Bizi yağmur güldürürdü eskiden
ne olmuş bu yağmura da böyle
kara kara düşündürüyor
ah babam,
deyip babamdan bahsetmeliyim burada.
Öyle demeyin
benim de babam vardı
akşamları gelirdi.
Düşünürdüm hep
Allah yakar diye mi
gelmezdi karanlık olmadan.
Siyah poşetleriyle çıkardı yokuşu her akşam
koşsun isterdim bize doğru
salına salına gelirdi oysa.
Badem getirirdi hemen her gün
önce bademlere kayardı gözüm
çok sonra babama.
Ne zaman boş gelse
sis çökerdi dünyamıza
bir hüzündür otururdu soframıza
poşeti sorsam cevap hazır:
“poşetçi ölmüş”
bademi sorsam:
“bademci ölmüş”.
Şimdi gökyüzünde maziden kalma bir bulut
güldürmüyor
badem yok
poşet yok
yokuşlar bomboş
bademciye sorsam, cevap buruk:
” Baban yağmur olmuş. ”