Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10 Haziran 2014, 16:51   #3
Çevrimdışı
xena
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: ATATÜRK'ÜN DIŞ SİYASET ÜZERİNE SÖZLERİ




AMERİKA, İSRAİL'den sonra en büyük yardımını ERMENİSTAN'a yapar!.. Hani şu bizim EZELİ DÜŞMANIMIZ, AZERBEYCAN'I İŞGAL ETMİŞ OLAN 4 milyonluk ERMENİSTAN'a bize verdiğinin 5-6 katı parayı, HİBE olarak gizli-açık verir! Yaptığı silah yardımı ile ERMENİSTAN'ın yenilmesini önler. Böylece hem TÜRKİYE'yi diken üstünde tutar, hem muhtemel bir barış karşılığı BAKÜ PETROLLERİ'ni ele geçirmek ister.

İşte DOSTLUK ve İTTİFAK böyle olur!..Hoş, bizce bu DOSTLUK değil, MENFAAT BİRLİĞİ'dir ya, neyse!.. Bize hangi BATI ÜLKESİ böyle davranıyor ki, biz ona DOST ve MÜTTEFİK diyelim?..

(5) Bu ve bundan sonraki ifadelerde ATATÜRK'ün DIŞ SİYASET'e TÜRKLÜK açısından bakışını görüyoruz. TÜRK olmanın iki bariz özelliği vardır: DİL ve DİN!.. İşte ATATÜRK, DIŞ SİYASET'te İLGİ SAHAMIZ'ın boyutlarını bu iki özelliğin teşkil etmesi gerektiğini, bir PRENSİP olarak ortaya koyuyor.

Aslında bu şu demektir: Nerede bir TÜRK varsa, nerede TÜRKÇE konuşuluyorsa, nerede bir MÜSLÜMAN varsa; TÜRK DEVLETİ orası kendi VATAN'ı imiş gibi, o kişi kendi VATANDAŞ'ı imiş gibi ilgilenir!

Şimdi buna kalkıp "şövenistlik" diye çamur atanlar çıkacaktır. Ancak unutmamalı ki, dünyanın en çekinilen ülkelerinden biri olan İSRAİL, dünyadaki bütün yahudileri kendi vatandaşı sayar. 1980'li yıllarda Etopyalı yahudileri bir operasyonla İsrail'e alması, 1990'dan sonra yüzbinlerce Sovyet yahudisini o küçücük ülkesine kabul etmesi ile, bir kere daha dünyanın hayranlığını kazanmıştır. Biz ise bundan 70 yıl önce bu prensibi ilk ATATÜRK'ün ortaya attığını bile bilmiyoruz!.. Yazık bize!

ATATÜRK'ün DIŞ SİYASET'inin TÜRKLÜK CEPHESİ, bütün TÜRKLER'i ve TÜRKLER'in yaşamış olduğu bütün diyarları kapsar. O bölgelere ÖZEL İLGİ gösterilir. İRTİBAT hiç bir zaman kesilmez. Çünkü mecburiyet tahtında terkettiğimiz bu diyarlarda yüzbinlerce, milyonlarca TÜRK ve MÜSLÜMAN bırakmışızdır. Bunlar bizim ESKİ VATANDAŞLAR'ımızdır. Bugün nasıl Edirneli'yi, Karslı'yı, Hataylı'yı başkasının insafına terkedemezsek; dünkü vatandaşımız BATI TRAKYALI, HALEPLİ, MUSULLU, KERKÜKLÜ, BATUMLU TÜRK'ü de sahipsiz bırakamayız!.. ATATÜRK bırakmazdı!

Halbuki şimdiki politikacılar ne yapıyorlar?.. Özal zibidisi yerli-yabancı basın mensuplarının önünde KIBRISLI TÜRKLER'e "bana 250 milyon dolara maloluyorsunuz" diye çatıyor!..(1992) Yani "sizi başımdan atıp kurtulmak istiyorum" diyor!.. Bre zevzek!.. O para senin babanın parası mı ki, "bana" diye kasılıp duruyorsun?.. Paranın asıl sahibi TÜRK MİLLETİ'ne sordun mu da, KIBRIS'tan vazeçtiğini dünyaya ilan ediyorsun?..

Ne o, ne Demirel, ne Çiller, ne de ondan sonrakiler IRAKLI TÜRKMENLER'i hatırlamadılar bile!.. Bu mu "atatürkçü dış politika"?..

(6) ATATÜRK, TÜRKLER ve TÜRK DİYARLARI'ndan sonra MÜSLÜMANLAR ve İSLAM DÜNYASI ile ilgilenir. Bu da onun DIŞ SİYASET'teki ÜMMETÇİLİK prensibidir. Yine hiç dile gelmez.

ATATÜRK, TÜRKİYE TÜRKÜ'nün MÜSLÜMAN olması hasebiyle DÜNYA MÜSLÜMANLARI ile yakın ilişki içinde olmasından daha tabii bir şey olmadığını düşünür. Böylece dünyanın neredeyse yarısını ilgi sahamız içine alır. Çünkü DOĞU AVRUPA, ESKİ SOVYETLER, İRAN, PAKİSTAN, HİNDİSTAN, AFGANİSTAN, ÇİN, ENDONEZYA, MALEZYA, ARAP YARIMADASI, KUZEY VE ORTA AFRİKA ya tümden MÜSLÜMAN ülkeler ile doludur, ya da büyük MÜSLÜMAN nüfusları vardır. Bunların bir kısmı da TÜRK'tür. İşte biz buna İLERİ GÖRÜŞLÜ DIŞ SİYASET deriz.

Şimdi siz ATATÜRK'ün bu ÜMMETÇİ tavrını dile getirseniz, kıyamet kopar "aydın" çevrelerde!.. Ama biz uydurmadık, ifade kendisinin! Gördünüz mü, ne kadar az tanıyoruz ATATÜRK'ü?

ATATÜRK'ün MÜSLÜMANLAR'a yönelmesinin önemi, günümüzde daha iyi anlaşılmaktadır. Çünkü NATO'nun yolsuzluktan sabıkalı eski Genel Sekreteri 1994'de şöyle demişti:

KOMÜNİZM'in çökmesinden sonra NATO'nun hedefi RADİKAL İSLAM ile uğraşmak olmuştur!

Şöyle bir düşünün!..NATO niye kurulmuştu?.. KUZEY ATLANTİK BİRLİĞİ olarak BATI AVRUPA ÜLKELERİ ile ABD'yi SOVYETLER BİRLİĞİ ve SOSYALİST DOĞU AVRUPA ÜLKELERİ'nin saldırısından korumak üzere değil mi?.. Peki, HAÇ sembolü taşımasına rağmen, MÜSLÜMAN TÜRKİYE'yi niye üye yapmıştı?.. ORTODOKS YUNANİSTAN'ı da aldıktan sonra DOĞU BLOĞU'nu güneyden kuşatmak için!..

Peki, SOVYETLER dağılınca, DOĞU AVRUPA ülkeleri KAPİTALİZM'e kayınca, NATO'nun esbab-ı mucibesi kalır mı?.. Kalmadı tabii!.. Hatta "eski düşman" Polonya'nın, Macaristan'ın filan NATO'ya girmesinden söz edilir oldu!

Bizimkiler hala uyanmıyor!.. Eğer, SOĞUK SAVAŞ bittiyse, eğer RUSYA ile ABD ortak UZAY PROGRAMI yapıyorsa; NATO niye hala sürüyor ve niye yeni üyeler alıyor?.. MÜSLÜMANLAR'ı ezmek için!..İşte Genel Sekreter'in ağzından çıkardığı bakla bu!..

STRATEJİ şu: MÜSLÜMAN ülkeler ya TÜRKİYE ve MISIR gibi BATI UYDUSU olacak, ya da IRAK, İRAN, LİBYA, SUDAN ve AFGANİSTAN gibi karıştırılacak, tepelenecek!.. SUUDİ ARABİSTAN ve KUVEYT gibi ŞERİATÇİ olmaları dahi tehlike değil, yeter ki BATI'nın dümen suyunda gitsinler!..

TÜRKİYE böyle bir İHANET'in içinde yer alabilir mi?.. Alamaz!.. TÜRKİYE, ATATÜRK'ün DİNDAŞLARIMIZ dediği MÜSLÜMAN ÜLKELER ile kendi menfaatine halel gelmedikçe DÜŞMAN olamaz! Bu ATATÜRKÇÜLÜK anlayışına sığmadığı gibi, İSLAM'a da terstir!.. Çünkü KUR'AN, "HIRİSTİYAN VE YAHUDİLER'İ DOST TUTMAYIN!" der. Hele onlarla birleşip MÜSLÜMANLAR'a KILIÇ ÇEKMEK, hiç olmaz! Bizim görevimiz MÜSLÜMANLAR'ı gavur baskısından, sömürüsünden kurtarmaktır!

Haa, bu arada MÜSLÜMAN olup ta, müslümanlığı yanlış tanıtan İRAN gibi Şİİ, SUUDİ ARABİSTAN gibi VEHHABİ, veya AFGANİSTAN'daki TALİBAN örgütü gibi YOBAZ olanı yok mu?.. Elbette var ve bunlar İSLAM'ın kötü bir imaj yaratmasına sebep oluyorlar. "ŞERİAT" diye KUR'AN'da olmayan hükümleri uygulı***** insanları dehşete düşürüyorlar.

Mesela TALİBANLAR kız okullarını kapatıyor. Halbuki, PEYGAMBERİMİZ'in "İLİM, kadın-erkek her MÜSLÜMAN'a FARZ'dır" hadisi var, ve bu hadis 400 yıl önce SEMERKANT'taki ULUĞ BEY MEDRESESİ'nin kapısına yazılmış!.. Sonra PEÇE takmayı, sakal bırakmayı mecburi tutuyorlar. Yahu, bunlar HZ. PEYGAMBER zamanında bile mecburi değildi. PEYGAMBER'in eşleri bile yüzünü örtmezdi...Sonra içki içenleri öldürüyorlar. KUR'AN'da yok!..ŞERİAT'ta "içki içen"in değil, "içki içtiği belli olan"ın yani sarhoşluk edenin cezası "dayak" olarak belirtilmiş: 80 değnek vurulacak. O da ince, söğüt dalı, kızılcık sopası gibi bir değnekle, kürek sapıyla, copla değil... Yani dayak yiyenin canı yanacak ama; sakatlanmıyacak, hastanelik olmayacak... Sayıyı değiştirmek te her an mümkün…

Şimdi kimin KUR'AN'da olmayan bir hükmü "ŞERİAT" diye koymaya, olan cezayı arttırmaya hakkı var ki?.. Peki, böyle bir yobaz grubu ABD'nin desteklemesine ne demeli?.. Neymiş, onlar olmazsa, İRAN bölgede güçlenirmiş!..

Ama bizim politikacılar, basın-yayın bunları bilmez; "şeriat uyguluyorlar" diye halkın gözünde İSLAM'ı küçük düşürür.

İşte burada TÜRKİYE'nin bir görevi daha ortaya çıkıyor. EN SON ve EN MÜTEKAMİL DİN İSLAMİYET'in gerçek yüzünü göstermek, ve diğer MÜSLÜMAN ÜLKELER'e öğretmek!..Yani bizim DIŞ SİYASET'imizde "İSLAM'ın yanlış tanıtılmasını önlemek" esası da vardır. Çünkü bu bizim DIŞ İTİBAR'ımızla ilgilidir.

Hemen ekliyelim: MÜSLÜMANLAR ile ilgilenmek, GAYRIMÜSLİM TÜRKLERİ ihmal etmek anlamına gelmez! Onlar zaten TÜRK CEPHESİ'NDEN BAKIŞ prensibi çerçevesinde ilgi görür. Ancak ilişkilerde DİN değil; DİL ve IRK' ön plana alınır.

(7) DIŞ SİYASET'e önce TÜRK CEPHESİ'nden, sonra da MÜSLÜMAN CEPHESİ'nden bakan ATATÜRK, dünyanın geri kalan kısmını ikiye ayırır: EMPERYALİST ALEM ve MAZLUM MİLLETLER!..

O tarihlerde EMPERYALİST ALEM bütün BATI AVRUPA DEVLETLERİ, ABD ve JAPONYA'dan oluşuyordu. Bunların esaretine düşmemiş bir RUSYA ve OSMANLI DEVLETİ vardı. Dünyanın geri kalan bütün ülkeleri istisnasız SÖMÜRGE idi!..Rusya ihtilalle sarsılmış, OSMANLI da 1. Cihan Harbi mağlubiyeti ile parçalanmıştı. Yani Rusya'da ihtilalciler, TÜRKİYE'de de MUSTAFA KEMAL direnmese; hiç MÜSTAKİL ülke kalmıyacaktı! Bu durum RUSYA ile TÜRKİYE'yi TABİİ DOST yapmıştı, ilerde vereceğiz...

İşte bu yüzden ATATÜRK, ikiye bölünmüş bir dünyadan söz ederken, EMPERYALİST KAPİTALİST BATI ve MAZLUM ŞARK tabirlerini kullanır!

Yalnız dikkat edilmesi gereken husus, ATATÜRK'ün EMPERYALİST BATI'ya çatmadan önce başımızdakileri suçlaması, onların bizi bu hale düşürdüğünden şikayet etmesidir.

DIŞ SİYAYET, İÇ TEŞKİLAT'a bağlıdır. Yani DIŞ SİYASET'i yürütenler, HÜKÜMET, DIŞİŞLERİ gibi bizim insanlarımızdır. Eğer bu kişiler TÜRKLÜK'ten, TARİH'ten, SİYASET'ten nasibini almamış; RUHSUZ, KANSIZ, SATILMIŞ insanlar olursa; DIŞ SİYASET düzenli yürümez.

Sakın ola ki, bu suçlamanın geride kaldığı ve OSMANLI DEVLET ADAMLARI'na ait olduğu sanılmaya!.. Şimdikilerin onlardan hiç farkı yok!..

Daha önce de belirttiğimiz gibi, İSMET'le 1940'da başlayan bugünlere uzanan dönem, KESİNTİSİZ DEĞİŞMEZ bir tarzda EMPERYALİZM'e boyun eğmiş tek bir HAYSİYETSİZ DIŞ POLİTİKA'dan oluşur.

İnanmadıysanız, ATATÜRK'ün sözlerini bir kere daha okuyun! Sonra DIŞ POLİTİKA'mızı idare edenlere bir bakın... Başımızdakiler ATIL, HAREKETSİZ, BECERİKSİZ, ÇEKİNGEN, KORKAK, MÜTEREDDİT, BATI UŞAĞI değil mi?..Ne IRAK AMBARGOSU yüzünden girdiğimiz 75 milyar dolarlık zararı kuruşuna kadar talep etme cesaretleri var, ne de parasını ödediğimiz halde alamadığımız firkateynleri AMERİKA'dan istemeye!..Ya Yunanlar İKİZLER ADASI'na asker çıkarınca, bayrak dikince ne yaptılar?.. Sözde bayrak diktiler, değil mi?.. Ama sonra İKİ TARAFIN DA bayrak indirmesini kabul ettiler!..Yani "orası bizim değil" dediler!

Bu kişiler hâlâ "biz tek başımıza yapamayız, AVRUPA BİRLİĞİ'ne girmezsek, kapılarımızı onlara açmazsak, BATI bizi terkederse mahvoluruz!" demiyorlar mı?.. Peki, MİLLİ MÜCADELE döneminin İNGİLİZ MUHİPLERİ, AMERİKAN MANDACILARI'ndan farkı ne bu kanı bozukların?..

Şu halde başkasına çatmadan önce, kendimizi toparlamamız lazım... Bunu nasıl yapacağız?.. BÜYÜK DİPLOMAT ATATÜRK onun da yolunu göstermiş...Önce diyor ki, HANGİ İSTİKLAL VARDI Kİ, YABANCILARIN NASİHATLERİ İLE AYAKTA KALABİLSİN?..

