Cevap: Kırgınlık
Yalnız geçiremeyeceğini düşündüğün bu hayatta, yanına dost ararsın, eş ararsın, arkadaş ararsın ve arkanda her zaman aileni istersin. Her insan bencil doğar bu yüzden ve yalnızlığı kimse tercih etmek istemez. Ben yalnızım dediğinde bile, yalnızlığın sebebine bakınca '' seni kıran veya senin kırdığın '' insanlar görünür arka planda. Herkesin birbirine anlayış gösterebileceği, birbirini anlayabileceği ve birbirine tahammül edebileceği bir dünya yoktur. Ama çoğumuz bunu istiyoruz, herkes beni anlasın, herkes benim derdime ortak olsun, benimle ağlasın benimle gülsün. Ortaya yine bencillik çıkıyor işte. Bencil olduğumuz için kırılıyoruz belki de ya da fazlasıyla saf. Çok seversek, daha çok sevileceğimizi düşündüğümüz için kırılıyoruz. Birine güvenirsek, daha kolay yol alabileceğimizi düşündüğümüz için kırılıyoruz. Acılarımızı paylaştığımız insanları doğru seçmediğimiz için kırılıyoruz, sadece acıları değil tabii bütün anıları, geçmişi veya gelecekteki planlarımızı yanlış insanlara anlattığımız için kırılıyoruz. Bazen biz kırmayı seçiyoruz. Çekip gidebilmek için kırarsan yanındakileri, belki nefret edip peşimden gelmezler diye. Zorunluluktan kırdığın zamanlarda olur, sabrın taşar, tahammülüm şaşar, olur ya arada. Her kırdığında kendi kırılmışlıklarının hırsını alırsın belki en günahsız olanından. Başkasına kızar ötekine patlarsın, ağzından istemediğin sözler çıkar, toplayamazsın. Ayakta kalabilmek için de bazen kırmak gerekiyor, kırılmamak için de temkinli olmak. Her insan birbirine aynı şeyi yapıyor ve kırıyor ama biz hep ötekileri suçluyoruz, hiç tanımadıklarımızı. Kırgınlıklarım var mı diye düşünsem, elbette var, çok hem de. En ufak kırgınlıklarım anneme olan dakikalık kırgınlıklarımdır, dakikasında geçtiğini zannetmeme rağmen her tartışmada aklıma geldiklerini de inkar edemem. Dost bildiğim insanlarla yaşadıklarım cabası, belki de en büyük kırgınlığı biz sol yanımızda yediğimiz vurgunlarla yaşıyoruz. En çok bastırdığımız yanımız olan kalbimizde belki de bizim bile farkına varamadığımız birçok kırgınlık vardır ama ne olursa olsun bunların hiçbiri beni yıkmadı, hâlâ nefes alıyorum ve bir şekilde yaşıyorum. Geçmişin kavgasını yaptıkça gerilediğimi anladığım gün, bütün kırgınlıklarımdan arındım, en azından öyle düşünüyorum. Belki daha güvensiz ve soğuk davranıyorumdur ya da sıcak davransam bile altında bir soğukluk seziyordur insanlar ama umrumda olmuyor. Kırmamak ve kırılmamak için küçük adımlarla ilerlemek lazım, sonra büyük yaralarla karşı karşıya kalmamak için. Öldürmeyen acı güçlendirir ve o zaman daha çok kırmak isterler sizi. En önemlisi de insanların ne düşündüğünü ve ne dediğini daha az bilerek ve görerek yaşadığınızda azalır kırgınlıklarınız. Kırılmadan büyüyemez bir insan, kendinize vazo muamelesi yapmayın yoksa asla toparlanamazsınız. '' Bir hayli kırıldım, her şey kadar, herkes kadar.. '' diyor Can Yücel. Panik yapmayın, bu kırgınlıklarınızda yalnız değilsiniz.
__________________ If you can't measure it, it doesn't exist. |