1. İnsan Allah'a inanma ihtiyacı ile yaratılmıştır. Bu nedenle yaratıcıyla ilişkilerini belli bir düzen ve seviyede tutmalıdır. Yaratandan kopuk bir hayat insanda bir boşluk, kararsızlık, amaçsızlık hatta hayata ve insanlara karşı güvensizlik duygusuna neden olur.
2. Kişinin kendisine ve yeteneklerine güvenmesi şarttır. Her insan dünyaya niçin gönderildiğinin ve diğer insanlardan farklı olan yanlarının farkına varıp bunların gelişimi için gerekli çabayı bir ömür gösterecek kararlılığa ve donanıma sahip olmalıdır.
3. Sevinç, korku, öfke, kızgınlık vb. olumlu ve olumsuz duygular ihtiyaç duyulduğunda güvenilen insanlarla paylaşılmalıdır.
4. İnsan acı veren olaylardan kaçıp neşe veren olaylara yönelmeye meyillidir. Fakat başımıza gelen sıkıntılardan ders çıkarmayı bilmez ve tedbir almazsak hayat oldukça karmaşık bir hal alır. Bu nedenle her günün sonunda kritik yapıp hedefler belirleyerek kendi kişisel gelişimimizin sorumluluğunu almalıyız.
5. Zamanı en verimli şekilde değerlendirmek, üretmek, çalışmak ve çevresine faydalı olmak kişinin kendine olan saygısını, güvenini arttıran en temel etkenlerdendir.
6. Kişiliğin belirginleşmeye başladığı ergenlik dönemi çok hassasiyet gerektiren bir süreçtir. Ergenin ,ebeveynleri ve yakın çevresi tarafından makul olan tüm istekleri dikkate alınmalı, fikirlerine saygı duyulduğu, dinlendiği ve sevildiği dolu dolu hissettirilmelidir.Aksi halde ergen aile ve okulda göremediği ilgiyi yanlış kişilerde arayabilir. Bu da dönüşü zor olacak nice acı olaylara kapı aralayabilir.
7. Ruh ve beden sağlığı birbiriyle yakından ilişkilidir. Öyle ki bir insanın sağlıklı beslenmemesi, yeteri kadar dinlenmemesi, spor yapmaması kişinin sadece beden değil ruh sağlığını da olumsuz etkiler.
8. Hayatın getirdiği zorluklar sinir sistemimiz ve kaslarımızı yorarak gerginliğe neden olur. Tüm bu sorunlardan nefes egzersizlerini doğru ve yeterli süre uygulayarak kurtulmamız mümkündür.Çünkü hayatın devamında insan metabolizması için en temel ihtiyaçlardan biri oksijendir.Yeterli oksijenlenemeyen dokular görevlerini olması gerekttiği gibi yapamazlar.
9. Her insanın sevmeye, sevilmeye, beslenmeye, barınmaya, korunmaya, güven duyulmaya, takdir edilmeye, kendini değerli görmeye, eğlenmeye, dinlenmeye ihtiyacı vardır. Eğer bu ihtiyaçları sürekli ertelenir, görmezden gelinir ya da başına kakılarak gerçekleştirilirse ruh dünyası üzerinde çok yıkıcı etkiler bırakır. Öyleyse kendimiz kadar başkalarının kişilik haklarını da korumaya ve üzerimize düşenleri yapmaya istekli olmalıyız.
10. Kişi duygularını, ilgilerini, yeteneklerini, zevklerini, eksiklerini tanımak için çaba sarfetmeli, bu konuda onu iyi tanıyan yakınlarından olumlu ve olumsuz eleştirileri olgunlukla karşılayıp onları kendisine sıçrama tahtası yapabilmelidir.
    Hatice Dilek Öztürk