Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05 Kasım 2014, 22:13   #1
Çevrimdışı
Desmont
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yaptığınız işi ne kadar seviyorsunuz?




Bir işte başarılı olmak için karakterin ve kariyerin uyumlu olması gerekir. Yaptığınız işte başarılı olmak istiyorsanız ona duygusal olarak bağlanmamız gerekir. Ruhun dahil olmadığı iş sıradan, tutkuyla beslenen işler ise büyüleyicidir. Siz işinize tutkuyla bağlı mısınız?

Bedenim Burada ya Ruhum?
Aidiyet… Farsça ilişik olmak demek. Aidiyetin, hayattaki herhangi bir yer, olgu ve kavrama ait yaşamak olduğunu düşünüyorum. Kendimizi nelere ait hissettiğimiz de çok önemli. Aile, iş, millet, yaşam… Hayatınızda kesinlikle vazgeçmeyeceğiniz neler var? Ve neden vazgeçmezsiniz? Neden, oldukça derin bir soru. Çünkü burada hayat amacınız, varlık sebebiniz, misyonunuz, vizyonunuz ve benliğiniz gizli…

Kendinizi 10 yıl sonra iş hayatında nerede görüyorsunuz? Ya 20 yıl? 30 yıl desem abartmış mı olurum? Bu sorunun cevabı, aidiyet alanlarınızı bilmekte saklı. Aidiyet alanlarının ne olduğu sorusunu cevaplarken de, birkaç unsuru bir arada değerlendirmek gerekiyor. Yapılan araştırmalar, işyerine karşı hissettiğiniz duygusal bağlılığınızın, performansınızı ve mutluluğunuzu doğrudan etkilediğini gösteriyor.

Tutku ve varoluş amacı. Küçükken ne olmak isterdiniz? Bu soruyu yedi yaşına kadar nasıl cevapladığınız önemli. Ondan sonraki yaşlarda, artık toplumun süper egosu altına giriyorsunuz, isteseniz de istemeseniz de… Yani ne iş yapacağınıza başkaları sizin için karar veriyor. Mühendis, avukat, doktor gibi adı geçen mesleklerden birini seçmek zorundaymışız gibi…

Çalışanlar, iş hayatında kariyer yapmayı aynı ya da farklı bir pozisyonda yükselmek olarak görürler çoğu zaman. Oysa işyerlerinde çay ve kahve servisi yapan ve bundan son derece keyif alan birçok kişi tanıdım. Zira onların tutkusu hizmet etmek ve yardım etmek. Ve bu kişiler ne zaman birine hizmet ya da yardım etse hem çok mutlu olur, hem de yaptıklarının hakkını verirler. Hayatta beş çeşit tutku var: Öğrenmek ve öğretmek, yaratmak, keşfetmek, hizmet etmek ve yardım etmek. Mesele ne iş yaptığınız değil, o işin hangi tutkunuzu beslediğidir. İster itfaiyeci olun, ister astronot, ister dansçı… Kariyer sahibi olmak, sahip olduğunuz unvanla değil, o işe kattığınız değerle ölçülür. Bunun yolu da tutku ve varoluş amacınızı bilmekten geçer.

Anlamlandırmak. Hayatınızda en son ne zaman bir şeyi ilk defa yaptınız ve o şey neydi? Feci bir sorudur bu. Özellikle kocaman bir kentte yaşıyorsanız, cevabı bulmak daha da zordur. Zira metropolde zaman hızlı geçer. Ve hayatınız içi boş kareler benzer; işe bağlılık da, bu kareleri renklendirir ve canlandırır. İşinize dair renkli anılarınız “iyi ki ordaymışım” demenizi sağlar. Eğitimlerde profesyonellere sorarım: Neden bu işi yapıyorsun? Zira Simon Sinek’in TED Talks’taki videosunda işin sırrı olarak tanımladığı şey, hayatın altın çemberini bilmektir. Neden yapıyorsun, nasıl yapıyorsun, ne yapıyorsun? Bu sorunun cevabını bilen ve müşterilerine hissettiren firmalar da “Apple” gibi marka elçileri yaratırlar. İş hayatında lider diye tanımladığımız kişiler bu cevaba sahip olanlardır: Steve Jobs, Peter Drucker, Bill Gates…

Kendini ifade etmek. İşyerinizdeki çalışma arkadaşlarınızın sizi üç kelimeyle tanımlarını isteyin. Sizin tasavvur ettiklerinizle, onların aklına gelenler arasındaki fark neredeyse bir uçurumsa, sorunun ne olabileceğini düşünün... Ya kendinizi ifade edemiyorsunuzdur ya da oradaki insanlarla aynı dili konuşmuyorsunuzdur. Çalışanlarına, kendilerini ifade edebilme fırsatı veren kurumlar yenilenir, gelişir ve farklılığa saygı duyarlar. Zira “akıl akıldan üstündür”. Bu da elbette, kurumsal performansı ve aidiyeti artırır.

Sevmek ve sevilmek. Birbirimizi sevmek değil, ama saygı duymak zorundayız. Elbette. Ama ya o kişinin ya da kurumun değer ve inançlarına, tutumlarına saygı duymuyorsanız? Sevgi, aidiyetin en önemli unsurlarından biridir ve insanlar sevdikleri ve sevildiklerini hissettikleri bir yerde çalışmak ister. Aksi takdirde kendini oraya ait hissedemez. Kim ne derse desin!

İş ortamı sevginin güçlendiği ve beslendiği bir ortam olursa kuruma karşı normatif bağlılık, yani vefa ve minnet hissiyle duyulan bağlılık artar. İnsanlar, aslında yöneticilerini terk ederler. Yöneticilik yaptığım dönemde iki katı maaş teklif edildiği halde işi bırakmayan arkadaşlarım oldu ve söyledikleri cümle: “Sizinle çalışmak büyük keyif. Hem öğretiyor hem paylaşıyorsunuz. Size güveniyorum, sizi ve ekip arkadaşlarımı seviyorum ”olmuştu.

Yani yaptığınız iş; tutkularınız ve hayat amacınızı beslemiyorsa, geçirdiğiniz güne anlam veremiyorsanız, kendinizi ifade edemiyorsanız, sevmiyor ve sevilmiyorsanız gidin ve kendinize ve ruhunuza uygun bir iş bulun. Bulun ki, ruhunuzla bedeniniz aynı yerde olsun…

Yazar: Başak Tecer

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet