Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Zamanı yaralarla ölçen kadın.
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Bu sefer biraz daha uzun yazarım belki daha kısa ve son olur bu. Ciddi anlamda belki de son kez bunu yapacağım, ne kadar dayanabilirim bilmiyorum ama deneyeceğim, sustuğum kadar yazmamayı da denerim. Hayatımıza bir süreliğine girmiş ve sonra görevini tamamlamış gibi hayatımızdan çıkardığımız insanların arkasından hiçbir zaman iyi düşünemeyeceğiz biz. Hayatımızdaki her insan mükemmelmiş gibi, hayatımızdan çıkan herkese '' kötü gözle '' bakmak gibi bir mecburiyetimiz varmış gibi davranıyoruz. İsterse 10 gün olsun, isterse 10 ay ya da 10 yıl. Birini hayatına almışsan eğer ve onunla bir şeyler paylaşmışsan, onun arkasından kötü bir şey düşünebiliyorsan, bu bir gün gelir seni bulur, senin yakanı bırakmaz. Herkesin herkesle anlaşabilmesini ve sevebilmesini bekleyen insanları hiçbir zaman anlayamam. Dönüp kendilerine bir kez olsun bakmaları gerekiyor, hayatlarında gerçekten onları seven birileri muhakkak vardır. Çünkü her insan bir başkasını kendine daha yakın hisseder, bir başkasında kendini bulur ama hiçbir zaman herkes herkesi sevmez. Her tanıdığın insanda kendini bulamazsın, herkes senin düşüncelerine katılmaz, kötü anında hep yanında olmaz ve sen bunların hepsini fark ettiğin gün, yalnız kalırsın; çünkü hayatındaki önemli insanlara o gidenler yüzünden haksızlık etmişsindir. Yalnız kaldığını hissettiğin için hep bir arayış içinde olursun, beni anlayan birileri olsun artık diye milyon kez bağırırsın ama nafile. Bu yaşadığın yalnızlık en çok senin suçundur, senin bir şeyler kabullenemeden yaşamanın suçudur. Başlayan bir şeyin bitme olasılığına hiç alışamıyoruz, hiç kabul edemiyoruz. Hep mükemmeli ararken kendimizin mükemmelden uzak olabileceği aklımıza bile gelmiyor. Hatalar yapıyoruz ama hiç kabul etmiyoruz, insan kendisini hatalı göremez hiçbir zaman, pek başaramaz bunu ama ben başardım. Ben hatalıydım, belki en başında, belki de bunları yazarken en büyük hatayı yapıyorum ama eğer bunu yapmazsam, rahat uyuyamam. Bir şeyler okumamla dünyam bir anda değişebiliyor, bir nakaratı dinlerken de değiştirebilirim ben dünyayı ya da çok mu iddiaalı oldu bu, sadece kendimi değiştirmem yeter de artar bile. Öyle yapıyorum işte ben de. Hayatıma kolay kolay birilerini sokmam ben ve hayatıma da hayatımda olanların burunlarını sokmasına müsade etmem. Başkalarının aklıyla fikriyle yaşamaktansa kendi hatalarımla akıllanmayı tercih ederim. Hayatımda olan herkesi önemserim ben, gerçekten hayatımdaysa eğer ama ben en çok kendimi önemsiyorum artık. Çünkü o görevini tamamlayan nice insandan sonra anladım ki hayatta benden önemli hiçbir şey olamaz. Sonra düşündüm, hata yaptım mı diye? Hiç başkası benim arkamdan kötü bir şey demiş midir diye düşündüm. Düşününce bir şey bulamadım, çünkü kimseyi hayal kırıklığına uğratmadım ben. Hayatımdaki 10 insana sorun, nasıldır Cansu diye, biri de çıkıp kötü bir şey demez, kendimden o kadar eminim ya da onlardan çok eminim. Neden? Çünkü onlar benim hayatımdalar ama bir de hayatımdan çıkardığım insanlara sormak lazım bunu, nasıldı diye. İşte o zaman onları hayatımdan çıkardığım için bana sövebilirler. Kendi hatalarını örtebilmek için, benim hatasız olduğumu bile bile '' bana söverler '' Bu sadece benim hayatımda olan bir şey değil, bir sürü insanın başına gelen bir durumdur. Onca güzel geçirilen günü hiçe sayarız, yaşanmamış gibi yapar ve gidenin arkasından söveriz. Bırakın herkes sizi sevmesin, bırakın herkes sizi anlamasın, herkes sizin için '' iyidir '' demesin, önce siz kendinizi sevin, anlayın ve iyi olduğunuzu görün. Başkalarının onaylamalarından ziyade, kendinizin farkına varın. Nefes mi alıyorsunuz, yaşıyorsunuz demektir. Yaşıyorsunuz değil mi? O zaman hiçbir şey bitmedi. alın bir kitap okuyun mesela, her cümlesinde kendinizi bulursunuz. Çünkü yazan da sizinle aynı şeyleri yaşadığı için yazmıştır. Neden dinlediğiniz şarkılar size çok tanıdık geliyor? Çünkü yazan da bu yollardan geçmiştir, biliyordur herkesin neye üzüleceğini, herkesi nasıl etkileyeceğini iyi biliyordur. Acının babasını yaşamıştır belki de. Hayatınıza