Şiir Yakışır Geceye
Işıkları Kapat
Yarasalar uçar uçma desen de…
Yıldızlar tutuşur istemesen de…
Şiirin elleri vardır, narindir;
Öyle güzeldir ki tutan irkilir.
Hani o siyah siste
Esin parıldar ya,
Ay bile ağlar ya gökte
Bir martı telaşında…
Beni al götür rüzgârlara şiir
Bir papatyanın serinliğinde…
Bir çoban kaval çalsın…
Ben gülmeyi beceremem ki…
Acılar biriktir karanlıklarda,
Sevdalar sivrilsin hep yasaklarda,
Elimi uzatsam yetişemem ki;
Uzaktadır güller, çok uzaklarda…
Artık vakit
Sarhoş bir kış mevsimidir;
Yaşlı bir adam soba doldururken
Üşür elleri…
Bir otobüsün gözlerinde tozlu yollar
Döner durur bir sağa bir sola…
“Kamyonlar kavun taşır” derdi Külebi,
Hayat yalandır…
Durma delilerin düşünü söyle;
Sonsuza dek kardeş ol bu geceyle.
Sınandı yüreğim binbir acıyla;
Bak, gökte dışlanmış kuşlar uçuyor.
Ağlıyorum şimdi
Bakıp geceye…
Gece gözlerini kaçırıyor benden,
Şizofren mi acaba?
Eski bir türkü vardı bilirsin,
Hani Karacaoğlan söylerdi…
Kelebekler kelebekler
Kırmızı odamda…
Beni gecelerin gözlerine yaz,
Derin kederlerin avuçlarına…
Beni buralardan al götür biraz,
Götür beni söğüt ağaçlarına…
Ben gülmeyi beceremem ki…
Meyhanedeydik;
O kadın neden üzgün?
Bira ne kadar pahalıymış…
Şiir yakışır geceye..
Fuzûlî’nin divanında
Kanayan bir gazele
Yazdım seni…
Nihat KAÇOĞLU