Nöbet Saatinde – Cevat ÇEŞTEPE
çektiğimiz hasret sevdaya dair ise, bunun iki ucu vardır canımın içi*
bir ucu senin elindeyse eğer, bilesin ki mutlaka benimledir diğeri.…
sen bu köşesinde üşürken gecenin, ben başka ayazda çok tuhaf olurum*
ecel gibidir beklemek saatin onikisini, cesaretim olsa kendimi vururum*
hani ay nerede, nerede saklı yıldızlar, bu karanlık böyle, nereye kadar*
firar olup atsam kendimi yollara, dudağım bile dokunamadan dudaklarına*
mevsimler biter, renk açmadan renk atar, bütün baharlar.
bu bir nöbet saatidir, gecelerin ıssızlığıdır*
olmayacak kovuklardan duyulan seslerin,*
bir kırbaç gibi yalnızlığını şaha kaldırmasıdır.
bu bir nöbet saatidir, sevdanın sancısıdır*
çaresizlik girdabında atılmamış adımların,*
ayağındaki prangalar gibi yüreğini sıkmasıdır.
* *
bir yanım, tırmandığım bütün dağlara ismini yazarken, yalçın doruklara*
öte yanım parçalanmış yüreğimi anlatır, düştüğüm en derin uçurumlara*
ve sanki seni görürüm birden, iki damla yaş gibi bir ceylanın gözlerinde*
çığ gibi büyürüm, çığlığa bürünürüm, o gözyaşlarında kendimi de görürüm*
dikenli cetvellerle çizilmiş, alnımın kanayan çizgilerinde.
nöbetin bitiş saatidir, günün gecede erimesidir*
buz altında donarken bütün kılcal damarlar,*
kızgın çölde son akrebin, yelkovanı öldürmesidir.
nöbetin bitiş saatidir, hasretin yeni rengidir*
tutunup anka kuşunun kül kokan kanatlarına,*
gökkuşağının altından rüzgar gibi geçilmesidir.
/ben böyle boyarken hasret rengini, sen nasılsın kim bilir canımın içi*
işte böyle çekiliyor birer ucundan, asla terk etmeden nöbet yerini…/ |