel faktörlerle mi geliştiği
belirlenecek.


AB projesi kapsamında 13 ülke ile birlikte yürütülecek
''Şizofrenide Gen-Çevre Etkileşimi (EU-GEI) Projesi''
kapsamında yapılacak üç yıllık çalışma ile şizofrenin
genetik mi yoksa çevresel faktörlerle mi geliştiği
belirlenecek.

Hollanda, Almanya, Hırvatistan, İspanya'nın bulunduğu iş
paketinin Türkiye liderliğinde, ''Şizofreniye yatkınlık
ve hastalık şiddeti'' araştırılacak. Araştırmaya,
Türkiye'den yaklaşık bin şizofreni hastası ve aynı sayıda
şizofreni hastasının kardeşi ve sağlıklı kişi dahil
edilecek.

Şizofreni hastalarının genetik incelemelerinin de
yapıldığı araştırmada, hastalardan alınan kan
örneklerinden akyuvar hücreleri ayrıştırılacak ve özel
bir işlemle ölümsüzleştirilerek, Ankara Üniversitesi (AÜ)
Beyin Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Hücre
Serisi Biyobankası'nda saklanacak. Türkiye'deki tüm
araştırmacılar için sınırsız bir kaynak niteliği
taşıyacak bu örnekler, ilerleyen araştırmalarda
kullanılabilecek.

Araştırma ile şizofreninin sebepleri, tanısı ve tedavisi
ile ilgili önemli ilerlemelere yol açması öngörülüyor.

Projenin Türkiye koordinatörlüğünü AÜ Tıp Fakültesi
Öğretim üyeleri Prof. Dr. Cem Atbaşoğlu ile Doç. Dr.
Meram Can Saka yürütecek.

''TÜRKİYE'DE HER YÜZ KİŞİDEN BİRİNDE ŞİZOFRENİ
GÖRÜLÜYOR''
Ankara Üniversitesi Beyin Araştırmaları Uygulama Merkezi
Müdürü ve Proje Koordinatörü Prof. Dr. Atbaşoğlu, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, şizofreninin kronik bir
hastalık olduğunu ve genellikle 15-20'li yaşlarda
başladığını söyledi.

Şizofreninin, muhakeme kusurları, gerçeği ayırt edememe,
yanlış şeylere inanma, gerçekte olmayan algılamalar
görülmesi, işlev kaybına yol açabilen davranışa başlama
ve eyleme dökme kapasitesinde azalma ile hayattan zevk
almama gibi belirtilerle kendi gösterdiğini belirten
Atbaşoğlu, hastalığın yaşam boyu tedavi gerektirdiğini
ifade etti.

Atbaşoğlu, şiddet yönelik basında çıkan eylemleri
yapanların ''şizofreni hastası'' olarak fişlenmesinin
yanlış olduğunu; şizofreni hastalarında saldırganlığın
fazla olduğuna dair bir veri olmadığını, şizofreninin çok
önemli halk sağlığı sorunu olduğunu dile getirerek,
Türkiye'de her yüz kişiden 3'ünde psikoz, her yüz kişiden
birinde ise şizofreni görüldüğünü söyledi. Şizofreninin,
hasta, hasta yakını ve toplum için büyük ıstırap ve
zorluklara neden olabildiğini ifade eden Atbaşoğlu,
hastalığın çocukluk döneminde yaşanan travmalar, anne-
baba davranışları ve genetik faktörlere bağlı olduğunun
düşünüldüğünü anlattı.

Atbaşoğlu, şizofrenide kalıtımın rolünün çok iyi
bilindiğini, ancak yeni hastalıkların çoğunun ailesinde
şizofreni olmayan kişilerde görüldüğüne dikkati çekti.
Şizofreniye etki eden faktörlere ilişkin dünya ölçeğinde
çeşitli çalışmalar yapıldığını, ancak genetik ile
çevresel etmenlerin birlikte incelenmediğini belirten
Atbaşoğlu, yeni tanıların ''bünye kadar çevrenin de
şizofreninin ortaya çıkmasında etkili olduğu varsayımını
güçlendirdiğini'' ifade etti.

