Tenini Terinden Kıskandım – İsmail SARIGENE*
Kulağımda, hüzne akan şarkı gülpembe,
Parmaklarımda sana yazılan her sözcük,
Gül kokulu yüreğine gebe"
Gidiyorum, ılık nefesini yüreğime kuşanıp kırık hayallerin son kentine gidiyorum*
Gidiyorum, karakışları mevsimlerden eleyip dudaklarına baharlarını doldurmak için el çekiyorum divanlardan*
Yetim düşlerimi buruşturup eteklerimi çekiyorum yetim kıyılardan*
Gidiyordum, bir gün sana " sen " diye gelmek için gidiyorum
Artık saçlarına aydınlığı giydirdiğim yıldızları toplamadım bu gece gökyüzünden*
Ve bu sabah, bir yudum terin toprağa düşmesin diye avuçlarını açıp sana el pençe divan duran sevda bulutlarını artık kaldırmadım tatlı düşlerinden.*
Çünkü, yüreğimi "yüreğine" emanet etmiştim
Gidiyorum, bir gün yüreğine " nefes " diye dönmek üzere gidiyorum.*
Gitmeden son kez dokunuyorum gözlerinin duruluğuna.*
Son kez yüreğimle baharların ıslak öpücüklerini konduruyorum yüreğinin kuru dudaklarına.
Oysa ben kendimi pusulasız yollara vurduğumda sen uyuyordun.*
Kirpiklerinde dinleniyordu hırçın dalgalar.*
Avuç içlerinde sığınmış rüzgarlar, mayasız ateşleri içiyordu yanardağın küçük kurnalarından.
Ben sana bakarken zaman durmuştu sanki.*
Bakakalmıştım sana.*
Yüreğinin nabzını hissedebiliyordum yüreğimde.*
Her nefes alışında saçlarına doğru eğilip kulağına usulca "seni seviyorum" diye fısıldamak isterdim*
Off dokunmaktan öte, gözlerin duruluğunda baharları soludum sadece
Dilimde lal olan kelimeler içten içten sana yanıyordu*
Sana bakarken sular durmuş, hayırsız fırtınalar sevdamıza susmuştu*
Çünkü ben seni izliyordum
Nefes alışını, yeni bebeğin ellerini oynatması gibi parmak uçlarını oynatmanı izliyordum uzaklardan*
İşte o an her şeyi unutup ; tenini " terinden" , gözlerini " kirpiklerinden " kıskandım*
Çünkü, gül yüreğini sadece ben öpmeliydim ve gözlerinde sadece ben görmeliydim*
Cennetin gül desenli kelebeklerini*
Ben, seni " senden " kıskandım gülüm
Sıcak yüreğimi, soğuk ellerine bırakıyorum olur da bensiz satırlarda üşümeyesin diye*
Gayri sen varken alnımın yazgısında, gözlerini giyiniyorum üzerime*
Kırlangıçların dualarını alıp avuçlarına umuda kanatlasam , orda sen olmalıydın*
Aldığım nefeste, sen yaşamalıydın*
Gözlerimi, gözlerine yumup esen yele veriyorum sensizliği*
Gidiyorum, yüreğimi yüreğine emanet edip gidiyorum*
Artık yalnızlığın gölgelerinde yudum yudum özlemleri yakıp bir umut ateşinde ısınacaksın
Biliyorum, gidince en çok seni " sana " anlattığım senli satırlarımı özleyeceksin*
Bir anahtar deliğinin ardına gizlenmiş*
Cenneti, gözlerinin ovalarına seren kelimelerimi arayacaksın yorgun kağıtların suskun nefeslerinde*
Bulutsuz düşlerin , yıldızsız gecelerin ardında takılıp rüzgarları avuçlarında çıplak denizleri senin gözlerin için yaktığım satırlarımı özleyeceksin*
En çok yüreğine dokunduğum " yüreğimi " özleyeceksin
Yüreğini yıldızlara yaslayıp özlemi demleyeceksin gecenin karanlık çaydanlıklarında
Hasretim büyüyecek damarlarında, duvarlar dilini yutmuşcasına suskunluğun maskesini giyinecek*
Beni arayacaksın bensiz cümlelerin sen kokan satırlarında*
Bir sigara daha yakacaksın dumanını dağların yüksek yamaçlarına yolladığın*
Kesmeyecek bir daha*
Küllüklerde öldürdüğün sigara izmaritlerinle sönmeyecek hasretim
Seni şimdiden özlediğim gibi sende "beni" özleyeceksin
Her dokunuşumda saçlarına gelincikleri seren ellerimin küçüklüğünü arayacaksın avuç içlerinde*
Temmuz gecesi sebebsizce üştüğünde titreyen tenine gözlerimi sermemi dileyeceksin*
Hasreti kanatıp özleyeceksin*
Belki de en çok parmak uçlarının üşümüşlüğüne gözyaşlarımı ateşlere rehin verdiğim gözbebeklerimi özleyeceksin*
Merak etme, ne zaman yüreğin üşürse yanardağları giyinip sana geleceğim*
Kan ter içinde kalsam da üşümüş yüreğine sıcak iklimlerin ılık meltemlerini giydireceğim*
Ve bir damla hüznünde "ölümün üşüdüğü" yüreğine sürgünler revâ görülürse, canımı kaybetme pahasına sürgün mahkemelerini ateşe vereceğim
Şimdi gidiyorum,
Yokluğumda gülümse ne olur*
Her gülüşünde yıldızları sereceğim karanlıklarına*
Yalnızlığın kör duvarlarında yaslayıp beni düşün hayallerin ötesinde*
Her hayalinde ben avuç avuç güneşi ekeceğim ıslak yağmurlarına
Ve bensizlikte sana yazdıklarımı okuyup dualarında an ismimi*
Andıkça ismini, yüreğimle düşeceğim yüreğinin düş fakir ovalarına
Gidiyorum, biliyorum*
Bulutlar bir başka serilecek yağmurlara*
Yağmurlar hep bensizliğin çığlıklarını taşıyan kulaklarına*
Ve gece katransı olup karanlıkları bırakacak duvarlarına*
Ben, senin yüreğinden öteye hiç gitmediğimi düşün
Yazımı bitirmiştim ancak yağmurun ıslak taneleri bulunduğum internet cafenin soğuk camlarında can çekişiyordu sanki*
Yağmur sağnağı altında klavyeye parmaklarımı bırakıp yüreğimi yazdım satırlara
" Güneşle başladığım satırlara, yağmurun ıslak taneleri tanıklık etti*
Sanki, beni uğurluyorlardı*
Belki de her yağmur tanesinde senin ellerin vardı*
Kim bilir
Seni düşündüm, satırlarımı bırakıp
Gözlerinin, sesinin özleminde dışarıya çıktım
Yağmurun her cama vuruşunu, senin yüreğin bilip
İplik iplik yağmura aldırmadan delicesine ıslandım
Gökten süzülen damlaları sen bilip
Seninle dans eder gibi yağmurlarla dans ettim
Birazdan gökkuşakları açacak burada
Bilmiyorum sen ne yapıyorsun uzaklarda ?
Ben, gökkuşağının boynuna sarılıp
Seni yüreğinden öper gibi usulca gökkuşağını gözlerinden öpeceğim"
İsmail SARIGENE |