Tekil Mesaj gösterimi
Alt 24 Mayıs 2012, 13:35   #20
Çevrimdışı
hidoo
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Çelişkiler Sultanı,Başbakan..




Öncelikle merhaba; konuları tespit etmek lazım.
1) Siyaset ile din iç içe mi, yoksa ayrı ayrı mı?
2) Dindar toplum mu, dindar devlet mi?
3) Dinci mi, dindar mı?
4) Demokrasi nedir?

Siyaset yapanlar, topluma kendi projelerini sunarlar. Toplum da siyasi tarafların projelerini değerlendirerek oy verir veya vermez. Siyaset toplumdan oy toplamanın aracıdır. Birileri siyaset yapmadan siyasete karşırsa böylelerine, uzaktan davulun sesi hoş gelir denilir. Eğer senin siyasete dair fikirlerin varsa bunu bir siyasi parti içinde değerlendirebilirsin. Böylece o partiye de bir katkın olmuş olur. Siyasetçiler, dini referans verdiklerinde kanuni suç işliyor mu, işlemiyor mu; ahlaki mi, değil mi? diye değerlendirilmesi lazım. Siyasetçiler toplumun kültürel değerlerine hitap etmek zorundadır(Bu kültürel değerlerin içinde din de vardır.) yoksa iktidar olamazlar. Tek hedefleri vardır: rakip partiyi eleştirmek. Hangi parti olursa olsun toplumun kültürel değerlerine saygılı olmazsa asla iktidar olamaz bu ülkede. Toplum içki de içer, kumar da oynar, her türlü kötülüğü de yapar; ancak içinde yetişmiş olduğu kültürel değerlere saygı gösterilmesini ister. İçinde yetiştiği fakat yaşamadığı kültürel değerlere parti liderlerinin saygılı olmasını bekler, ona göre oy verir.

Dindar gruplar, dindar cemaatler olabilir; ancak dindar devlet olamaz. Çünkü devletin içinde dindar olmayanlar da vardır. Devlet dindar olanı da dindar olmayanı da kucaklamalıdır. Dolayısıyla dindar hükümet de olamaz. Çünkü hükümet, dindar olanın da dindar olmayanın da hakkını korumak zorundadır.

Toplum, dindarlardan zarar görmemiştir hiçbir zaman; çünkü kimi dindarlığı içinde yaşar kimi de dindarlığını dışa vurur ibadetleriyle gösterir. Ateist olmayan herkes dindardır. Dindarlığın ölçüsü herkese göre değişir. Ancak dinci olmak tehlikelidir. Birilerini zorla kendi inancına yöneltmektir. Çünkü dinci, dinin ticaretini satar, demircinin demirin ticaretini yapması gibi. Demirciden korkulmaz; ama dinciden korkulabilir. Beni kendi yaşadığı şekle dönüştürebilir korkusuyla doğal bir tepki oluşabilir. Dindarın ise böyle bir derdi yoktur. Dindarlığını ya içinde yaşatır ya da dışa vurur.

Birileri, demokrasiyi kurarken her zaman kendileri iktidarda kalır düşüncesiyle kurmuşlardır. Kuralları kendileri koymuştur; ama kendi oluşturdukları kurallarla iktidartan düştüklerinde bu nasıl demokrasi, halk anlamaz demeye başlarlar. O zaman kuralını, iktidardan düşmeyecek şekilde kendin koyacaksın ve buna demokrasi demeyeceksin. Hem kuralını kendin koy, hem de beğenme. bu ne lahana turşusu, bune perhiz. Herkes kendi içinde tutarlı olmak zorundadır. Kim olursa olsun tutarlılıktan uzaklaştığı zaman kaybeder. Hiçbir zaman hiç kimse bir koltukta kalmamıştır ve kalmayacaktır. Koltuk sevdası değil, toplumun prensipleri sevdası olmak lazımdır.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları tatlim sohbet Mobil Chat