Tekil Mesaj gösterimi
Alt 01 Ağustos 2013, 02:35   #2
Çevrimdışı
Ecrin
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Hz. İsa, kıyamet kopmadan önce tekrar yeryüzüne inecek mi?




Sadeddin Taftazanî de, Şerhu'l-Makasıd’ında, Hz. İsa'nın inişiyle ilgili birçok sahih hadis bulunduğunu ve bunların mütevatirü'l-mânâ olduğunu kaydeder.(15)

Bir kısım âyet ve hadislerde, Kıyamet alâmetlerinin anlatıldığını görürüz. Bunlar hadis kitaplarında olsun, İslâm âlimlerinin eserlerinde olsun, "Kıyamet alâmetleri" başlığı altında toplanmıştır. Bu alâmetlerden biri de, Hz. İsa'nın yeryüzüne inmesidir. Yani İsa Aleyhisselâm, Kıyamet kopmadan önce yeryüzüne inecektir. Cenab-ı Hak, bir âyetinde, "İsa'nın inişi Kıyamet alâmetlerindendir"(16) buyurarak bu hakikate işaret etmiştir. Resûl-i Ekrem de (a.s.m.), birçok hadislerinde, Hz. İsa'nın ineceğini bildirmişlerdir. Bunlardan bir kısmı şöyledir:


"Sizler on alâmeti görmedikçe hiçbir zaman Kıyamet kopmaz. ... Biri de İsa Aleyhisselâmın inmesi..."(17)



"Hayatım Kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Meryem oğlu İsa'nın adaletli bir hâkim olarak içinize inmesi yakındır."(18)


Bilindiği gibi, Hz. İsa, gökyüzünderi ve üçüncü hayat tabakasında bulunmaktadır. Bizim gibi yiyip içmeye, beşerî bir kısım ihtiyaçlara gerek duymamakta, nuranî, yıldız misal, melek gibi bir hayat sürmektedir. Peygamberimizin, “Hz. İsa âhirzamanda gelecek, şeriat-ı Muhammediye ile amel edecek”(19) müjdesi gereğince yeryüzüne bir insan olarak inecektir.

Mâdem hikmet-i İlâhiye onun yeryüzüne inmesini gerekli görmektedir. Öyleyse çok önemli bir kısım vazifeler yapmalıdır. Bunların bir kısmını sıralayalım:

Hz. İsa' nın Faaliyetleri

a. Hz. Mehdî’ye tâbî olması
Hz. İsâ geldiğinde islâm şeriatıyla amel edecektir. "Eğer İsa hayatta olsa, bana uymaktan başka birşey yapmaz"(20) buyuran Allah Resûlü, Müslim'de yer alan bir hadislerinde de onun Sünnet-i Seniyyeye tâbi olacağını açıkça belirtmektedir.(21)

İmam-ı Nevevî, "Hz. İsâ, ümmet-i Muhammed’e ayrı bir peygamber olarak değil, şeriat-ı Mahmmediyeyi tatbik etmek için gelecektir"(22) der.

İmam-ı Rabbanî de (r.a.), Hz. İsa’nın yeryüzüne inip peygamberlerin sonuncusu Resûlullah Efendimizin (a.s.m.) şeriatına tâbi olacağını söyler.(23)

Kadı İyaz ise, onun halkın terk ettiği Şeriat hükümlerini ihya etmek için ineceğinin sahih hadislerle sâbit olduğunu belirtir.(24)

Bilindiği gibi Hz. Muhammed (a.s.m.) hâtemülenbiyadır, yani son peygamberdir. Böyle olunca Hz. İsa'nın yeni bir peygamber olarak değil, ancak Resûl-i Ekreme ümmet olarak gelmesi ve Şeriat-ı Muhammediyeye göre amel etmesi düşünülebilir. Âlimler derler ki:

"Hz. İsa, Şeriat-ı Muhammediyeyi tekrar ve tecdidle görevlidir. İslâmla amel edecek tek peygamber, Hz. İsa'dır. O, dinin hor ve hakir görüldüğü, itildiği bir zamanda gelip âdil bir hâkim olarak vazife yapacaktır. Yeryüzüne inmeden önce o günün şartlarında İslâmla ilgili gerekli her türlü bilgiyi öğrenmiş olarak gönderilecek ve geldiğinde bunları tatbik edecektir."(25)

