Sayfayı çeviren ilahi kudret şafak sürüyor tabiatına
Safâ tepesini tırmanan güneş yakıyor sessizliği
Su damlalarına hareket kazandırıyor hayat
Tanrı parçacıkları geçerken içimden
Sana dokunmayı
Bir teoriden gerçeğe dönüştürmek için yaşıyorum
Adım attıkça bedenim, sokaklar
Kaldırımlar
Belediyenin terk ettiği kanalizasyon çukurları
Başlangıçlar oluşuyor
Seni özledikçe
Bir hastalık gibi evrim geçiriyorum
Belki de binlerce yıl önce balinaydım diyeceğim
Bizden kalan kalıntılara ulaşınca aşkın çocukları
Seninle karşılaşınca öyle bir soyacağım ki
Gözlerinden başlayarak bedenini
Mesela ipekten iç çamaşırı icat edeceğim
Mesela bir kelebek tokası takacağım saçlarına
Tekerleği gizleyeceğim yüzyıllar boyunca belki de
Senin için ateşi yakacağım hayata ilk defa ruhumla
Bestelenmiş tüm aşk şarkılarını yeniden yazacağım kayalara
İçimde Tanrı parçacıkları
Biz eskiyene kadar sevgili
Biz eskiyene kadar yaşamın başlangıcına keşfedeceğim
Aşka ait ölümsüzlüğü
Yeni bir tesadüf düşleyecek kader ikimize
Yeni vapurlar
Yeni otobüsler
Yeni fortçular, yeni kurallar ayakta kalanlara dair
Pastel bir dokunuşla sileceğim mesela yüz çizgilerimizi
Sen bana
Senden ressam olmazmış diyeceksin
Ben geçmişte Pablo Picasso olduğumu gizleyeceğim senden
Ellerine sulu boya bulaştıran yedi yaşında bir çocuk gibi
Yeniden öğreneceğim hissetmeyi
Kalçalarına üç numara fırça darbeleri
Memelerine serçe parmağımla
Uçsuz gökyüzü pembesi döşeyeceğim
İçimde Tanrı parçacıkları
Ateş sarana kadar, ateş sönene kadar sevgili …
Tolga Baş