Kesinlikle tabiki, bunu biraz açalım ;
Asıl olan biz farkında olmasakta dünyanın neden var olduğunu bilmekten geçiyor.
Tanrı bizleri bir imtihan ile sınıyor. Peki neden ? Yani tanrı'nın bizleri imtahan etmeye ihtiyacımı var tabiki hayır. Zaten kimin cennete kimin cehenneme gideceğini, bu imtihanı kimin kazanıp kaybeçeğini kendisi biliyor. Biz Tanrı'nın evelden bildiği şu an yaşıyoruz. Bilmese idi bu cahillik olurdu cahillik ilaha yakışmaz, mutlak bir bilgi ye sahipde olmalı , eğer öyle olmasa idi buda yanlış bilgi olduğundan, onun bizden bir farkı kalmayacak yani ilah olamayacaktı.
Bilin ki Allah işitir ve bilir"( Bakara suresi ayet 181)
Yarın bizi ahirette toplasa direk mahşere çıkarsa hic dünyayı var etmeden, sen cennete sen cehenneme dediğinde ;
Ordan birisi çıkıp ''sen nasıl tanrı'sın ben sana ne kötülük ettim üvey kulunmuyum neden ben cehenneme gidiyorum diyebilirdi.
Tanrı ; Sen bana isyan ettin
dediğinde ..
Kul ; Nerden biliyorsun sen beni imtihan etmedinki belkide isyan etmeyecektim bu nasıl adalet yakışırmı bu allemlerin rabbine,
demesinler diye bu dünya kuruldu.
Yani biz şuan Tanrı'nın evelden bildiğini yaşıyoruz. Buradaki kıstas cebren birşey değil.
Ben öyle biliyorum sen öyle yapacaksın değil.
Senin ne yapaçağını ben biliyordum.
Aslında burda işin içine birazda kader giriyor. Yani kader dediğimiz şey bizim ne yapaçağımızı Tanrı'nın önceden bilmesi, şuan yaşadığımız ve ilerde yaşayaçağımız herşey önceden belli Tanrı tarafından bilinendir.
Yalnızlık Kader mi ?
Sen yalnızlığı tercih edersen kaderin yalnızlık.
Sen yalnızlığı tercih etmessen kaderin yalnızlık değil.
Hayatta başımıza ne gelecekse ve geldi ise bunun tek sorumlusu biziz, bizim seçimlerimiz ve tercihlerimiz.