Tekil Mesaj gösterimi
Alt 30 Mayıs 2016, 12:26   #1
Çevrimdışı
Deep
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Tanrı tatile çıkmış olmalı!




Çok yakında birçoğumuz geleneksel iftar sofralarından kalkarken şişkin göbeklerimizi kaşıyarak anımsayacağız Allah'ı ve şükredeceğiz halimize. "Oh! Bugün de benim karnım doydu sonunda Allah'ım!.. Benim karnım doydu ya şükür olsun..." Oysa ki, bizim şişkin göbeklerimizi kaşıdığımız dakikalarda sayısı belli olmayan bir sürü sosyal tabakadan insan "Tanrı bu akşam yine beni unuttu!" diye iç geçiriyor olucak. Çünkü karınları aç onların. Sınav dünyasının anlamsızlığı içinde yaşattığımız Tanrı'nın despot bir hoca kıvamındaki egolarını şükrederek tatmin eden bizler, aç olanların bu sınav dünyasındaki pozisyonlarını büyük bir vurdumduymazlıkla seyrediyor olacağız.

Allah; eğer ki vicdanımız ise, şükretmeden önce Dünya'ya ışık saçan bir hassasiyetle aç olan karınları da doyurmanın bir görev olduğunu unutacağız yine. En kolayını seçiyoruz işin. Şükredip yemekten sonra koltuklarımıza yaslanmayı yani... Öyle ki, Allah bu akşam da sırtımız pek olduğu için vicdanımız olamamıştı. Bizim sınav dünyamız harikaydı çünkü... Bir sınav yüzünden Dünya denilen sınıfta açlık dersinden anlamsızca kalanların hali ise gözlerimizi doldurmuyordu bile. İnsanlar sınav Dünyalarına sokulurken derslerinden geçebilmeleri için teksir bile vermemişti... Din kitaplarını hariç tutuyorum tabi. Hayat denilen şu sınavdaki soru ve sorunların nasıl halt edilebileceği ise yazmıyordu hiçbir kitapta. Teorik bilgi ışıl ışıl bir Dünya'nın kapılarını aralatıyor, fakat bu bilgiler pratik yaşamda herhangi bir işe yaramıyordu. Çünkü açlıktan ölenlerin kurtulacağı şifreler yoktu içerisinde...

Tanrı, karnı doyanlar için varlığını sürdürürken; anlamsızca açlık içerisinde sürünenler için tatile çıkmış gibiydi adeta.

"Ey yüce Allah'ım bir şifre ver de, domates ekeyim bahçeme ve açlıktan kurtulayım..." Eğer ki, tırnak içerisinde yazılı olan şu cümleyi de bir dua yerine koyarsak, alim din adamları tarafından "kader" denilerek yorumlanabileceğini de göz ardı etmemeliyiz. Unutmayalım ki, dinde iki temel dayanak noktası vardır... Birincisi "SINAV DÜNYASI", ikincisi ise "KADER İNANCI"dır... Bu iki temel noktası sindirir ezilenleri... Karnı tok ve sırtı pek olanların, güzel olanların, elleri ve ayakları tutanların, gözleri görenlerin, burunları koku alanların ve para içerisinde yüzenlerin temel kurtarıcısıdır bu iki dayanak noktası. Çünkü, Tanrı zenginliğin bekçisi; sefaletin ise vurdumduymazı gibiydi bu kişiler için...

 

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet