Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| ulan salih - mehmet çetin
Ulan Salih & Hayırsız Evlat
Bana kalsa değil bir satırı,*
Yazmazdım ya sana tek kelime,*
Yaz diyor, bende yazıyorum işte,*
Annen, yani makbule teyzenin hatırı,
Aslında küfür kafir gelse de dilime ,*
Bilirsin; ta okul yıllarından sevmemiştik birbirimizi,*
Kırgınım sana, hani şimdi tutup,*
Nereden çıktı demeyesin bu mektup,*
Selam kelam etmemişsem sebebi malumundur,*
Ha, sonra biz senin kadar mürekkep yalamadık hani,*
Lafa nerede başlanır, nerede biter,*
Bırak mektupta, biz sevdiğimize bile süslü laflar edemedik hiç,*
Neyse, bilmem haberin var mı ?*
Memduh amcayı, yani babanı kaybettik,*
Ne vakit hal hatır sormaya gittiysem size,*
Hep kapı önünde bulurdum,*
Karşı yola doğru dururdu öylece solgun yüzü,*
Gelmez diyordu, gelmez bu dürzü,*
Senin anlayacağın gözleri açık gitti rahmetlik.
Annen sakın duymasın diyorsa da, Salih,*
Benden söylemesi, annen geçenlerde evi tefeci Tahir”e sattı*
Babanın birikmiş borçlarını öylece kapattı,*
Hani; doktor, hastahane, ilaç falan,*
Olsa olsa şimdi kefen parasıdır elinde kalan,*
Bi ara, bi sor ulan,*
Bu nasıl bir nefret ki hala bitmedi,*
Ulan Salih, ulan Salih,*
Yoksa ciğerini oralarda itler mi yedi,*
Bir mektup yaz, bir şeyler karala,*
İstersen kız bağır, binbir küfür sırala,*
Ne dersen de işte,*
Zannedersem, annenin de gözleri açık gidecek bu gidişle.*
Adresini Sarı Tijen”den aldım,*
Önceleri yok, mok dedi, yemin billah,*
Neyse imana geldi,*
Bakma sen sarıdır, marıdır, yine de iyidir.*
Bak Salih, lafı fazla uzatmayacağım,*
Geçenlerde sahilde ki bizim kahvede,*
Adaşın Salih, kirkor amca, kasap Nedim,*
Dört kol pişti atıyorduk ki;*
Mahalleden bir ufaklık, nefes nefese;*
Makbule teyze, Makbule teyze,*
Bir koşu vardık ki,*
Çoktan Çapa”ya kaldırmış Sarı Tijen,*
İlaç, serum, oksijen,*
Korkma, mahalleli aramızda toplayıp masrafları ödedik,*
Helali hoş olsun,*
Makbule teyzenin az mı su böreğini yedik.*
Bir ara doktor dışarı çıkıp,*
Başını iki yana sallayıp, haber verin dedi,*
Kimi, kimsesi yok mu ?*
Hep bir ağızdan var dedik, var biziz kimi kimsesi,,*
Ulan Salih, ulan Salih ciğerini yoksa oralarda itler mi yedi.
Dün gece sıra bendeydi, bendim başında bekleyen,*
Bir ara gözlerini açtı,*
Elini tuttum, gözlerine takılıp kalmış yaşları usulca sildim,*
Yastığın altından küçük bir torba çıkarıp;*
Al sende kalsın yavrum, kefen param,*
Hani, yarın emri hak olursa dedi,*
Öyle bir sıkmışım ki yumruklarımı,*
Öyle bir vurmuşum ki duvara,*
Küfürün adına günah demişler ha, tövbe.tövbe,*
Ulan Salih, ulan Salih, hani bir elime geçsen kazara.
Kış diyor mevsim, gelmeye kalkmasın,*
Hele bir gelsin bahar yaz,*
Sen yine de iyi olduğumu yaz,*
Nasıl da tevekkel, nasıl da teslim kaderine,*
O an var ya, o an sanki kör bıçaklar soktular en derine,*
Yüzünü cama döndü,*
Biliyordum ki ağlıyordu,*
Elinin tersiyle yüzünü silerken,*
Dağlar başına oğul,*
Gelen yaşıma oğul,*
Sana umud olanın,*
Toprak başına oğul,*
Kış diyor mevsim, gelmeye kalkmasın,*
Hele bir gelsin bahar yaz,*
Sen yinede iyi olduğumu yaz,*
Son kez gözlerini aralayıp,*
Salih”im dedi, Salih”im,*
Annen sana Salih”im dedi de,*
Sen, bi daha anne diyebilecek misin?*
Anne ben geldim kapıyı aç,*
Anne karnım aç,*
Başım kaşınıyor anne,*
Başımı kaşı,*
Anlat diyebilecek misin masal anne,*
Hani yarım kalmıştı ya dünkü;*
Yok Salih yok,*
Sen,sen bi daha hiç anne diyemeyeceksin !*
Annen, annen çünkü…. |