Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02 Haziran 2014, 14:40   #1
Zen
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Bariton Müzik Aleti




Bariton Müzik Aleti

Bariton, viyola da gamba (viyol) adıyla anılan yaylı çalgılar ailesiyle yakın akraba olan ve 18. yüzyıl boyunca Almanya'nın güneyi ile Avusturya'da kullanılmış bir çalgıdır.

Baritonda, tıpkı viyola da gamba gibi akort edilen ve yayla çalınan 6-7 adet bağırsak tel dışında, çalgı sapının açık olan arka tarafı boyunca uzanan 9-28 adet metal tel de bulunur. Çalgının çalınması sırasında akustik rezonans göstererek sesin daha güçlü, berrak ve canlı çıkmasını sağlayan bu sempatik teller, notaları basan sol elin baş parmağı ile de çalınabilirler. Bunun dışında, yayı kullanan sağ elle çalınabilen üçüncü bir tel grubunu içeren baritonlar da üretilmiştir.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Adlandırma

Bariton, çeşitli dillerde pek çok başka adla da anılagelmiştir; bu adlar şöyle sıralanabilir:

barydon, paradon, paridon, pariton
viola paradon, viola di bordoni, viola di bardone (İtalyanca), Viola di Bordone (Almanca)

Başka bir ad ise, sempatik tellerin çalgının sesine yaptığı olumlu katkıya vurgu yapan viola da gamba d´amore'dir.

Bir hikâyeye dayandırılarak "doğru adı" olduğu vurgulanan ise, viola di pardone (af viyolası)'dir. Bu hikâyeye göre, hayran olunası bu çalgıyı bir suçlu, İngiltere'deki bir zindanda idamını beklerken icat etmiştir. Suçluyu çalgıyı çalarken duyan Lord ise çok etkilenir ve onu hemen affeder.


Tarihçe

Baritonun İngiltere'de Daniel Farrant tarafından icat edildiğine ilişkin bir bilgi varsa da bu tartışmalıdır. Zira, bariton benzeri çalgıların 17. yüzyılın başlarında Almanya (1618 civarı) ve İngiltere'de (1609 civarı) varolduğu bilinmektedir

Bugün için yapımcısı bilinen en eski bariton, Magnus Feldlen tarafından 1647'de Viyana'da üretilmiş olandır.

1700 yılı civarında, bariton için IX Partie adlı bir grup beste Johann Georg Krause tarafından bestelenmiş ve Württemberg Dükü'ne ithaf edilmiştir.

18. yüzyılın son dönemlerinde, Attilio Ariosti ve Johann Joseph Fux'un bu çalgı için besteleri Viyana Opera Evi'nde seslendirilmiştir.

Yapımı ve icrası oldukça karmaşık olan baritonun günümüzde unutulmamış olmasındaki en önemli pay ise, bu çalgı için en fazla eseri bestelemiş olan Joseph Haydn'dır. Haydn, bu çalgıyı hem çok seven, hem de çalabilen patronu Prens Nikolaus Esterhazy için, 1765-1778 arasında ve çeşitli oda müziği kombinasyonlarında 175 kadar beste üretmiştir. Bunlar arasında bariton-viyola-viyolonsel için üçlüler 126 adet beste ile en fazladır ama iki bariton için ikililer, bariton-keman-viyolonsel için üçlüler, bariton-korno-viyola-viyolonsel için dörtlüler ve bariton-korno-keman-viyola-viyolonsel-kontrabas için altılılar gibi besteler de bulunur. Prens'in saray orkestrasında bariton çalan en az beş müzisyen olduğu ve Luigi Tomasini, Joseph Pucksteiner, Anton Kraft ve Anton Neumann gibi başka bestecilerin de bu çalgı için oda müziği eserleri bestelediği bilinmektedir. Ayrıca, yine Esterhazy saray orkestrasından Andreas Lidl gibi bariton virtüözlerinin Paris ve Londra'ya geziler düzenleyerek konserler verdiğine ilişkin kayıtlar bulunmaktadır.
19. yüzyıl boyunca popülaritesi giderek azalan ve yüzyıl sonunda artık konserlerde nadiren çalınan bariton, 20. yüzyılda tekrar dikkate alınmaya başlanmıştır. Kimi bestecilerin yeni besteler üretmesinin yanında, 1992'de, amacı bariton üzerine araştırmaları ve bu çalgının icrasını teşvik etmek olan Uluslararası Bariton Cemiyeti kurulmuştur

Fiziksel özellikler

Tarihteki ilk tanımlarında "sesinin daha iyi çıkması için metal teller eklenmiş bas viyol" diye bahsedilen baritonda, çok geniş olan çalgı sapının "üst manuel" olarak bilinen ön tarafında tıpkı viyola da gamba gibi akort edilen ve yayla çalınan 6-7 adet bağırsak tel, "alt manuel" olarak bilinen ve açık olan arka tarafında ise yine sap boyunca uzanan 9-28 adet metal tel bulunur. Çalgının çalınması sırasında akustik rezonans göstererek sesin daha güçlü, berrak ve canlı çıkmasını sağlayan ve bunun için de sempatik tel olarak adlandırılan metal teller, notaları basan sol elin baş parmağı ile de çalınabilirler. Bunun dışında, yayı kullanan sağ elle çalınabilen üçüncü bir tel grubunu içeren baritonlar da üretilmiştir.

Bahsedilen bu genel özellikler dahilinde, bugün için üç temel bariton çeşidi bilinmektedir: barok, klasik ve "yeniden canlanma" (İng., revival) dönemi.

Barok baritonun üst manuelinde altı adet bağırsak tel ve yedi adet de perde (İng., fret) bulunur. Arka manueldeki tellerin sayısı ise zaman içinde değişmiştir: ilk başlarda dokuz adet ve bas perdeli (İng., pitch) metal tel bulunurken, sonraları hem tel sayısı, hem de tellerin perde aralığı artmıştır.
Klasik bariton, 1760'lar ve '70'ler boyunca Esterhazy saray orkestrasında yaygın olarak kullanılan bariton çeşididir. Üst manuelde yedi adet, alt manuelde ise 15 ya da daha fazla sayıda tel bulunur. Alt manuel tellerinin her biri ayrı köprülere (İng., bridge) bağlanır ve sap ucundaki akort kulakları ile akort edilir. 17. yüzyılın sonuna doğru, alt manueldeki tel sayısının 44'e kadar çıktığı kimi baritonlar kullanılmıştır.
"Yeniden canlanma" dönemi baritonu ise klasik baritona çok benzer ama daha ağır bir çalgıdır ve tarihteki yerini de kısa bir süre sonra daha hafif çalgılara bırakmıştır.

"Kralların enstrümanı" olarak bilinen bu çalgının çoğu örneğinde dekoratif oymalı süslemelerin zengin olduğu olduğu görülür. Sap ucunun sıklıkla bir insan başı şekline oyulmuş ve boyanmış hali ile fildişi, abanoz ya da sedef kullanılarak yapılmış kakmalar sık görülen süslemelerdir.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet