Tekil Mesaj gösterimi
Alt 15 Aralık 2012, 22:12   #1
Çevrimdışı
Afrodit
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yalnızlık, Zemberekler Ve Bir Bilmece - Yasemin Çongar




Yalnızlık, Zemberekler Ve Bir Bilmece

Erkek ölür. Erkeğin sır kadını da ölür mecburen. Onu herkesten gizleyen ve herkesten gizlemek zorunda kaldığı erkek, on üç yıllık sırlarının orta yerinde, herhangi bir gün gibi görünen bir günün ortasında küt diye kendi sonuna yıkılıverince, on üç yıldır zaten “yok” olan, zaten hiç “olmamış” olan kadın ne yapsın?

Meşru bir şeydir ölüm. Hakkı helâl etmektir. Görünen nihayettir. Tek tanrılı inanç böyle buyurur. Ve kaç dulu kalırsa kalsın geride, ölen erkek sadece bir kadını dul bırakmış gibi yapar cemaat; tek eşli ahlâk böyle buyurur.

Görünen nihayetiyle birlikte artık ebedî meşruiyetine de kavuşurken erkek, onun gayrımeşru kadını, onun yasını bile gizlice tutmaya mahkûm olan “eksik” ve “öteki” kadını nasıl yaşasın? Canlı ceset misali, başka bir hayatın içine gömülür çaresiz. Hayatın imkânsız göründüğü yerde, hayata benzeyen soğuk bir boşluk bulur kendine; ıslak çuhadan bir kesenin içine düşer. Havasız, ışıksız bir yerde kaybolmak, ölmeden ölmek ister. Gayrımeşru bir ölüm!

Yazar bu cümlelerin hiçbirini kullanmamış ama böyle başlıyor roman.

Bir bilmecem var çocuklar…

İnsan, ona kendini zeki sanma fırsatı veren her şey gibi, biraz zorlanarak çözebildiği bilmeceleri de seviyor. Küçükken böyle bir bilmecem vardı benim. Çok severdim. Sonra herkes gibi ben de, kendini tescile muhtaç sayan bir zekânın zavallı kırılganlığını kavramaya başlayacak kadar büyüdüğümde, başka bir sebep buldum bilmeceyi sevmek için. O sebepten söz edeceğim, ama önce, çocukluğumun hiç de “siyaseten doğrucu” olmayan kelimeleriyle sorsam olur mu?

Diyelim ki, yamyamlar, dürüstler ve yalancılar diye ayrılan üç kabilenin yaşadığı bir diyardan kaçmak istiyorsunuz ve önünüze iki yol çıkıyor. Yollardan biri, sizi insanların insan yemediği bir yere vardıracak; diğer yolun sonunda ise güveçte yahni olmak var. Karşıdan iki yerli geliyor. Biri“dürüstler” kabilesinden, diğeri “yalancılar” kabilesinden; hangisinin hangi kabileden olduğunu ayırdedemiyorsunuz ama biliyorsunuz ki yalancılar kabilesine mensup yerli asla doğru söylemeyecek size; dürüstler kabilesine mensup yerli ise doğru sözden şaşmayacak. Yamyamlardan kurtulmak için tek yerliye, tek soru sorma hakkınız olsa, ne sorardınız?

Bildiniz elbette! Soruyu sorduğunuz yerliden kendisinin değil yanındakinin cevabını size söylemesini isteyeceksiniz, hepsi bu. “‘Yamyamların köyüne gitmeyen yol hangisi’ sorusunu diğer yerliye sorsam bana hangi yolu gösterirdi” diyeceksiniz mesela; o vakit, dürüst yerli, size yanındaki yalancının vereceği cevabı olduğu gibi aktarıp, ölümcül seçeneği işaret edecek. Yalancı yerli ise, dürüst yerlinin vereceği doğru cevabın tam tersini söyleyecek; yine yamyamların köyüne giden yolu gösterecek. Konuştuğunuz yerli hangi kabileden olursa olsun, doğru da söylese, yalan da, sonuç değişmeyecek yani; aldığınız cevap hep “yanlış” olacak ve siz bu cevaba uymadığınız, yerlinin işaret ettiği yoldan gitmediğiniz sürece kurtulacaksınız.



 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet