Tekil Mesaj gösterimi
Alt 21 Ocak 2015, 01:25   #1
Çevrimdışı
SimHa
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Türk mitolojisi - Ay




Türk mitolojisi - Ay Ay'i kurtlar yakalar, iyice bir yolarmis,
"Ay, eve gidip yatar, yarasi kan dolarmis!..."


Ay - Dede ile Öksüz kız efsanesi:

Insanoglu parlak gecelerde aya bakmis ve aydaki lekeler üzerinde uzun uzun düsünmüstü. Bu lekeler üzerinde hayal kuran insanlar, ayrica onlar için siirler yazmis ve efsaneler de düzmüslerdi. Bugün Avrupa'daki masallar bile, ayda bir sirigin ucuna iki tane kova takmis bir kizin, yürüyüp durdugunu anlatir dururlar. Orta Asya'daki efsaneler de, ay da sirikla su tasiyan iki kovali bir kizin yürüdügünden söz açarlar. Bu inanisin Avrupa'dan mi, Orta Asya ve Sibirya ya; yoksa Sibirya'dan mi, Avrupa'ya gittigini, simdiden kestirmek çok güçtür. Yalniz bir gerçek varsa, o da Sibirya'nin buzlu ve karanlik Tundralarindan, doguda Bering bogazina ve hatta Amerika kitasinin kuzeyindeki Alaska yerlilerine kadar, bu inanisin yayilmis oldugudur. Ne olursa olsun, bu içli ve güzel masalin, Kuzey Sibirya'daki Yakut Türklerinde söylenen iki degisik anlatilisini, burada özetlemeden geçemeyecegiz...

Annesiz bir kiz varmis, su tasirmis sirikla,
Geceleri aglarmis, soguktan hiçkirikla:
"Ey güzel ay, ey kutsal, ne olursun beni al!
"Buraya gel suya dal, es yap beni göge Sal!"
Dermis kiz haykirirmis, hep aya yalvarirmis,
Imdada çagirirmis, sesi göge varirmis.
Çok soguk bir geceymis kiz yine suya gitmis,
Ay da gece gökteymis, kiz için yere inmis.
Ay hemen kizi almis, ta evine götürmüs,
Ay her dolun oldukça bu kiz ay da görünmüs.

Yakut Türklerinde anlatilan diger degisik masalda, ayrica bir de "Üvey anne" motifi ilâve edilmistir. Birinci masalda günes yokken; burada ayin rakibi olarak ortaya çikmaktadir:

Annesiz bir kiz varmis, sirikla su tasirmis,
Üvey anne yüzünden, kiz sabrini tasirmis.
Kadin alayla dermis, kiz biraz geç kalinca:
"Büyük adam olursun, ay gün seni alinca!"
Kiz gece suya gitmis, dua etmis gönlünce,
Ay hemen yere inmis, kizi yerde görünce.
Kiz saklanmis korkuyla, bir fundanin dibine,
Almis kizi fundayla, Ay götürmüs evine...

***

Ay - Dede ile Yedi basli devin savasi:

Eski Türk inanislarina göre ay ile günes, insanlara daima iyilik getiren ve onlari koruyan iki kutsal kudretti. Ay ile günes insanoglunu her zaman göz altinda bulundurur ve onlari kötü yola sapmadan korurlardi. Asagidaki, Altay Türklerinin anlattiklari masal da, bunun bir örnegidir:

Çok çok eski çaglarmis büyükçe bir dev varmis,
Nice çok canlar almis, insanoglu az kalmis.
Insanlar toplanmislar, ta Tanriya varmislar,
Kurtar bizi diyerek, Tanriya yalvarmislar.
Bu çok güç vazifeyi, Tanri günese vermis,
"Yakarim ben dünyayi, ay yapsin isi dermis".
Ay dünyaya inerken, hava da çok sogukmus,
Dev bögürtlen yer iken, agaçla göge uçmus.
Ay gökte dolun iken dev ayda görünürmüs,
Bögürtlenini yerken, keçeye bürünürmüs.

Bu efsanede de görülüyor ki, günes sicak, ay ise soguktur. Ay her girdigi yeri sogutur ve hatta sogugu ile, günesin bile yenemedigi yenemedigi kötü ruhlari yenebilirdi. Fakat ayin bu sogugu insanlara zararli degildi. Insanlar ona karsi kendilerini koruyabilirlerdi. Bundan önceki efsaneler de ay, öksüz kizi götürürken agaci da beraber almisti. Burada da agaç, devle beraber götürülmüstür. Soguk bölge Türkleri tarafindan anlatilan bu masallarda, aya ve soguga fazla önem verilmistir. Hatta günesin sicakligi bile küçüksenmistir. Bu sebeple de günes, aydan daha az güçlü olarak gösterilmistir. Günesin, isiklarini ve sicakligini esirgedigi bu bölge halklarinin böyle düsünmelerinde, elbette ki haklari vardir...

***

Ay-Dede'yi yiyen kurtlar:

Ay bazan, tepsi gibi büyük ve parlak olur; bazan da küçülür ve donuklasir. Elbette ki insanlar, bunun sebebi nedir diye, akillarini yormus ve düsünmüslerdi. Ay niçin küçülür ve niçin büyürdü? Herhalde ay, her küçüldükçe onu bir sey yemekte ve bitirmekte idi. Bunu yiyebilecek sey de, kutsal kurtlardan baska bir sey olamazdi:

Ay her dolunlastikça kurtlar ayilar yermis,
Ay azicik kaldikça, kurt ayilar gidermis.
Ay gider bir ay yatar, yarasini sararmis,
Iyilestikçe çikar, yine gökte parlarmis.
Ayi, kurtlar yakalar, iyice bir yolarmis,
Ayi yine gidip yatar, yarasi kan dolarmis.

Bu inanis, Orta Asya ve Sibirya'da çok yayilmistir. Fakat her kavim, bu ayin yenis ve parçalanisini, kendi kutsal hayvanlarina yaptiriyordu. Meselâ Mogollarla, Kuzey-Dogu Sibirya'daki Gilyak'lar Gökteki ayi, kendi köpeklerine; kuzey kutbuna yakin oturan halklar ise, ayilara yedirtiyorlardi. Ama Türk halklarina göre köpek, kötü ve adî bir hayvandi. Kurtlarin yaninda da çok güçsüz kaliyordu. Bu sebeple Yakut Türkleri, diger komsularindan ayrilarak ayi, kurtlara kovalatip ve sonra da onlara yedirtiyorlardi.

Altay Türklerinde de ayni efsaneyi görüyoruz. Yalniz burada, Kurtlarin yerine "Yedi basli dev" yani "Yelbegen" geçmistir. Bu Altay masali, ana motifler bakimindan, "Sirikla iki kova su tasiyan öksüz kiz" efsanesine de benzer. Öksüz kiz efsanesindeki agaç veya funda da ayda görülmektedir. Ancak Altaylarda, kizin yerine, dev geçmistir:

Yedi basli Yelbegen, adli büyük dev varmis,
Öç alir ay günesten, onlari yer yutarmis.
Büyük Tanri Bay-Ülgen, aya bakar sararmis,
Ayi bitirip yiyen, bu deve ok atarmis.
Dev bazan yildizlari, kovalar götürürmüs,
Sonra da parçalarmis, agzindan tükürürmüs.
Yildizlar bu azgindan, kaçarmis hep göklere,
Dev onlari agzindan, saçarmis hep göklere.

Yine Altay Türklerine göre, "Ayin tutulmasi" olayi da, yine bu "Yedi basli dev" yüzünden meydana gelirdi. Bunun için Altay Türkleri ay tutuldugu zaman söyle derlerdi:

"Yine Yelbegen, (Yani yedi basli dev) ayi yedi".

***

AYDAN TÜREYEN TÜRK SOYLARI

Uygurca Oguz-nâme'de Oguz-Han'in babasinin adinin, "Ay-Han" oldugu söylenir. Maalesef, bu Oguznâme'nin bas kismi kaybolmustur. Bu sebeple, bu "Ay-Han"in kim oldugunu anlayamiyoruz. Bilindigi üzere, Oguz Han'in ikinci oglunun adi da, Ay-Han" idi. Burada "Ay-Han" yalnizca bir ünvandir. Yoksa bazilarinin dedikleri gibi, Ay-Han, "Ay'in Han"i, Kün-Han'da "Günes'in Han'i degillerdi. Elbette ki Ay-Han, Türk mitolojisinde Ay’i temsil eden sembolik bir ad idi. Türklere göre ay, erkek idi. "Ay-Ata" deyim ve adlari, buradan geliyordu. Türk-Mogol efsanelerinde "Ay'i, çocuk dogurtan bir baba olarak" da görüyoruz. Meselâ Cengiz-Han'in atalarindan Alan-Ko'a, ay isigindan gebe kalmisti. Bazi kaynaklar da, Ay'in bizzat çadirdan içeri girerek kadini gebe biraktiklarini söylerler. "Türklerdeki Gök-Kurt (Kökböri) ise, gökteki Tanri'nin, yerde sekillenmis bir sembolü idi. bunun için de Gögün rengini almisti". Aydan gebe kalan kadinlara ay, sarisin bir adam seklinde gelmis ve köpek seklinde gitmisti. Çin'de "Altin" ve "Sari renk", imparatorun bir sembolü idi...

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet