Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09 Haziran 2012, 17:12   #1
Çevrimdışı
Melodram
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Çiçeğin uykusu.




Geldiğimde uyuyordun, ağustosböcekleri
çıtırtı içindeydi. Uykusundan yeni kalkmış bir rüzgâr
tabanları sıcak kumdan yanmış gün ışığı
bizi izliyordu. Bakmak, yazın kıyısına uzanıyordu.

Yola sordum, bana hep gidenleri anlattı
kalanları anmak bana düştü sıkıntıyla.
“Beni gittiğin yerde bırak” dedim, işte yazın
sıcak yüzü, ateşle aynı dili konuşan güneş
işte aşk, rayından bir daha çıkan buluşma
haziranda bir kan pıhtısı gül tomurcukları
haziranda kanar gölgeler öğlene doğru.

Saatini ayarladım gecenin, bu senin yazındır
tanyeriyle buluştuğumuz o balıkçı kahvesi
köpüğü bol sohbetler, hepsi sende asılı kaldı
gidişinde... Geçmişe kanat geren zamana inat.

Bir bulutun çocukluğusun sen, dizlerin sıyrık içinde
varoluşun soluğuyla büyüyorsun her buluşmada.
Chagall renklerini getirse, kâğıt olup açılsa yaz önünde
nefesinin ürpertileriyle yıkanırız kucak kucağa
bunu tenha sarsıntılarla kımıldanan teninden biliyorum;
bir kırlangıç rüzgârı biçerek geçiyor
daha uzağını görüyorum gecenin gözlerinden.


Tenin büyük bir atlas, hep yeniden okuduğum efsane
bir define saklı çocukluğunun adalarında
yüzünü romlarla yıkayan bir korsanken ben daha
öyle kucaklarım seni, öyle büyük, öyle sıcak, öyle iç içe.

Haz ki ırmaktır, dibini bulur gecenin...
Rüzgâr ki deli esrimesidir, nefesimle sildiğim teninin...
“Beni gittiğin yerde bırak...” dedim, işte lacivert
sen giderken kimin yalnızlıktan döndüğünü
sen uyanırken hangi tomurcukların patladığını ben bilirim.

Ne zaman buluşsak, sarsıla sarsıla yıkılır
bir çağlayanı kucaklayarak birleşiriz!

Ersan Erçelik.

__________________
If you can't measure it, it doesn't exist.
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklamver bizimmekan