09 Haziran 2012, 17:29
|
#1 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Sevdiğim kadın adları gibi. ( Duygu )
seni kimse anlamıyor Duygu yıkandığın su, yürüdüğün yol, omuzunda gezinen melek şemsiyende sayı saymayı öğrenen yağmur sarmaşık gibi yüzüne sarılan ayna seni kimse anlamıyor Duygu binicisiz atlar , yeleli gece, elini altına soktuğun yastık hep başkalarının sevdiği şarkıları çalan radyolar kırmızı şarap gibi alnında gezinen ateş seni kimse anlamıyor Duygu denizdeki şişe, şişedeki mektup, mektuptaki söz tuttuğun günlüğe düşen gölge kuruttuğun çiçeklerden uçup giden koku seni kimse anlamıyor Duygu kırılan bardak, taşan süt, eteğine sıçrayan çamur yorgunlukta başını dayadığın omuz rüzgârın getirip pencerenin önüne bıraktığı kuştüyü seni kimse anlamıyor Duygu yıldırım aşkları, boşanma davaları, evine dönen yolcu aşkını Portofino mu Mortofino mu, neyse işte öyle bir yerlerde bulduğunu şarkısında anlatan adam ve mırıldanan yalnızca mırıldanan kalabalıklar kentin iç organlarında seni kimse anlamıyor Duygu yaşını başını aldığı halde neden teyze olmadığını kimsenin bilmediği Güzin Abla bilginin kurutulacak bir çamaşır olduğunu sanan okul bir terliksi hayvan olduğunu ve tek hücreli canlılar gibi bölünerek çoğaldığını sanan devlet seni kimse anlamıyor Duygu ayın arkada kalan karanlık yüzü aşkın sana bakan yaralı yüzü ve kayarlarken dilek tuttuğun yıldızlar " Birisi çıkıp yalnızca beni ben olduğum için sevsin Tanrım! Ama geç olmadan, olur mu? " Akgün Akova.
__________________ If you can't measure it, it doesn't exist. |
| |