Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
“Ben yapmıyorum. Ben sadece ormana gidiyorum. En temel şey, ormanı ve ağaçları sorgulamak. Hangi ağaç sandalye olmaya hazır diye sormak.” dedi. Bu tip şeyler saçma görünebilir. Çünkü biz bilmiyoruz. O dili bilmiyoruz. Üç gün boyunca ormanda kalırmış. Önce bir ağacın, sonra başka bir ağacın altına oturur ve onlarla konuşurmuş. Adam delinin tekiymiş! Ama nasıl bir ağaç meyvesiyle değerlendiriliyorsa, bir ustanın da yarattıklarıyla değerlendirilmesi gerekir. Sandalyelerinden bazıları Çin'de, günümüze kadar ulaşmış durumda. Ve hâlâ o büyüleyici çekime sahipler. İnsanı kendine çekiyor ve neyin çektiğini anlamıyorsun. Aradan bin yıl geçmesine rağmen! Bu inanılmaz güzellikte bir şey. “Gidiyorum ve sandalye olmak isteyen bir ağaç arıyorum diye sesleniyorum. Ağaçlara gönüllü olmak istiyorlar mı diye soruyorum. Sadece gönüllü olmak değil, benimle işbirliği yapmaya hazırlar mı diye soruyorum. Ancak o zaman... Bazen hiçbir ağaç sandalyeye dönüşmeye hazır olmuyor ve ben elim boş dönüyorum.”diye anlatıyor Zen USTASI! Bu da yaşanmış bir olay. Çin İmparatoru ondan kendine bir kütüphane yapmasını istemiş. Usta ormana gitmiş ve üç gün sonra dönmüş. “Bekleyeceğiz. Hiçbir ağaç saraya gelmeye hazır değil.”demiş. Üç ay sonra imparator tekrar sormuş. Marangoz cevap vermiş: “Sürekli ormana gidip geliyorum. İkna etmeye çalışıyorum. Bekleyeceğiz. Bir ağaç ikna olmaya başladı bile." Sonra bir ağacı ikna etti. “İşin sanatı bu. Ağaç kendi isteğiyle geldiği zaman, o zaman sadece marangozdan yardım istiyor olur.”demiş.
YARATICILIK
(Osho)