aldığınız insanlar derken bunu sadece '' aşk '' anlamında düşünmenize de hiç gerek yok. Her gelen insan sizin için aşk mıdır zannediyorsunuz? Neyse, siz ne zannederseniz zannedin. Bir yerlerde sizin için kötü konuşan birileri muhakkak vardır, çünkü onlar sizi hak etmemiştir. Siz size hak etmeyen birine/birilerine hak ettiğinden daha fazla değer verdiyseniz eğer, hata budur işte. Şimdi niye bu kadar doldum diye soracak olursanız, bir şeyler okudum ve etkilendim. Bu etkilenmenin kötü bir anlamda olduğunu da söyleyemeceğim, sadece hayatın ne kadar basit olduğunu anladım. Benden kendisini sürekli sevmemi bekleyen insanların, nasıl bir anda yok olabildiklerini gördüm dün gece. Aslında her şeyin pamuk ipliğine bağlı olduğunu ve kimseye kendinden çok değer ve önem vermemem gerektiğini bir kez daha gördüm. Ben bunu zaten yıllar önce anladığım için '' Melodram '' oldum. Gelip soruyorlar, nickinin anlamı nedir diye. Aç dergileri bak, sözlüklere bak yazıyor orada eğer anlamını merak ediyorsan. Yok, sen neden '' Melodram '' nickini kullandın diyecekseniz eğer, benimle 2-3 saat konuşmanız gerekiyor, ben size anlatırım ama artık çok geç. 3-4 yıllık '' Melodram '' maceramı 2-3 saate sığdırabilecek kadar gördüm ve geçirdim. Yaşım istediği kadar genç olsun, akılın yaşta olmadığını anlayacak kadar da büyüdüm. Belki hayatın kendisinden tokat yemedim ama o tokatı yediğim çok insan oldu hayatımda ve hepsi benim daha da güçlenmeme sebep oldu. Giden hiçkimseye sövmüyorum, sövmeyeceğim de. vaktinde hayatımda olan herkese saygımı da kaybetmeyeceğim, çünkü ben onlar sayesinde güçlüyüm. Ve bir gün hepsi bana bir yerde rastlayacak, güçlü olduğumu gördükleri için yeniden eskiye götürmek isteyecek, çünkü bir kadının gücüyle baş edebilecek başka bir kadın ve erkek yoktur. Sen güçlü durmak zorundasın artık dedim kendime ve o günden beri, tek bir kez bile yenilmedim insanlara. İçimde ne varsa hepsini sökebilecek kadar gözümün döndüğü dün gece, anladım. Birkaç insan var, birkaç insan olarak hep kalacaklar. Ne bir fazla olacak ne bir eksik, hep birkaç kişi. Benim iki belirgin özelliğim var. Bir insanı çok sevmem ve bir insandan çok nefret etmem. İkisini de hakkıyla yerine getiririm, sonunu da hiç düşünmem. Dünden sonra, ne kimseye nefretim ne de geçmişimde kalan insanlara ufacıkta olsa sevgim yok. '' Geçmişi seviyorsun. '' diyen arkadaşıma '' Hayır geçmişi sevmiyorum, sadece bugün iyi olabilmem için geçmişte bir şeyleri değiştirmem gerekiyor ama bunu yapamam biliyorum, o yüzden bugünü sevmem lazım, yarının iyi olması için '' dedim. O da benim geçmişimdi, geçmişimden bugüne gelebilen nadir insanlardandı ve büyük ihtimalle artık o da olmayacak. İnsanlar hep kendi düşündükleri gibi olsun istiyor her şey. Cansu bugün benim yanımda olsun, Cansu bugün beni anlasın, Cansu bugün benimle konuşssun, Cansu bugün benim dostum olsun, Cansu bugün benim sevgilim olsun, Cansu bugün beni bıraksın, Cansu bugün terk edilsin, Cansu bugün benden nefret etsin, Cansu bugün çekip gitsin. Hiçbir zaman öyle olmadı, üzgünüm. Ben istediğim de sevdim, istemediğimde de gittim. Hepsi bu. Ve unutmadan; [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Yani kaybettiğim hiçbir şey yok. Bu böyle veda konuşması falan değil, aslında sitemde değil, özlemde değil, kırgınlık değil, nefret hiç değil, öfke bile değil. Bu sadece bu. Hepsi bu yani, bu. Değiştirebilme şansım varken, değiştirmeye gidiyorum, çünkü şu an düzenli nefes alabiliyorum. Koşunca tıkanmıyorum, öksürüklere boğulmuyorum, merdiven çıkınca nefesim kesilmiyor. Sadece biri boğazıma yapışırsa eğer o zaman her şey farklı olur, bu yüzden o elleri üzerimden bir bir siliyorum. Belki bir gün yine üzüleceğiz; ama bugün gülmek zorundayız. Bensiz nefes alamayan, bensiz yaşayamayan, bana bir şeylerini anlatmadan duramayan, beni en iyi dostu gördüğü için yanımdan ayrılmayan, seni hep yanımda görmek istiyorum diyen o geçmiş, gerçekten geçmiş. Boşuna uğraşmayın, hayat karşınıza onlardan bir sürü çıkaracak ve emin olun hepsi de ölene kadar nefes alacak, korkmayın. Haydi gidin şimdi. Yıl oluyor 2013, e o zaman geç oldu biz kalkalım.
__________________ If you can't measure it, it doesn't exist. |