Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Her yağan yağmur beni anımsatırdı sana.Yüreğine düşerdim her damlada,iliklerine işlerdi sevgim
yağdıkça damla damla...
Oysa,
Şimdilerde yokluğum işliyormuş iliklerine
Yağmurlarla yarışıyormuş gözlerin özlemimle
Dışarda
Yağan yağmurun serinliği…
İçerde
Buğulanan camlarda birleştiriyormuşsun ellerimizi
Cama dayadıkça alnını,dudakların soluğunla yazıyormuş ismimi.
Karanlık gecelerde
Yıldızlara sarılıyormuş gözlerin
Korkarak soruyormuşsun beni yağan yağmurlardan
Serinliğinde özledikçe tenimi…
Yitiriyormuşsun umutlarını Zaman zaman
Gelirim sanısıyla,
Eve bağlıyormuş görünmez prangalar ayaklarını
Sevdiğim,
'Sevgi karın doyurmuyor' derdin bir zamanlar
Hani? …
Açlığına…susuzluğuna,sevgimle direniyormuşsun.
El açıp tanrıdan dileyip
“N’olur yağsın yağmur
İsterse damla damla olsun” diyormuşsun.
Biliyorsun ki
Bereketti gelişim sana,
Önce…damla, damla
sonra sağnakla
Bembeyaz bulutlardan dopdolu umutlarla…
Gökkuşağından taç olurdu başında sevgim.
Her yağmurdan sonra
Sevdiğim,
Bu kez yeşile ağlıyor gökyüzü
Islanıyor,ağaçların çiçekten taçları başında
Yağmuru kucaklıyorum “sen’sin diye
Uzaklarda
Yüreğim kanıyor avuçlarımda.
Mevsimler arası göç eden kuşlara benzetiyorum kendimi. Göçmen kuşlara….Göçler arası nasıl yorgun düşerlerse,öyle yorgunum bende. Hani yorgunluğunda türlüsü vardır ya…gönül yorgunluğu bu, hiç bir şeye benzemiyor….benzemiyor işte! …
Yanında olsaydım keşke.Güneşi birlikte uğurlasaydık.Sahilde “o’ yerde,
Akşam üzerleri denize …köpüren dalgalara…bir alçalıp bir yükselen martılara…son danslarıyla veda eden bulutlara karşı,şarabımızı gülümseyerek yudumlasaydık.
İşte! …
yağmur yağıyor coşkuyla…
Kuşlar yorgunluğumu alıp ***ürmek istercesine yarışıyorlar ötüşleriyle.Bahçede çiçekler küskünlüğünü unutup, gülümsüyor pembeleriyle yeniden mutlu etmek için beni.Gülümsemek gelmiyor içimden.Yüreğimde yeşerttiğim çiçeklerin boynu bükük,hatta soluyorlar birer birer Sevdiğim…
Akşamın koyu karanlığı pusuda bekliyor.Yalnızlık uzatıp kollarını, alıyor beni.Sensizlik bölüp parçalıyor uykularımı, uykularımda düşlerimi.Bölünen uykularımı,parçalanan düşlerimi birleştirmeye calışıyorum yüreğimin derinliklerinde. Tutkalı oluyor gözyaşlarım.
Kahrolası geceler sanki hiç bitmiyor…Sırtını dönmüş mutluluk koşar adımlarla kaçıyor benden.
Neden Sevdiğim? …
Neden?
Elim kolum bağlı bakıyorum ardısıra. Bakışlarım…gülümsemelerim hüzünle sarmalanıyor. Işığı kapatıyorum her gece. Ay ışığı yansıyor odamdaki “sen’ olan her şeye.Yalnızlığımın, sensizliğimin tanığı olan herşeye…Ay ışığını alıp ortamıza söyleşiyorum onlarla.Anlık zaman diliminde yaşadıklarımız geçiyor gözlerimin önünden. Veda ettiğim günü anımsıyorum yeniden,
Yağmurlu bir günde uğurlarken beni…Tutarken ellerimi…Açılmayacak bir mühürle sevmelere mühürlerken yüreğimi…
Resmediyorum
Yeniden…yeniden,hüzünle gözlerimde.
Şimdi uzaklardayım… Umutla bekliyorum döneceğim günü. Akşam üzerleri bahçeye çıkıp aramıza giren dağlara sırtımı dönüyorum. Her gün söyleştiğim çiçeklerimle yüz yüze geliyorum. Bırakıp gideceğim günü düşleyerek af dilercesine bakıyorum,bakışıyoruz…Okşuyorum yapraklarını çiçeklerin…öpüyorum 'sen' diye onları.
'Gideceğim yağan yağmurlarla,gideceğim sevdiğime.
Sizi bırakıp özgürce boy verdiğiniz bahçelerde…
Sen pembe gül!
Leylak…
Şakayık,
Ve diğerleri…
Sevdiğim “yağmurla gel” demişti
Bahar yağmurlarıyla gideceğim' diyorum.
Rüzgarlarla haber salıyorum Sevdiğim,
Dinle!
En umutsuz olduğun anda
Cama vuracak bir damla…
Bir damla…
Bir damla daha,
Yıldızların pırıltısıyla.
Perdeni arala!
Çok sevdiğim mumları yak,
Belirsin düşlerinin gölgelerinde yüzüm.
Sil aynanın tozunu da…
Çıksın ortaya dudak izim.
Kırılsın ayaklarındaki görünmez pranga
Ufkun kızıllığı saçlarımda yine
Tararsın rüzgar ellerinle…
Ellerimle kapatacağım zamanın gözlerini
Sanki
Körebe oynar gibi…
ÇOCUKÇA BIR OPÜCÜK KONDUĞUNDA YANAĞINA,
Teninde bir ürperti duyumsadığında
Anla! …
Bu kez sevinçten ağlıyor gökyüzü
Ve
YAĞMURLA GELİYORUM SANA…