Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28 Mayıs 2012, 23:02   #1
Çevrimdışı
efLatun
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yoksa Sizin Hala Dikili Bir Ağacınız Yok mu?





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Endüstriyel atıkların sebep olduğu çevre kirliliği, bilinçsizce ağaçların kesilmesi, atık suların denizlere bırakılması vs.. El birliğiyle doğayı kirletmekteyiz.

Erozyonun önlenmesinde,
Su kaynakların beslenmesinde,
Küresel ısınmada,
Hava nemini dengelemede,
Bol ve temiz oksijen kaynağı olarak,
Yağmur sularını muhfaza etmede,
Sayamadığım, sizlerinde bildiği, çoğumuzun bilipte işine gelmediği sayısız yararları vardır ağaçların.


Biz insanlar yaşadığımız doğal hayata karşı ne kadar bencil ve acımasızız değil mi?
Hiç yaşadığınız çevreyi sorgulayıp içinizin burkulduğunu hissettiniz mi?
Ben çok hissettim..
Oysa çocukluğum ağaçların tepelerinde, daldan dala atlayarak geçti.
Şimdi betonlaşmış şehirlerin apartman dairelerine sıkışıp kalmışız.
Kuş cıvıltılarıyla uyanırdım oysa bir zamanlar, şimdi ise metropollerin bir parçası olmaktan alıkoyamıyorum kendimi, boşa koysam dolmuyor, doluya koysam almıyor.
Özlemimi bazen trekking turlarıyla gidermeye çalışıyorum.

Çok kızdığım oluyor kendime çok..

Araçları olabildiğince az kullanıyorum ki bir iki ağaç, belki bir iki yeşillik ve çocuklara birazcık daha az egzoz ve duman solutmayı başarabilirim diye kendi adıma vicdanımı rahatlatmaya çalışıyorum.

Eskiden; benim tabirimle, gençliğimde diktiğim bir kaç ağaç ve bir kaç çiçek ve yeşillik, doğaya karşı bir nebze borcumu ödemek için atılmış bir kaç adım.

Ama yetiremiyorum;
Yerlere çöp atmıyorum..
Kağıt, plastik, cam vb geri dönüştürülecekleri kendi kutusunu atıyorum.
Pikniğe en son ne zaman gittiğimi hatırlayamıyorum ama her gittiğimde ateşimin yada çevremdeki ateşlerin söndüğünden emin oluyorum.
Sakızımı kesinlikle yerlere atmıyorum.(biliyormusunuz bilmiyorum, kuşlar bunu yiyecek sanıyorlarmış, gagalarına yapışıp açlık ve susuzluktan ölüyorlarmış)
Balkonuma su ve yiyecek koyuyorum.
Doğa dostu kozmetik ürünleri kullanmaya özen gösteriyorum.
Gereksiz elektrik ve su harcamalarından kaçınıyorum.(bu madde de sevgili babacığım bana geldiğinde, beni tasaaruf içerisinde gördüğünde ,birtakım imalarda bulunmaktan kendini alamaz)
Gece yatarken televizyon vs elektronik eşyaların fişlerini prizden tamamiyle çekiyorum.

Hadi gelin köyümüze geri dönelim felan demeyeceğim elbette,
Yaşadığımız şehirleri, bir nevi köye çevirmek için asıl neler yapabiliriz? Bizler belki göremeyeceğiz ama gelecekteki nesillere güzel bir dünya bırakmak için kişesel olarakta olsa yapmak zorunda olduğumuz şeyler var.

Dengesiz havaları yaşadığımız şu günlerde küresel ısınma fazlasıyla varlığını hissettiryor.
Doğaya hepimizin bir borcu var!
Tabiat bizden intikamını almadan önce borcumuzu ödemenin zamanı sizce de gelmedi mi?
Bir sorgulayın kendinizi bu zamana kadar doğa için neler yaptınız, birde doğanın size kattıklarını düşünün.
Bunları okurkende çoğunuz duyarsız insanlar gibi okuyup geçicek ama mıhlanak bir yerlerinize biliyorum! ya zihninize ya vicdanınıza..

Hepimiz temiz bir hava solumak, yeşili görmek istiyoruz, çocuklarımız daha güzel bir dünyada büyüsün , sokaklarda oynayabilsin isiyoruz.
Peki ya bunlar için neler yapıyoruz?
Geç kalmış sayılmayız.
Dünya çölleşmeden, sizin de hala dikili bir ağacınız yoksa geç kalmış sayılmazsınız.

Aşağıda, kaç yılında başlatıldı tam olarak bilmiyorum ama, belki birkaçınızın ilgisini çekicek TEMA vakfı tarafından başlatılan, DOĞA GÖNÜLLÜLERİ DERNEĞİ tarafından desteklenen bir yazı paylaşmak istiyorum.

Birlikten kuvvet doğar, bir elin nesi var iki elin sesi var, damlaya damlaya göl olur vs vs..
Öyle işte..




Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Yeryüzünün aldığı yağmur oranı 10 yıllık aralıklarda artar. Bu sene dünyanın periyodik olarak en çok yağmur alan yıllarından biri olacak, bu nedenle yediğiniz kayısı, şeftali, kiraz, vişne, karpuz, kavun, erik vb. meyvelerin çekirdeklerini lütfen çöpe atmayın, hele çöp poşetlerine ASLA hapsetmeyin. Mümkünse herhangi bir yerde toprağın 10 cm altına gömün. Üzerine de bir bardak su dökün. Gömme imkanınız yoksa bi poşette bu çekirdekleri biriktirip yanınıza alın (yada arabanıza koyun) arsa, tarla, toprak yol kenarı, yamaç gibi toprağı gördüğünüz alanlara bu çekirdeklerinizi savurun, korkmayın bu çevre kirliliği değildir aksine çevre için yeni hayattır. Doğa hemen o yeni çekirdekleri kucaklar ve besler…

Yapacağınız en kötü hareket çekirdekleri poşetlere hapsetmektir ! Bunu yapmayın ve yaptırmayın.
Yapılan çalışmalarda doğaya başıboş atılan yada dikilen bu çekirdeklerin en az yarısının yeşerip ağaç veya bitki olduğu kanıtlanmış.
En büyük israflardan birisi meyve çekirdeklerinin çöpe atılması, ülkemiz adına küçümsenemeyecek büyük bir servet…

Daha yeşil bir ülke için, daha temiz hava için, toprak kaymasını önlemek ve yeni nesillerimize yeşil bir dünya bırakmak için hep birlikte elimizden geldiğince meyve çekirdeği gömelim, savuralım, fırlatalım…

Bu uygulama TEMA tarafından başlatıldı ve bilinçli toplum olarak bizlerin desteklerini bekliyor, Doğaya yardım etmek, gelecekte etrafımızı saracak beton ve gökdelenlerden alamayacağımız oksijeni karşılamak için bile bu çekirdeklerden çıkacak ağaçlara ihtiyacımız olacaktır.

Poşete koymadığınız her çekirdek için şimdiden teşekkürler,

DGD / Doğa Gönüllüleri Derneği





2012 MAYIS / İSTANBUL

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet