Zaman İle İlgili Deyimler ve Anlamları
İçinde zaman, vakit kavramı, kelimeleri geçen deyimler ve açıklamaları. Zaman hakkında deyimler ve anlamları. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
***aman zaman bilmemek
fırsat vermemek. ***aman zaman dedirtmemek
aman vermemek. ***(bir şeyin) zamanı geçmek
1) o şey artık gerekli ve yerinde olmaktan çıkmak; 2) mevsimi geçmek. ***evvel zaman içinde, kalbur saman içinde
çok zaman önce anlamında bir tekerleme. ***gel zaman git zaman
aradan oldukça uzun bir zaman geçtikten sonra anlamında kullanılan bir söz: Gel zaman git zaman bu kadının bir kızı olmuş. -E. Şafak. ***kaç zamandır
belirsiz fakat çok zamandan beri, çoktan beri anlamında kullanılan bir söz. ***üstünden (şu kadar zaman) geçmek
aradan herhangi bir zaman geçmek. ***zaman almak
sürmek, devam edip zamanı geçirmek. ***zaman bırakmak
bir iş için süre ayırmak. ***zaman ile yarışmak
hızlı hareket etmek. ***zaman kazanmak vakit kazanmak. ***zaman kollamak
1) bir işin sırasını beklemek; 2) uygun bir fırsat beklemek. ***zaman öldürmek
boş şeylerle vakit geçirmek. ***zaman tanımak
1) bir iş için yeterli zaman vermek; 2) bitmeyen bir iş için süreyi uzatmak. ***zaman vermek
bir iş için belli bir süre ayırmak. ***zamana uymak
davranışlarını içinde bulunulan günün şartlarına uydurmak. ***zamanı avlamak
uygun zamanı bulmak: Nihayet yalnız kaldığım bir zamanı avlayarak yanıma yaklaşıyor. -R. N. Güntekin. ***zamanı dolmak
bir iş için ayrılan süre sona ermek. ***zamanı geçirmek
oyalanmak: Kaybolmuş şeyleri bulurum ama sen zamanı geçirmişsin, saatini bulamadım. -A. Ş. Hisar. ***zemin ve zamana uygun
konuya, içinde bulunulan şartlara uygun. ***işten güçten vakit bulamamak
çok yoğun çalıştığı için zaman ayıramamak. ***kaçmaktan kovalamaya vakit olmamak
önemli işler yüzünden başka işlere yetişememek. ***vakit geçirmek
oyalanmak, uğraşmak. ***vakit kazanmak
1) bir şeye ayrılan süreyi azaltmak; 2) karşı tarafı oyalayarak kendi hazırlanma süresini uzatmak. ***vakit öldürmek zamanı yararsız, gereksiz işlerle veya iş yapmadan geçirmek: Fakat sandal sahibi olur olmaz zaten yarı keyif, yarı kazanç için vakit öldürdüğü balıkçılık sanatında karar kılmıştı. -S. F. Abasıyanık. ***vakit saat aramamak zamana hiç aldırmamak: Sabah, öğle, akşam gibi hani vakit saat aradıkları yok. -B. Felek. ***vakti gelmek
1) ölmek üzere olmak, ölümü yaklaşmak; 2) zamanı gelmek, süresi dolmak. ***vaktini şaşmamak
her şeyi tam zamanında yapmak. |