''ŞİZOFRENİYİ BÜNYE Mİ YAPAR ÇEVRE Mİ?''
Bugüne kadar dünya genelinde şizofrenide genetik ve
çevresel faktörlerin birlikte incelendiği boyutta
araştırmanın yapılmadığını dile getiren Atbaşoğlu, AB
Projesi kapsamında 13 ülke ile birlikte yürütülecek üç
yıllık '' Şizofrenide Gen Çevre Etkileşimi'' isimli
çalışma ile şizofrenin genetik mi yoksa çevresel
faktörlerle mi geliştiğinin belirleneceğini söyledi.

Atbaşoğlu, her ülkenin incelemeye alacağı alanın farklı
olduğu projenin Türkiye ayağının Ankara Üniversitesi'nden
kendisi ile birlikte ile Doç. Dr. Saka'nın
koordinatörlüğünde ''Şizofreniye Yatkınlık ve Hastalık
Şiddeti''nin araştırılacağını belirtti.

''TÜRKİYE'DE 1 MİLYON AVRO HARCANACAK''
Doç. Dr. Meram Can Saka'nın verdiği bilgiye göre, AB
''Şizofrenide Bünye-Çevre Etkileşimi Araştırılması'' için
12 milyon Avro araştırma bütçesi ayırdı. Bu kaynak ile
tüm Avrupa'yı kapsayan bir araştırma ekibi kuruldu.
Araştırma kapsamında toplam 13 ülkede 6 iş paketi olarak
adlandırılan farklı başlıklarda incelemeler yapılacak.

Bu ekibin ''hastalığa yatkınlık ve hastalık şiddetini
araştıran'' kolu Türk araştırmacılar tarafından idare
edilecek. AÜ'den Doç. Dr. Saka ve Prof. Dr. Atbaşoğlu
koordinatörlüğündeki iş paketinde 2.5 milyon Avro
harcanacak. Bu paranın bir milyon Avro'su Türkiye'ye
geldi ve araştırma için ''Türkiye Şizofreni Ağı''
kuruldu. Başta Ankara, İstanbul ve İzmir olmak üzere
Türkiye'nin 10'dan fazla ilinde yürütülecek olan çalışma
ile şizofrenide bünye-çevre etkileşimi, şimdiye kadar en
detaylı ele şekilde alınacak.

Araştırmanın, şizofreninin sebepleri, tanısı ve tedavisi
ile ilgili önemli ilerlemelere yol açması öngörülüyor.

Araştırmanın Türkiye ayağında toplam bin şizofreni
hastası, aynı sayıda şizofreni hastasının kardeşi ve
sağlıklı kontrol grubu incelenecek.

Şizofreni hastalarının genetik incelemelerinin de
yapıldığı araştırmada, hastalardan alınan kan
örneklerinden akyuvar hücreleri ayrıştırılacak ve özel
bir işlemle ölümsüzleştirilerek Ankara Üniversitesi Beyin
Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Hücre Serisi
Biyobankasında saklanacak. Sınırsız bir kaynak niteliği
taşıyacak olan bu örnekler ilerleyen araştırmalarda
kullanılabilecek.



Başvurunun ardından projeye katılan kişilerle detaylı
yapılan görüşmenin ardından, psikolojik testler
uygulanacak ve bünyesel özelliklerin değerlendirilmesi
için kan alınacak. Tüm işlemler bir gün içerisinde
bitecek. Projeye katılmak için ailede bir psikoz hastası
bulunması ve gönüllü olmak yeterli olacak.

Bunun dışında, merkezde hala şizofreni, depresyon,
disleksi başta olmak üzere birçok hastalık ve sağlıklı
kişilerle ilgili çalışmalar yürütülecek.

__________________
Ruhsar
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet bizimmekan