Tevatür derecesinde olan Hz. İsa'nın Hz. Mehdî'nin arkasında namaz kılması(26) tarzındaki hadisler de onun İslâma tâbi olacağını göstermektedir. Bu konuda birçok rivayet vardır. Bir kısmı şöyledir:


“Hz. Mehdî imam olur, Hz. İsa da ona uyar.”(27)


Buharî ve Müslim'deki diğer bir hadis-i şerifte ise şöyle buyurulur:


"İmamınızın sizden olduğu bir anda Meryem oğlu İsa, yanınıza inip namazda ona uyduğunda ne yaparsınız?"(28)


Ahmed'in Cabir'den rivayet ettiği Müsned’de yer alan bir hadis-i şerifte, Hz. İsa'ya, “İmamete geç, ey Ruhullah” diye namaz kıldırması teklif edilince, “Sizin imamınız öne geçsin ve namaz kıldırsın” diyeceği belirtilir.(29)

Konuyla ilgili rivayetlerden birisinde de şöyle buyurulur:


“İsa bin Meryem'in (a.s.) sabah şafağının attığı bir sırada Beyt-i Makdis'e ineceği vakte kadar, bu ümmetin içinde hak için çarpışan bir cemaat muhakkak bulunacaktır. İsa bin Meryem (a.s.) Hz. Mehdî'nin yanına iner. Kendisine, ‘Geç öne ey Allah'ın peygamberi! Bize namaz kıldır!’ denilir. O da, ‘Hayır, Allahu Teâlanın bir ihsanı olarak siz birbirinizin emiri kılınmışsınızdır’ der.”(30)


İbni Mâce’de Ebû Ümame’nin rivayet ettiği bir hadis-i şerifte ise imamlık Hz. İsa’ya teklif edilince o, “Sen geç, bu görev sana verildi” der.

Konuyla ilgili diğer bir rivayet de şöyledir:


“Hz. Mehdî, mü’minlerle beraber Beytü’l-Makdis’te sabah namazı kılarken o sırada nüzûl eden İsa’yı (a.s.) öne geçirecek ve Hz. İsa, ellerini onun omuzlarına koyarak, ‘Namazın kàmeti senin için getirilmiş, bu yüzden sen kıldır’ diyecek ve nihayet Hz. Mehdî, İsa (a.s.) ve mü’minlere imam olarak namazı kıldıracaktır.”(31)


Fıkhü'l-Ekber Aliyyü'l-Karî Şerhinde ise mesele biraç daha netleştirilir:


"İsa Aleyhisselâm, Mehdî (r.a.) ile buluşacak. Bu arada namaz kılınacak. Mehdî namazı kıldırması için İsa Aleyhisselâma işaret edecek, fakat İsa Aleyhisselâm, 'Bu namaz senin için kılınıyor' diyerek mazeret belirtecek ve 'Sen bu namazı kıldırmaya benden daha lâyıksın' diyecek. İsa Aleyhisselâmın Hz. Peygamberin şeriatına uyduğu ortaya çıkması için Mehdî'ye uyacak, böylece beraber namaz kılacaklardır."(32)


Hz. İsa'nın namazda Hz. Mehdî'ye uyması şeklindeki bütün bu rivayetler, onun İslâma tâbi olacağını göstermektedir. Yani Hz. İsa yeni bir dinle gelmeyecektir. Ayrıca Hıristiyanlıkla İslâmiyetin ittifak edeceğine, hakikat-i Kur’âniyenin metbûiyetine ve hâkimiyetine işaret etmektedir.(33)

Hz. İsa’nın Şeriat-ı Muhammediye ile amel etmesinin bir sırrı da şöyle tecellî etmektedir: Âhirzamanda tabiat felsefesinden kaynaklanan küfür cereyanı ve Allah’ı inkâr fikrine karşı İsevîlik, hurafelerden arınıp İslâmiyete dönüşecek ve İsevîliğin şahs-ı mânevîsi vahy-i semavî kılıncıyla o müthiş dinsizliğin şahs-ı mânevîsini öldürecektir. Yani Hz. İsa, İsevîliğin şahs-ı mânevîsini temsil ederek, dinsizliğin şahs-ı mânevîsini temsil eden Deccalı, yani onun yaydığı Allah’ı inkâr fikrini öldürecektir.(34)

b. Hıristiyanlığı hürafelerden arındırması
Hz. İsa'nın diğer önemli bir vazifesi de, az önce kısaca temas ettiğimiz gibi Hıristiyanlığı sonradan içerisine sokulan birkısım hurafelerden, bilhassa teslisten arındırması, Tevhide dönüştürmesidir. Çünkü çağın, ilmin, insanî ve medenî duyguların bunca gelişmesi karşısında insaf ve hakperestliği esas alan insanlarca, Hıristiyanlığın eski haliyle ayakta kalması mümkün değildir. Ya sönüp gidecek, ya da asliyetine dönüşecek, hurafelerden arınacaktır.

Bir kısım inkılâplardan geçen Hıristiyanlık, önce Prutluğa, sonra mutlak dalâlete düşerken, bir kısmı ise Tevhide yaklaşmış, onunla teneffüs etmeye başlamıştır. Birinci ve İkinci Cihan Savaşlarından itibaren, bilhassa son yıllarda yeni birkısım değişikliklere uğrayan Hıristiyanlık teslisten Tevhide geçişin sancılarını yaşamaktadır. Hıristiyan bir grup tarafından çıkarılan ve sekiz milyon insana hitap eden "Plain Truth" dergisi, teslisin Hıristiyanlığa sonradan ilâve edildiğini açıkça söyleyebiliyor. Nice rûhanî, Hz. Muhammed'in (a.s.m.) peygamberliğini kabul etmekte tereddüt etmediklerini ifade edebiliyor. Vatikan gibi bir yerde bile Michael Lelong isimli Müslümanlarla Münasebetler Bölümü Başkanının bunu açık açık belirtmesi, bu yolda büyük mesafe alınmış olduğunu göstermiyor mu?

d. Küfrü yok etmesi
Hz. İsa küfre çetin bir savaş açar. Küfür, kendisinde onun karşısında durabilecek tâkât bulamaz. Rivayete göre, “onun nefesini duyan her kâfir ölecek, nefesi de gözün görebildiği mesafeye kadar ulaşacaktır.”(35) Yani o, İslâmın hayat verici hakikatlerini bayrak edindiği için, o müdellel hakikatler karşısında hiçbir küfrî görüş dayanak noktası bulamayacak, yıkılmak zorunda kalacaktır.

Hz. İsa’nın küfrü yok etmesi demek, küfrün temsilcisi olan Deccalı ve inançsızlığa dayanan köhne sistemini ve şahs-ı mânevîsini yerle bir etmesi demektir.

c. Barışı sağlaması
Yeryüzünde kırk yıl adaletli bir idareci olarak kalan Hz. İsa,(36) barışı da hâkim kılacak,—barış hâkim kılındığı için de—kılıçları tırpan olarak kullanacaktır.(37)

Evet, onun döneminde kılıçlar kınına girecek, silah kullanmaya gerek kalmayacaktır.

İsa Aleyhisselâm, yeryüzünde kaldığı süre içerisinde, her türlü kötülüğün kaynağı olan küfrü yok ederken, onun yerine bütün güzelliklerin kaynağı olan îmanı yerleştirecektir. Böylece îmanın gereği olan adalet, eşitlik, bolluk, huzur ve saadet boy gösterecektir. Rivayetlerde bu gerçeklere bir bir dikkat çekilir. O geldiğinde "düşmanlıklar, boğazlaşmalar, kıskançlaşmalar yok olacak,"38 gerçek huzur ve saadet ortamı teşekkül edecek, “Tek bir secde dünya ve içindekilerden hayırlı görülecek.” (39)

Evet, o dönemde insanlar öylesine düzelecek, îmanları öylesine kuvvetleşecek ve hayırlı amellere öylesine koşacaklar ki, tek bir secdeyi dünya ve içindeki herşeyden daha üstün tutacaklar.(40)

