Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02 Temmuz 2013, 00:05   #5
Çevrimdışı
Ecrin
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Tefekkür ne demektir?




Yemek ve enerji:
İş yapabilmek için vücudun enerjiye ihtiyacı vardır. Besinleri parçalamak için Allahü teâlâ, kesici, öğütücü dişler yaratmıştır. Tükürük bezlerinin salgılarıyla hamur haline gelen lokmalar, kolayca yutulur. Yutulurken yanlış yola gitmeyip mideye gitmesi için nefes borusu küçük dille kapanır. Gıdalar mideye gider. Mide duvarını saran kasların kasılmasıyla gıdalar sindirime hazır vaziyete gelir. Etten yapılan bir torba içinde etler ve başka gıdalar parçalanmakta ve dinimizin emrine uyulduğu takdirde ömür boyu bu mide bozulmadan vücut sarayına hizmet etmektedir. Eğer dinimizin emrine uyularak mide tıka basa doldurulmazsa, alkol ve daha başka zararlı maddelerle mide tahrip edilmezse, hayatın sonuna kadar insana rahat hizmet eder.

Tırnaklar kesilmezse çok uzadıkları halde, neden kirpikler, kaşlar ve dişler uzamıyor? Dişler uzasaydı, uçlarından kesmek ne kadar zor olurdu? Kirpiklere, kaşlara ve dişlere, fazla uzatmayıp dur diyen kimdir? Aklı olanın düşünmesi ve bulması lazımdır.

Dişlerin yaratılışı da bir harika! Ön dişler kalın olsaydı gıdayı kesemezdi, azı dişler ince olsaydı gıdayı parçalayamazdı. Uçları canlı olsaydı yemek yerken acırdı. Köklerde sinir olmasaydı çürüdüğünü fark etmezdik. Bunların hangisi tesadüf olabilir?

Teneffüs sistemi:
Vücuda alınan gıdalar, enerji haline gelebilmesi için yakılır. Gerekli oksijenin alınıp hücrelerdeki yanma olayından sonra karbondioksitin dışarı atılmasına teneffüs faaliyeti denir. Alınan gıdalar, hücrelerde oksijen vasıtasıyla yakılarak enerji haline döner. Yanmada meydana çıkan karbondioksit teneffüsle dışarı çıkar. Akciğerde kanın temizlenmesi için vazife gören hava, dışarı çıkarken nefes borusundaki telleri titreştirerek sesin teşekkülünü temin eder. Dışarı çıkan kirli hava, içeri giren temiz havayla karşılaştıkları halde onu kirletmez. Bunlar kendiliğinden mi oluyor? Neden böyle saat gibi çalışıyor? Bunları idare eden kimdir? Aklı olanın bunları düşünmesi gerekir.

Nefes almak ne kadar kolaydır. Astım hastasına sorarsan çok yorucu ve zor. Nefes için hem burun var hem ağız, tek delik olsaydı nasıl yemek yerdik. Nezle olan bir kimsenin burnu tıkanınca ağızdan nefes alıyor. Ya olmasaydı? Bu bile ne kadar bir merhamet ve bilgi işi. Bunlara tesadüf denebilir mi? Karın boşluğunda diafragma kası bulunmakta ve akciğerlere havanın girişini kolaylaştırmakta. Bu kas çalışmazsa nefes zor alınır. Bu kas oraya nasıl gelmiş? Akciğerlerde kan temizlenen alveoller üzüm salkımı şeklinde olup daha fazla havanın temizlenmesini sağlar. Bu şekilde olmasaydı temizlenen hava az olur, daha sık soluk alıp vermek zorunda kalırdık. Bu da bizi çok yorardı, iş yapamazdık. Bunlar nasıl tesadüf olabilir?

Boşaltma sistemi:
Gıdaların posası bağırsak vasıtasıyla dışarı atılırken, kan ve hücrelerdeki gıda artıkları ve vücuda zararlı maddeler de böbrekler vasıtasıyla süzülerek dışarı atılır. Bu iki temizleme vasıtası olmasaydı vücut pislik içinde kalır, uzuvlar zehirlenir, üstelik yeni gıda alma imkânı da olmazdı. Üre, ürik asit, tuz gibi maddeler kanla böbreğe gelerek idrar havuzunda toplanır. Bu idrar torbası olmasaydı devamlı idrar akıp duracaktı. Her uzvumuzu intizamlı şekilde yaratan kimdir?

Bunlar kendiliğinden mi oluyor? Neden böyle saat gibi çalışıyor? Bunları idare eden kimdir? Aklı olanın bunları düşünmesi lazımdır.

Temizleme organı olan böbreklerden zararlı maddeler atılmakta, faydalı maddeler ise geri alınmakta, idrara verilmemektedir. Bütün kanımız böbreklerden geçerek arıtılmaktadır. Bir et parçası olan böbrek faydalıyı zararlıyı nasıl ayırmakta? Niye hep zararlı şeyleri atmakta? Böyle tesadüf olur mu?

Gıda deposu:
Birçok vazifesi olan karaciğer, erzak deposu olan bir fabrikadır. İnce bağırsakta emilerek kana karışan gıdalar karaciğerde depo edilir. İhtiyaç halinde, kullanılmak üzere, şeker ve asitler, glikojen halinde kullanılmaya hazır vaziyette karaciğere depo edilir. Karaciğer, yağların sindirimine yardımcı olan safrayı çıkarır. Bu salgının, karaciğer hücreleri tarafından süzülen zehirli artıkları bağırsak vasıtasıyla dışarı atılır. Safra kesesi olmasa yağlı gıdaları sindirmek mümkün olmaz. Karaciğerin bir kısmı alınsa, kalan kısımdaki hücreler, çoğalarak eksik kısmı tamamlar. Yani kendini tamir eder.

Karaciğer vücudun deposu ve toksik maddeleri temizleme yeridir. Vücut için zararlı olan safra asitleri ve zehirli bir gaz olan amonyak burada temizlenir. Safra asitleri safra kesesinde depolanır. Amonyak ise üreye çevrilip böbreklerden atılır. Bunları hangi tesadüf açıklayabilir?

Bunlar kendiliğinden mi oluyor? Bunları idare eden kimdir? Aklı olanın bunları düşünmesi gerekir.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları Sorf bizimmekan