Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10 Mart 2016, 19:20   #1
Çevrimiçi
Kaf_Dağı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
ÖLÜLER HANGİ SEBEPLERDEN DOLAYI AZAP GÖRÜRLER?




ÖLÜLER HANGİ SEBEPLERDEN DOLAYI AZAP GÖRÜRLER?


Cevabını iki şekilde veririz: Mücmel cevap, mufassal cevap. Mücmelvap kabirdekiler, Allah'ı bilmediklerinden, emrine uymadıklarından ve yasakladığından kaçınmadıklarından dolayı azap görürler. Allah'ı tanıyan,emirlerine uyan, nehiylerinden de kaçınan ruhu ve bedini asla azap-landırmaz. Çünkü gerek kabir azabı gerekse ahiret azabı, Allah'ın kuluna kızmasının gadaplanmasınm bir neticesidir. Bu dünyada, Allah'ı kızdıran kişi, tevbe etmeden Ölürse Allah'ın gadabı ölçüsünde, Berzah azabı görür. Al-lah gadab ettikten sonra günahın azlığı çokluğu, kişinin doğrulayıcı ya da ya-lanlayıcı olması farketmez.

Mufassal cevab da şöyledir: Rasulullah, biri insanlar arasında koğucu-luk yapan, diğeri de idrardan sonra istibra yapmayan iki kişinin kabirlerin-de azab gördüklerini haber vermiştir [310]İstibra yapmayan, zorunlu temizliği terketmiş olduğundan; koğucu da, sözlerinde doğru da olsa, insanlar arasına düşmanlık atmış olacağından günahkârdırlar. Burada insanları yalanla, if-tira ile, bühtanla birbirine düşürmenin çok daha büyük günah olacağına işa-ret vardır. İdrardan sonra istibrayı terketmekte de, istibra yaptıktan sonra namaz kılarken, namazın bir kısım vaciplerini, şartlarını terketmenin daha çok günah olacağına işaret vardır. Şu'be hadisinde: "Birincisi, insanların eti-ni yemekte, gıybet etmektedir. İşte bu kimse nemmamdır" şeklinde geçer-ken Ibni Mes'ûd'dan gelen bir hadiste: "Abdestsiz bir vakit namaz kıldığı ve zulmedilen birini görüp ona koşmadığı için kabrine öyle şiddetli vurulur kî, içerisi ateşle dolar" buyurularak koğuculuk ve istibra anlatılmıştır.

Buhârî'de, Semra'dan [311] gelen bir hadiste yalan söyledikten sonra yalanı her tarafa yayılan kimseyle Kur'ân'ı öğrendiği halde geceleri uyuyan, gün-düzleri de Kur'ân'la amel etmeyen; zina eden erkeklerle kadınların ve de faiz yiyenlerin azap görecekleri bildirilmiştir. Hadiste geçen kişilerin çektiği azabı Rasulullah Berzah'ta görmüştür.

Namaza üşenerek kalkanların başlarının taşla yarılması; mallarının ekatlanm vermeyenlerin, zakkumlu cehennemin dikenli ağaçların etrafin-a dolaşmaları; zina yapanların pis kokulu leş etler yemeleri ve sözle fitne çıkaranların ağızlarının, demir makaslarla kesilmesi Ebû Hureyre'den gelen bir hadiste yukarıda anlatılmıştır. [312]

Büyük günah işleyenlerin uğrayacağı akibet Ebû Saîd hadisinde geç-miştir [313]Mesela faiz yiyenlerin karınlan, evler kadar şişmekte ve onlar, Pi-ravn'm yolu üzerinde bulunmaktadırlar. Yetim malı yiyenlerin ağızların-dan aldıkları kor ateş, altlarından, ayaklarından çıkmaktadır. Zina eden ka-dınlar, göğüslerinden asılmaktadır. Gıybet edenler, yan uzuvlarından kesi-len etleri yemektedirler. İnsanların ırzlarında gözü olanların yüz ve göğüsle-ri bakır tırnaklarla tırmalanmaktadır.

Rasûlullah, ganimet mallarından aşıran kimsenin kabrinde ateşin yan-dığını, bildirmiştir. [314] Oysa ki bu adamın elde edilen ganimetlerde hakkı oldu-ğu halde, başkalarının hakkına tecavüz etmekle bu cezayı hak etmiştir. Ka-bir azabını görecekler kalbiyle, gözüyle, kulağıyla, ağzıyla, diliyle, karnıyla, ferciyle, eliyle, ayağıyla ve bedeniyle günah işleyenler, koğuculuk yapanlar, yalanı çok söyleyenler, gıybet edenler, yalan yere şahitlik edenler, namuslu kadına iftira edenler, fitne çıkartanlar, bidat şeylere çağıranlar, bilmediği bir konuda Allah ve Rasûlü adına konuşanlar, sözünde aşırı olanlar, faiz ve yetim malı yiyenler, rüşvet alanlar, haksız olarak müslüman kardeşinin ya da anlaşmalı müstemenin malını yiyenler, içki içenler, lanetlenmiş ağacın meyvesini yiyenler, zina ve livata edenler, hırsızlık yapanlar, hainler, ahdini bozanlar, aldatanlar, müslümanara tuzak kuranlar, faizi alanlar, verenler ve bunlara şahitlik edenler hülle yapanlarla, hülle yaptıranlar, Allah'ın emirlerini düşürmek haramlarını işlemek için çareler arayanlar, müslü-manlara eziyet ederek hanımlarının peşine düşenler, Allah'ın hükmü dışın-da birşeyle hükmedenler, Allah'ın şeriatı dışında bir kanunla fetva verenler, günah ve düşmanlığın yayılmasına yardım edenler, Allah'ın yasakladığı ca-na kıyanlar, Allah'ın yasaklarını tanımayanlar, Allah'ın sıfat ve isimlerinin gerçeğini tesirsiz sayanlar, Rasûlullah'm sünnetine bakmadan görüş, siya-set ve anlayış ileri sürenler, ölmüş birine saç baş yolarak ağlayanlar ve bu ağıtlara kulak verenler, Allah ve Rasûlü'nün yasakladığı cehennem ağıtçıla-rı olan şarkıcılar ve onların söylediği şarkıları dinleyenler, kabirlere mescid yaparak üzerinde kandiller lambalar yakanlar [315]satarken eksik tartan, alır-ken ise tam ölçekle alan esnaflar, zorbalar, büyüklük taslayanlar, gösteriş yapanlar, kaslarıyla gözleriyle insanlarla alay edip onların kusurlarım araş-tıranlar, selefî alimlere küfredenler, kâhinlere, müneccimlere ve ibtidâî dok-torlara vararak onlara soru sorup, onları tasdik edenler, ahiretlerini dünya karşılığında satmış zalimlere yardım edenler, Allah'ın azabı ve ismi anılınca O'ndan korkmadığı halde kendisi gibi bir yaratık korkuttuğu zaman korkan, Çekinen, yapılması istenmeyen şeyi terkedenler, Allah ve Rasûlü'nün sözüne çağrıldığında onlara gitmeyip de, sözü doğru da yalan da olabilecek hüsnü 2an beslediği birinin peşinden gidip ona övgüler yağdırarak hiç karşı gelme-yenler, okunan Kur'ân'dan etkilenmeyenler belki de sıkılanlar, Şeytan'ın. îCur'ân'ı okunduğunda, zina meclisi kurulduğunda veya münafıklık olunca içi sevinçle dolu vecde, heyecana ve neş'eye gelip şarkıcının devamlı şarkı söylemesini isteyenler, silahının veya sevdiği bir yaşlının veya yakın akra^ basının yahut genç kızların döşeklerinin veya sevdiği bir kişinin hayatının yahutta muteber saydığı bir kimsenin adına yemin ederken yalan söylemez-ken, Allah adına yemin ettiğinde yalan söyleyenler, yaptığı günahlarla övü-nen onları eşinin dostunun yanında açıktan açığa çokça işleyenler, malından ve ırzından emin olmadığın kimseler, çirkin ve kötü sözlerinden dolayı in-sanların kendisinden uzaklaştığı kimseler, namazını vaktin sonuna kadar geciktirdikten sonra acele acele kılanlar, Allah'ı çok az ananlar, gönül hoşlu-ğuyla mallarının zekâtını vermeyenler, hac yapabilecek durumda iken hac yapmayanlar, gücü yettiği halde ödemesi gereken hakları ödemeyenler, vak-tine, sözüne, yiyeceğine ve attığı adımına dikkat etmeyenler, elde ettikleri malın helaline haramına bakmayı önemsemeyenler, miskine, muhtaç biri-ne, yetime ve hayvana acıyıp merhamet etmedikleri gibi yetimi boğanlar, ye-meğine de miskinleri çağırmayanlar, kendinin günahı, kusuru varken in-sanların kusurlarıyla günahlanyla uğraşanlar ve gerek az olsun gerek çok olsun, gerek küçük günah olsun gerek büyük günah olsun bu suçları işleyen-ler yaptıkları günah ölçüsünde kabirlerinde azap göreceklerdir. [316]

İnsanların çoğu bu günahları işliyor olunca, mezarlarda yatanların çoğu da azap görüyor demektir. Azaptan kurtulanlar çok azdır. Dış görünüşüne bakılırsa kabirlerin dışı toprakken içerisinde ateşler yanmaktadır. Dıştan azap görmek toprakla, nakışlı taşlarla olur, içerisinde ise tencerenin içeri-sinde bulunan yiyecekleri kaynattığı gibi insanları kaynatan belâlar, felâketler vardır. Allah'a yemin olsun ki, verilen öğütlerden hiçbirini tutma-yarak, aklıyla şehveti arasında kalanlar bu azabı hak etmişlerdir. Ey dünya yurdunu güzelleştirenler! Sizinle beraber yok olacak yurdu güzelleştirirken her an gidebileceğiniz ahiret yurdunu harâb ediyorsunuz. Başkalarının otu-racağı, faydalanacağı evleri yaparken sizden başkasının oturamayacağı ahi-ret evlerini harâb ediyorsunuz. Burası ebediyyet yurdu, amellerinin karşılı-ğı alman ekinlerin biçildiği bir yurttur. Burası ibret alınacak bir yer olup, ya cennet bahçelerinden bir bahçedir ya da cehennem çukurlarından bir çukur-dur. [317]

__________________
SusKun ve Sessiz Mürekkep...


Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet