Tekil Mesaj gösterimi
Alt 17 Mayıs 2014, 14:16   #1
Zen
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Osmanlida Alay




Türkçe’de; kalabalık bir zümreye, bir cemâate; Osmanlılar zamanında askerî ve mülkî merasimin tertip ve nizâmına; tabur ile tugay arasındaki askerî kıt’aya verilen ad. Bir kişiyi mizaha almak, küçümsemek mânâlarına da gelir.

Kelimenin başına ve sonuna yapılan eklerle bir hayli tâbir, terim ve deyim meydana gelmiştir. Alaylı, alay beyi, alay emini, alay kâtibi, alay imâmı, alay müftîsi, alay çavuşu, alay-ı hümâyûn, alay köşkü, alay kânunu, alay meydânı, alay meclisi, alay erkânı, alay sancağı, alay bağlamak, alay göstermek, alaya binmek, mevlid alayı, vâlide alayı, sürre alayı, kılıç alayı, selâmlık alayı, Hırka-i saadet alayı, baklava alayı, âmin alayı, kadir alayı, bayram alayı, mızraklı alayı, hassa alayı, düğün alayı, bunların belli başlılarıdır.

İslâmiyet’ten önce örf, âdet ve geleneklerine düşkün olan Türkler, müslüman olduktan sonra da İslâmiyet’in yasak etmediği âdet ve geleneklerini sürdürdüler. Müslüman olduktan sonra, yâni dînin ışığında pek çok güzel âdet ve gelenekler ortaya koyarak, İslâmiyet’in emirlerini toplum olarak yaşamaya ve yaşatmaya gayret gösterdiler. Osmanlılar zamanında, daha önceki müslüman-Türk devletlerinde görülen bâzı merasim ve gelenekler aynen devam ettiriidiği gibi, yeni ilâveler de yapıldı. Bu merasimlere umûmî olarak alay adı verilirdi. Saray erkânı ile halkın kaynaşmasına vesîle olan bu alaylar, halktan büyük ilgi görür ve çok ihtişamlı olurdu.

Pâdişâhın tahta cülûs ettiği gün, sabahın erken saatlerinde Topkapı Sarayı-Akağalar kapısında bî”at merasimi yapılırdı. Pâdişâh, hazîne-i hümâyûndan çıkarılan tahta oturur; teşrifata (protokole) riâyet olunarak, başta hânedân mensupları olmak üzere bütün rütbe sahipleri, birliğin ve kuvvetin sembolü olan pâdişâhı selâmlayarak yerlerini alırlardı. Bu merasim, büyük bir sessizlik içinde cereyan eder, mızıka çalınmazdı.

Bayram günlerinde de buna benzer bayram alayı veya muâyede denilen bayramlaşma merasimi yapılırdı. Bayramlaşma merasimini, Bâb-ı âlî teşrîfât kalemi idare ederdi. Herkes yerini aldıktan sonra, pâdişâh, mızıka-i hümâyûn efendilerinin; “Aleyke avnullah” ve; “Mağrur olma pâdişâhım, senden büyük Allah var” sesleri arasında tahta oturur ve bu esnada mehterân bölüğü tarafından hünkâr marşı çalınırdı. Teşrifata uygun olan bu merasim, son zamanlarda umumiyetle Dolmabahçe Sarayı muâyede salonunda yapılırdı.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları tatlim sohbet Mobil Chat