aykırı Sevdam - osman Özdemir
Milyon kere söylenmiş bir şey olmamalı,*
Hem öz olmalı, hem de ilk.*
Öykümüz basılsa da tertemiz kağıtlara,*
Bazı gerçeklerin görüntüsü hala silik.*
Sevgi tohumu yüreğimiz oynar ağıtlara,*
Yine de yüzümüzde tuhaf bir aksilik.*
Bir kere çaresi olacağını bilsem de,*
milyon kere söylesem.*
Ve kurşuna dizseler de,*
oracıkta ölsem.*
Acıların umursamaz tufanı altında,*
İçimdeki milyon kere gizlilik…
Merkür’ün güneşe olan sıcaklığı kadar yanık,*
Plüton’un duyduğu özlem kadar buruk.*
Kalbimdeki sıcaklığın, çöl rüzgarında garip,*
Buz gibi kanımda eriyen, soğukluğunda mustarip.
Milyon kere gitme desem sana,*
Belki bir ihtimal ama,*
Beyazlara bürünmeden,*
Üşüyen yüreğini uzatır mısın bana.*
Oysa hayaller alemi,*
Gerçeklerle veda ediyordu bu sona.
O zaman bu aşkı yıllar sonra,*
Kerem’le Aslı’ya inat anlatırsın.*
İçine kapanık tüm sevenleri,*
o gün bile ağlatırsın.*
Bugünkü duygularımla beni,*
bir ömür boyu ıslatırsın.
Çünkü sen;*
Bir kemanın yaylarında inleyen segah,*
Piyanonun tuşlarında gizli, sultanı yegahımsın.*
Ardından yazmadım, söyledim yüzüne,*
Benim tek barınağım, aşk-ı dergahımsın.
Duyguları yamalı kağıtlardaki,*
sancılı şiirim.*
Yüreğimde asılı çekilmeyen cezam,*
yazılmayan günahımsın.*
Bakışından gülüşüne,*
Sesinden nefesine,*
Tutkundan sevgine her şeyini,*
Daha şimdiden özlediğim,*
Sevdalımsın… |