Ayrılık yavaş yavaş uyuşturuyor bedenimi.
Özlemin kalbimde bir yara gibi kanarken,
Zamanla geçer sandığım yokluğunun sızısı artıyor içimde.
Oysa damla damla birikir gibi, çoğalıyor sensizlik.
Sanki gidişini yazdığım saatler dahada geçmez oldu.
Karanlık hiç terketmiyor hayallerimi. Baktığım her suratta seni görüyorum, görmediklerimde de kendim sensin gibi bakıyorum.
Oysa ne masumdu sensizlik !
Yada bilmediğim bir masumiyette seni sevmek..
Anneyi sever gibi, ekmeği sever gibi, sadece sevmek..
Çıkar endişesi olmadan, yada beklemeden o beklentileri.
Köşe sonunda yanan lamba gibi bitmek bilmemecesine..
O bulunduğu sokağı aydınlatırdı, altından geçenlere vururdu belkide..
Seni sevmekse, cesaretti.
Bedenimin yaşama nedeni, suyu ekmeği..
Ve seni düşündükçe çoğalıyordu içimde ki sensizlik..
Artıyordu sana olan susuzluğum ve bir ırmak istiyordu.
Hani şöle kana kana içmek senden,
Ciğerlerime bir sigara dumanı gibi seni çekmek..
Meğer ne özlemişim, seni özlemeyi?
Doğru sandıklarımı çizmişim yanlış diye
Ve senide silmişim hatıralardan bile bile..
Bir roman gibi yazmışım seni özlemeyi.
Oysaki seni özlemek,
Gökkuşağının o yedi renge muhtaçlığı gibi.
Yada doğanın yeşilsizliği,
Gökyüzünün mavisizliğinin kendisi..
Özledim seni o köşe başında beklerken..
O pencereye çıkıp gülmeni,
Yada beklediğini belli etmemek için, o tülün ardından ayak seslerimi dinleyişini.
Bir kız çocuğu gibi masum gamzelerini
Ve özledim sensizlikteki, hayallerimi..
~ mLs ~