Şu rivayet de o günki mânevî atmosferi göstermesi bakımından oldukça enteresandır:


"İsa bin Meryem, ümmetim içinde bulunacak, adaletli bir hâkim ve âdil bir imam olacak. Haçı kırıp ezecek ve domuzu öldürecektir. Cizyeyi kaldıracak, zekâta ise dokunmayacaktır. Artık ne koyun, keçi, sığır sürüsü, ne de deve sürüsü üzerine zekât memuru çalıştırılmayacaktır. Düşmanlık ve kin kaldırılacaktır. Zehirli olan her hayvanın zehri sökülüp alınacaktır. Hattâ küçük oğlan çocuğu, elini yılanın ağzına sokacak da yılan ona zarar vermeyecektir. Küçük kız çocuğu da arslanı kaçmaya zorlayacaktır da arslan ona zarar vermeyecektir. Kurt, koyun-keçi sürüsü içinde sürünün köpeği gibi olacaktır. Kap suyla dolduğu gibi yeryüzü barışla dolacaktır. Din birliği de olacak, artık Allah'tan başkasına tapılmayacaktır. Savaş da ağırlıklarını (silâh ve malzemelerini) bırakacak."(41)


Müslim’de yer alan bir rivayette de aynı şekilde onun, "domuzu öldüreceği, haçı kıracağı, cizyeyi kaldıracağı"(42) belirtilmektedir.

Bu ve diğer rivayetlerde geçen haçı kırma, Hz. İsa’nın, akla, ilme ve hakikate ters hurafelerle aslı değiştirilen Hıristiyanlığı bunlardan arındırıp İslâmiyete dönüştüreceğine, teslisten kurtaracağına işaret eder.

Cizyeyi kaldırması ise, zamanında malın bollaşacağını gösterir. O geldiğinde mal öylesine bollaşır ki, cizye almaya bile gerek kalmaz. Bunu, Hıristiyanların, İslâmı kabul edecekleri şeklinde yorumlayanlar da vardır. Çünkü Müslüman olanlardan cizye alınmaz.

Zehirli hayvanların zehirlerinin alınması, kurtla kuzunun bir arada gezmesi gibi ifadeler barış atmosferinin belirtileridir. “Savaş da ağırlıklarını, yain silah ve malzemelerini bırakacak” ifadelerinde olduğu gibi.

d. Deccalı öldürmesi
Hz. İsa'nın en büyük muvaffakiyetlerinden biri ise, Deccalı öldürmesidir. Hz. Mehdî’yle birlikte bunu gerçekleştirecektir.

Deccal'ın çıkışı, icraatı nasıl dehşetliyse, öldürülmesi de o ölçüde önemli ve sevindiricidir.

Rivayete göre Resûl-i Ekrem (a.s.m.) Miraca çıktığında Hz. İsa'yla görüşmüş; Deccal söz konusu olmuş ve Hz. İsa şöyle demişti:


"Rabbim bana Deccalın çıkacağını haber verdi. Yanımda kadib ağacından yapılmış iki ok bulunacak. Deccal onları görünce kurşunun erimesi gibi eriyecektir."(43)


Bu hakikati, Resûl-i Ekrem Efendimiz de (a.s.m.) şöyle haber vermiştir:


"Allah'ın düşmanı olan Mesih-i Deccal, İsa Aleyhisselâmı görünce, tuzun suda eridiği gibi erir. Hz. İsa, onu terk edip bıraksa bile helâk oluncaya kadar eriyip gidecektir. Lâkin Allah, onu bizzat İsa Aleyhisselâmın eliyle öldürür."(44)


Diğer birkaç rivayet de şöyledir:


“İsa (a.s.) gökten inecek, Deccalı öldürecek veya Hz. Mehdî’nin Deccalı öldürmesine yardım edecek.”(45)
“Mehdî, İsa (a.s.) ile beraber çıkacak, Filistin topraklarında Bab-ı Lüdd’e Deccalı öldürecek, Mehdî’nin Deccalı öldürmesine yardım edecektir."(46)

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet bizimmekan