Çevrimdışı

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


ARKADAŞI TERCİH
Bir kimse biriyle bir an sohbette bulunsa, kıyamette ona arkadaşlık hakkına riayet edip etmediği sorulacaktır. Arkadaşımızın üzerimizde hakkı vardır...

Ona dua edeceğiz, kusurlarını bağışlayacağız.

Vefakâr olacağız, üzmeyeceğiz.

İki şeyden daha iyisini arkadaşımıza layık göreceğiz.

Bir ihtiyacı olduğunda istemesine fırsat vermeden ihtiyacını temin edeceğiz.

Çünkü onu istemeye mecbur etmek arkadaşlığa yakışmaz.

Arkadaşını kendi malına ortak bilmelidir.

Allah için arkadaş olanlar mallarını bölüşmelidir. Eskiler "benim kalemim" diyenlerle arkadaşlık etmezlerdi.

Arkadaşın ihtiyacını kendi ihtiyacından önce düşünmelidir.

Arkadaşın canını kendi canından üstün tutmalıdır.

Arkadaşın bizim yardımımızı kabul etmesini bir lütuf olarak kabul etmelidir.

Arkadaşımız konuştuğu zaman sözünü kesmeden dinlemeliyiz.

Gizlediği bir şey olursa öğrenmeye çalışmamalıyız.

Onun dost ve akrabalarını arayıp sormalıyız.

İki arkadaş birbirine sert bakınca şeytan sevincinden göbek atar. Meluna fırsat vermemeliyiz.

Dostunun düşmanı ile dostluk kurmamalı, onun sevmediği kimselerden uzak durmalıyız.

Allah için arkadaşı ziyaret etmelidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki;"Allah için sevdiği bir arkadaşının ziyaretine giden kimseye, ardından bir melek, "Ne güzel iş yapıyorsun. Cenneti hak ettin"der."
Hazreti Ömer'in oğlu, sağa sola bakarken Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) ona ne aradığını sual ettiler. İbn-i Ömer;
"Sevdiğim bir arkadaş var onu arıyorum." deyince... Peygamber efendimiz buyurdu ki; "Birisini sevdiğin zaman, adını, babasının adını sorup öğren! Hasta olduğunda ziyaretine, işi olduğunda yardımına gidersin."

Bu derecelerden birine bile sahip olmayan kimse benim arkadaşım var dememelidir. Çünkü fedakâr olmayan kimse arkadaş olamaz."

Arkadaşın hatalarından dolayı onu terk etmemelidir. Nasihatimiz sayesinde tövbekâr olup kurtulabilir. Eğer ondan yüz çevirirsek günah ile felaket ile başbaşa bırakmış oluruz.

Arkadaşımızı kendi yerimize koyarak, kendimiz hakkında ne söylenmesini istiyorsak onun hakkında da öyle konuşmalıyız.