Deve cüce felsefesiyle
On parmaksız bir piyaniste Mozart dinletmek
Şiiri keşfetmekmiş
Ki Christof Kolomb daha çok
Okyanusun sesini dinlerdi
En güzel caz ise
Dışlanmış siyah bir renkti
Zamanı geldiğinde beyazının bile imrendiği
Bugün
Yolumu kesti bir seyyar
Abi aşk ister misin dedi
Güldüm, nerede lan dedim
Bir poşet çıkardı
İçi havayla dolu
Bak abi içinde görmüyor musun dedi
Gördüm ama bu çıplak dedim
Daha ne istiyorsun abi dedi
Herkese çok pahalı sana daha da şiir dedi
O zaman yaz, aşk senin olsun dedim
Deve cüce felsefesiyle
Çıplak bir kralı oynarken şairliği memleketimin
Pembe her lakırdıya usta bir acı yaftası olmak
Sonrası devrim
Sonrası Bella’nın ikiyüzlülüğüne
Sonrası Tanrının kimsesizliğine topuk tokuşturmak
Sarhoş zaferlerin zengin duruşuna
Fakir kusmak
Kurdeleye dönüştüğünde
Binmesen de bindirir seni saltanat kayığına
Sonrası bilinçsiz istemsiz bir cinayettir
Çünkü sana bindirenler, inmeyi öğretmemişlerdir
Bu yüzden kusursuz şairlik değil
Kusursuz katillik seçkisidir kurbanı seçmek
Yaşamak
Yeni bir şair hangi eski şaire dönüşür çabasıyken
Çok güzel benzerlikler bunlar sahnesinde
Benzemesen de, seni benzetecek birileri
Seni benzetecek bir üstat bulurlar saltanata
Ki sürsün sefa sandıkları cefa.
Duyuyor musun piyanonun sesini
Olmayan parmaklarıyla
Çürük yumurtaya ayrılmış sanatı anlatıyor sana
Sonrası senin felsefen
Sonrası senin trafik kazaların
On dört hakkın daha var bugünden sonra
Tüm duvarlar senin, tüm aşk masallarını canlandırabilirsin
Gerçek bir şiir gibi…
Tolga Baş