Sevilen Maldan Fedakârlık
Ashab-ı Kiram’ın alimlerinden Abdullah b. Ömer Hazretleri’nin kölesi olan Nâfi ‘ der ki:
Abdullah b. Ömer r.a. devesine binmişti de hayvanın yürüyüşü pek hoşuna gitmişti. “Ne güzel, ne güzel” deyip deveyi çöktürdükten sonra bana: “ Nâfi ‘ semerini indir!” dedi. Ben de galiba devenin bir yerine bakmak istiyor diye düşündüm, devenin semerini indirdim. Bana:
Ey Nâfi’, bu devenin kafası gibi güzel bir kafa gördün mü? dedi
Onun bu sözünden, deveyi hac kurbanlığı (hedy) yapmak istediğini anladım.
- Bu deveye yazıktır, satarsan onun parasıyla bir kaç kurbanlık alabilirsin, dedim. O ise bana:
- Boş ver, aldırma! Onu nişanla da kurbanlıklar arasına kat, dedi.
Çünkü İbn-i Ömer r.a. malları arasında hangisi hoşuna giderse, onu Allah yolunda feda ederdi.
Yine Nâfi ‘ anlatıyor:
Abdullah b. Ömer Hazretleri hastalanmıştı. Ona bir dirheme bir salkım üzüm aldılar. Abdullah üzümü yemeye başlayacağı sırada bir dilenci geldi. “Üzümü ona verin.” dedi. Dilenci üzüm salkımını alıp gittikten sonra birisi onun arkasından gitti, Abdullah Hazretleri’nden habersiz olarak üzüm salkımını dilenciden aynı paraya tekrar satın aldı ve çarşıdan getiriyormuş gibi getirip önüne koydu. Abdullah b. Ömer r.a. yemeye başlamadan aynı dilenci bir daha geldi. Abdullah yine “üzümü ona verin” dedi. Bir daha birisi dilencinin arkasından gidip üzümü ondan bir dirheme tekrar satın aldı. Abdullah b. Ömer r.a. yine üzümü yemeye başlamadan aynı dilenci tekrar oraya geldi. O yine “ona verin” dedi.
Bu defa da birisi fakir dilencinin arkasından gidip üzüm salkımını yeniden satın aldı. Yüzsüz dilenci dördüncü defa yine gelmek istedi. Fakat ona: “Utanmıyor musun, bu kaçıncı sefer!” dediler, adama mani oldular.
İbn -i Ömer Hazretleri, yine bir hastalandığında balık istemişti. Bir tane bulup getirdiler. Hanımı balığı pişirip önüne koyduğu anda kapıya bir fakir geliverdi. İbn -i Ömer de önündeki balığı o fakire veriverdi. Ona dediler ki:
- Zor durumda bulduğumuz o balığın yerine fakire para verebilirdik.
O dedi ki:
- Ben şu anda balığı sevdim, sevdiğim bir şeyi başkasına vermeyi daha çok severim.
Ebu Nuaym : Hidayetü’l -Evliyâ ( Beyrut-1997 ), 1/366-69; İbn Sa’d : et- Tabakâtü’l -Kebîr, 4/154-55.
Alıntı |