Zaten ATATÜRK, MİLLİ SİYASET'imizi de şöyle tanımlar:

- "Her şeyden önce kendi KUVVET'imize dayanarak VARLIĞIMIZ'ı koruyup, MEMLEKET'in SAADET ve İMAR'ına çalışmak!.."

Yani ATATÜRK yabancıların MALİ YARDIM'ına endekslenmiş bir DIŞ POLİTİKA'yı reddeder!.. Sonra BİR ZAYIFIN BİR KUVVETLİYLE BİRLEŞMESİ, ZAYIFIN KUVVETLİYE KUL-KÖLE OLMASI DEMEKTİR ifadesiyle, VARLIĞIMIZ'ın korunması bahanesine sığınıp İTTİFAK veya BİRLİK'lere girilmesini de son derece tehlikeli bulur. MİLLİ GÜVENLİK yabancılara İHALE edilemez, onların insafına bırakılamaz. Hele KALKINMA, İLERLEME'yi yabancıdan beklemeyi *****LIK sayar!..

Bunun için YABANCI hiç bir ülkenin, (DOST veya DÜŞMAN olması hiç fark etmez) NASİHATLARI, PLANLARI, YARDIMLARI, KARARLARI ile hareket edilemez!.. Bunlara bel bağlanmaz, güvenilmez!.. Böyle bir politikayı savunan YERLİ MANDACILAR'a DEVLET KADEMELERİ'nde, DIŞİŞLERİ'nde ASLA görev verilmez! Böyle politikaları savunan PARTİLER, HÜKÜMET KURMA ne kelime, ANAYASA MAHKEMESİ'nce kapatılır, yöneticileri VATANA İHANET'ten mahkum edilir! ATATÜRK böyle ister!

Yine TÜRKİYE sözünün geçmediği hiç bir İTTİFAK'ta ve ULUSLARARASI KURULUŞ'ta yer almaz, alamaz!.. Çünkü GÜÇLÜ DEVLETLER'in asla DEMOKRATİK olmayan BİRLEŞMİŞ MİLLETLER gibi kuruluşları, ve NATO, AVRUPA BİRLİĞİ gibi İTTİFAKLAR'ı bizi ezer, KÖLE yapar!.. O yüzdendir ki, ATATÜRK 20 yıllık siyasi hayatında BATI ile hiç bir İTTİFAK'a girmemiştir. ATATÜRK o zamanki CEMİYET-İ AKVAM'a da TÜRKİYE'yi üye yapmamıştır.

Bizim BİRLEŞMİŞ MİLLETLER'e girişimiz MANDACI İSMET'in, NATO'ya girişimiz AMERİKAN MUHİBBİ MENDERES'in, AVRUPA BİRLİĞİ'ne müracaatımız gene MANDACI İSMET'in marifetidir. Yine onun gibi BATI UŞAĞI, hatta AZAT-KABULETMEZ KÖLESİ DEMİREL, ÖZAL ve ÇİLLER bunun için yıllarca yırtınmadılar mı?..

Sonunda ne oldu?.. BİRLEŞMİŞ MİLLETLER'den 50 yılda bir kere bile lehimize bir karar çıktı mı?.. NATO bizi bir kere bile savundu mu?.. AVRUPA BİRLİĞİ lehimize bir tek karar alıp bizi destekledi mi?.. Ne gezer?.. Tam tersine!.. BİRLEŞMİŞ MİLLETLER defalarca KIBRIS konusunda bizi sıkıştırdı, NATO bize ambargo uyguladı, silahlarını kullanamıyacağımızı söyledi. AMERİKA bizi ERMENİ katliamı ile suçladı, toprak isteğine ses çıkartmadı.. Hatta bizi KÜBA KRİZİ'nde RUSYA'nın önüne YEM olarak attı. AVRUPA BİRLİĞİ ise YUNANİSTAN'a EGE'de, KIBRIS'ta destek verdi, KÜRTLER'e toprak bağışlıyalım diye baskı yaptı...Bunlar dost değil, HALA DÜŞMAN!

__________________
Kırk yılda bir gibisin...
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet