Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07 Ekim 2016, 20:04   #1
Çevrimdışı
daiSy
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Organ bağışı ve nakli helal midir?




Sual: İnsanların organlarını, kanını satmak veya kullanmak haramdır. Üstelik, (Haramda şifa yoktur) hadisiyleharamla tedavi de caiz olmadığına göre, organ nakli nasıl caiz olur? Bir de, Müslüman birinin organı kâfire takılsa ahirette, o organ nasıl cevap verecektir?
CEVAP
İnsan organları mülk olmadığı için, satılamaz, bağışlanamaz; fakat zaruret halinde kullanılması için izin verilir. İzin verilince, organı paralı veya parasız almak ve zaruret halinde kullanmak caiz olur.

Müslüman uzman doktor, bir hasta için, (Organ naklinden başka çare yok) derse, ölü veya diriden organ nakli caiz olur. Din ayrılığı gözetilmez. (El-Hedyül-İslami)

Cahil biri, (Organ nakli haramdır. Yaşayan kimse ameliyat edilince de eziyet görmüş olur. Eziyet ise haramdır. Şu hâlde ameliyat haramdır. Peygamber, “Ölünün kemiğini kırmak, onu diri iken kırmak gibidir” buyurduğu için ölünün karnını kesmek, dirinin karnını kesmek gibi haramdır. Ameliyat edilene ve organı alınan ölüye böyle eziyet edilince de, “Müslümana eziyet eden, bana eziyet etmiş olur. Bana eziyet eden de Allaha eza etmiş olur” hadisine göre, Allah’a eziyet edilmiş olur) diyor. Halbuki dinimiz, (Bir organı kurtarmak, hayatı kurtarmak gibi zaruridir) buyurur.

Zaruret olunca birçok yasaklar mubah olur. Ölünün de, dirinin de, bir yerini kesmek haramdır, ona eziyettir, fakat zaruret olunca, bu haramlık kalkar, çünkü dinimizde, (Zaruretler, yasak olan şeyleri mubah kılar) kuralı vardır. (Mecelle)

İnsanın parçalarını, mesela saçını, böbreğini, sütünü zaruretsiz kullanmak haramdır, fakat zaruret olunca, bu parçaları kullanmak, yani organ nakli caiz olur. (İ. Ahlakı)

Çocuğun yaşayacağı ümit edildiği zaman, çocuğu annesinin karnından çıkarmak için, ölmüş olan annesinin karnını yarıp ameliyatla almak caizdir. İmam-ı a’zamhazretleri, ölmüş bir kadının karnının yarılıp çocuğun çıkarılmasını emretmiş, kurtarılan çocuk uzun yıllar yaşamıştır. (Eşbah s.123) [Ölüye eziyet olur diye, annenin karnı yarılmaktan vazgeçilmemiştir. Cahiller, imam-ı azam hazretlerine, ölüye eziyet etti diye ateş püskürse de, o anne, yavrum kurtuldu diye ne kadar çok sevinmiştir.]

İmam-ı a’zam hazretlerinin bu uygulaması, ameliyat ederek hastanın veya ölünün bir yerini kesmenin, yani ölünün karnının yarılıp böbrek veya başka organın alınmasının, yani organ naklinin caiz olduğunu göstermektedir.

Ölünün bir organını kesmek de ona eziyettir. Ancak kesilen organ, bir Müslümana verilecekse, ölü bundan dolayı zevk alır. Bir kimse, birine iyilik etmek için çok yorulsa, yorulmasından şikâyet etmez, aksine, (Hizmet ettim, iyilik ettim) diye zevk alır. Parasını kaybeden kimse, üzülür, fakat parasını isteyerek bir muhtaca veren ise buna sevinir. İşte bunlar gibi, kurbanlık koyun da, bir Müslümana faydam oldu diye sevinir. O acı, ona zevk verir. Hâlbuki hayvana da eziyet etmek haramdır. Hem de, insana eziyet etmekten daha büyük günahtır. Demek ki, dinimize uygun hareket edilince, eziyet edilmiş olmaz, aksine faydalı iş yapılmış olur.

(Müslüman birinin organı kâfire takılsa, ahirette o organ nasıl cevap verecektir? Müslümanın organı Cehennemde nasıl yanar?) deniyor. Hâşâ, Allahü teala âciz değildir.

Her insan, aynı boy ve şekilde; fakat başka zerrelerden yapılmış bir bedenle mezardan kalkacaktır. Şimdiki beden, çürüyüp toprak olacaktır. (Kimya-i Saadet)

Cevap verecek olan, çürümüş organ değil, başka organdır. Nakledilen organ bile olsa, (Ben Müslümandayken şu iyilikleri yapıyordum, kâfire takılınca, şu kötülükleri işledim) diyemez mi? Allahü teâlânın hesap görmesinde hiç âcizlik, yanlışlık olur mu? Organların konuşacakları Kur’an-ı kerimde bildirilmektedir. (Nur 24, Yasin 65)

Bir insan yanmakla yok olmaz. Sadece aletleri elinden alınmış olur. Ahirette ona verilen yeni aletlerle, Müminse Cennete, kâfirse Cehenneme gider.

Ruh, kendisine verilen vücut sayesinde, ya nimete kavuşur veya azaba mâruz kalır. Ruhun mahiyetini bilmeyen veya Allahü teâlânın kudretinden şüphe eden kimse, insanın yanınca yok olduğunu, kabir suali ve kabir azabının olmadığını zanneder. Hâlbuki hadis-i şerifte, (Kabir azabı haktır) buyuruldu. (Buhari)

Zaruret olunca haram bir şey ilaç olarak kullanılıyor ve şifa hâsıl olabiliyor. Zaruret olunca haram mubah hale geliyor. Mubahtan şifa hâsıl oluyor. Haram olarak değil, mubah hale geldiği için şifa hâsıl oluyor. Haram olan şarap sirke haline dönüşünce kullanılması mubah olur. Böbreği olmayana, birinin böbreği takılınca, şifa hâsıl oluyor, böbrek çalışıyor. Bu iş mubah olmasaydı, (Haramda şifa yoktur) hadis-i şerifi, hâşâ yanlış olurdu. Bu işte şifa görüldüğüne göre, haram mubah hale gelmiş oluyor. Bu inceliği anlamayan kimseler, haramda şifa olmaz diyerek organ veya kan nakline haram demek cahilliğinde bulunuyorlar. İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki:
Nihaye, Haniyye ve Tehzib kitaplarında, (Müslüman, uzman doktor, şifa vereceğini ve başka ilacı olmadığını söyleyince, hastanın idrar, kan içmesi, leş yemesi caiz olur. Şarap da böyledir denildi. Ölümden kurtulmak maksadıyla olunca, sözbirliğiyle helal olur) yazılıdır. Feth-ul-kadir kitabında, (Müslüman, uzman doktor, kadın sütünün muhakkak iyi geleceğini ve başka ilacı olmadığını söylerse, hastanın, kadın sütü içmesi ve satın alması caiz olur) yazılıdır. (Redd-ül-muhtar c.5 s. 249, c.4 s.215)

Açıkça görülüyor ki, içilmesi haram olan kadın sütünün, kanın veya idrarın hastaya iyi geleceği biliniyorsa, içilmesi mubah oluyor ve mubah olduğu için de, (Haramda şifa yoktur) hadis-i şerifinin kapsamına girmiyor. Kan içmek veya kan alıp vermek haram olduğu halde, bu şartlarla mubah oluyor. Organ nakli de bunun gibi caiz oluyor.

Böbrek nakli
Sual:
(Böbrek nakli yapılınca, böbreği alınanın vasıfları böbrek nakledilene geçer, mesela böbrek sahibi cimriyse o kişi cimri olur, dinsizse dinsiz olur) deniyor. Böyle bir şey var mı?
CEVAP
Bu kesinlikle doğru değildir. İnsan, ruh demektir. İşiten ve tasarruf sahibi olan, ruhtur. Çalışmakla beden yorulsa da, ruh yorulmaz. Ruhta azalma çoğalma olmaz. Mesela, kolu kesilenin ruhundan kesilme olmaz. Başkasının yüreğiyle yaşayan kimsenin ruhunda değişiklik olmadığı için, ahlaksız kimsenin yüreğinin, bu adama hiç tesiri olmaz. Kalble yürek aynı şey değildir. Yürek denilen et parçası, hayvanda da bulunur. İnsana mahsus olan kalbe, gönül denir. Gönül görünmez; fakat tesirleriyle anlaşılır. Kalb, elektrik cereyanı, yürek de ampul gibidir. Ampuldeki elektriği, ampul ışık verdiği zaman anlıyoruz. Elektrik gibi, kalb de madde değildir, bir yer kaplamaz. Yürekte eserleri görüldüğü için, kalbin yeri yürektir denir. Yürek değiştirmek, sanki ampul değiştirmeye benzer. Ampulün değişmesiyle şehir cereyanında azalıp çoğalma olmadığı gibi, yüreğin değişmesiyle, kalb kuvvetinin tesiri değişmez. Yeni takılan yürek, daha iyi çalışır. Mesela kırılmış veya 40 vatlık bir ampulü çıkarıp yerine 100 vatlık bir ampul takılırsa verdiği ışık çoğalır; fakat şehir cereyanında bir değişiklik olmaz. Yanmakta olan bir ampul sökülünce, yani cereyanla olan irtibatı kesilince, cereyanın bir miktarı kesilmiş olmaz. Başka bir ampul takılırsa onun da ışık saçmasına sebep olur. İyi kimsenin yüreği, fâsık veya kâfire takılınca, o kimsenin kalbi yine hep günah işlemek ister, kötü düşünür. Tersine, fâsığın yüreği iyi kimseye takılırsa, o kimsenin kalbi yine günah işlemek istemez, hep iyi düşünür. Yüreğin manevi bir fonksiyonu yoktur. Öldükten sonra çürüyüp gider. Yansa da fark etmez; çünkü insan ruh demektir. Beden değişir, ruh değişmez.

İnsan, ruhu sayesinde yaşar. Aklı, düşüncesi, ruhu sayesinde vardır. Vücudun organları, marangozun aletleri gibidir. İnsan ölünce, aletleri çalışmadığından, ruh bu aletlerle iş yapamaz; fakat ruh ölü olmadığı için insanları tanır. Hatta ölmüş evliyanın ruhları insanlara yardım eder. Bu yardımı, bedenindeki aletlerle değildir. Allahü teâlâ ruhlara, aletsiz de iş yapma özelliğini vermiştir. Vefat eden Hızır aleyhisselamın ruhu çok kimseye çeşitli yardımlar yapmaktadır.

Bir mümine, bir kâfirin bütün organları takılsa, o insanın aklında, düşüncesinde değişiklik olmaz. Marangozun eski aletleri yerine, yeni aletleri gelmiş demektir. Alet değişmekle, marangozdaki bilgi, kabiliyet değişmez. Kesmeyen bir testere yerine, iyi kesen bir testere gelirse, daha kolay iş yapar. Görmeyen gözün yerine sağlam göz takılırsa görür. Kanı, kalbi, beyni de değişse, yine düşünceye tesir etmez. Sağlam organ takılmışsa, daha kolay iş görür. İş gördüren ruhtur. Bir insan ölmekle veya yanmakla ruh yok olmaz. Sadece aletleri [bedeni] elinden alınmış olur. Ahirette ona yeni aletler yani yeni bir beden yaratılır.

Zaruret varsa
Sual:
Zaruret olunca, böbrek nakli caiz mi?
CEVAP
Evet. Ayrıca ameliyatlar başarılı olduğu için caizdir.

Yürek nakli
Sual:
Şarkıcı bir kadın, bütün organlarını bağışlıyor; fakat yüreğini bağışlamıyor. Gerekçe olarak da, (Allah, bütün organları senin emrine verdim, istediğin gibi kullan, ancak yürek bana ait dediği için yüreğimi bağışlamıyorum) dedi. Böyle bir şey var mı?
CEVAP
Halk arasındaki bu sözün aslı yoktur. Organ nakli açısından yürek ile böbreğin farkı yoktur. Bütün organlarımız, Allahü teâlânın bir emanetidir. Hiçbirini günah işlemekte kullanmamalıdır! Günahta kullanmak emanete hıyanet olur.

Organ nakli yaparken
Sual:
İnternette okudum. Ölmüş sanılan birinin böbreğini alıp başka birine takmışlar. Öldü sanılan kimsenin, daha sonra nefes aldığı görülmüş. Bundan dolayı, (Ölüden organ nakli yapmak caiz değil) diyorlar. Bu husus, geçerli bir sebep midir?
CEVAP
Hayır, geçerli değildir. Böyle yanlışlıklar her yerde, her zaman olabilir. Doktor ameliyat yaparken, ameliyat bıçağını veya makası içeride unutabilir. Böyle bir hata oldu diye, (Ameliyat olmak caiz olmaz) denir mi hiç?

Kimi de, ameliyat masasında ölür. (Ameliyatta ölen olur) diye ameliyat olmaya günah denir mi? Yanlışlıkla hastaya fazla narkoz verilirse hasta ölür. (Narkozla hasta öldü) diye narkoz vermek suç olur mu? Şoförün biri, trafik kazasında, beş on kişinin ölümüne sebep olabilir. (Trafik kazasında insanlar ölüyor) diye, şoförlük yapmak günah olmaz. Çürük dişi çekerken, yanlışlıkla sağlam diş çekilebilir. Böyle her konuda yanlışlıklar olabilir. Yanlışlık nerede oluyorsa, onu önlemek gerekir. Yoksa ameliyatın veya organ naklinin dine aykırı olduğunu söylemek çok yanlış olur.

Organ bağışlamak
Sual:
Dinimize göre, ölen birinin organlarının, başka birine nakli için, yakınlarının izin vermesi gerekiyor mu? İnsan sağlığında, (Ben ölünce organlarımı bağışladım) diyebilir mi?
CEVAP
Dinimizde, insanın hiçbir organı mal değildir. Alınıp satılmaz, bağışlanmaz. Ne kendisinin, ne de yakınlarının satmaya, bağışlamaya yetkisi yoktur. Bir kişi ölünce, doktor lüzum görürse, ölüden hastaya nakil yapılabilir; dinen, kimseden izin almak gerekmez.

Kanuni bir mecburiyet varsa, hayattayken, (Ben ölünce organlarımın alınıp ihtiyacı olan bir hastaya verilmesine izin veriyorum) diye bir kâğıt yazıp bırakabilir. Öyle bir kâğıt bırakmasa da, ihtiyaç olunca ölüden organ alınabilir.

Yürek nakli
Sual: Kalb nakli de diğer organlar gibi caiz midir? Kalb nakli yapılmazsa, ölecek olan bir hastaya, başka birinin, (Beni öldürün veya ben kendimi öldüreyim de, kalbimi alın) demesi caiz olur mu? Kalb nakli yapılırsa, o kimsenin huyu, ahlâkı değişir mi?
CEVAP
Yürek nakli caizdir, ama (Beni öldürün, yüreğimi alın) demek caiz olmaz.

Kalb değil yürek nakli demelidir. Çünkü kalble yürek aynı şey değildir. Yürek denilen et parçası, hayvanda da bulunur. İnsana mahsus olan kalbe, gönül denir. Gönül görünmez; fakat tesirleriyle anlaşılır. Kalb, elektrik cereyanı, yürek de ampul gibidir. Ampuldeki elektriği, ampul ışık verdiği zaman anlıyoruz. Elektrik gibi, kalb de, madde değildir, bir yer kaplamaz. Yürekte eserleri görüldüğü için, (Kalbin yeri yürektir) denir. Yürek değiştirmek, sanki ampul değiştirmeye benzer. Ampulün değişmesiyle şehir cereyanında azalıp çoğalma olmadığı gibi, yüreğin değişmesiyle, kalb kuvvetinin tesiri değişmez. Yeni takılan yürek, daha iyi çalışır. Mesela kırılmış veya 40 vatlık bir ampulü çıkarıp yerine 100 vatlık bir ampul takılsa, verdiği ışık çoğalır. Fakat şehir cereyanında bir değişiklik olmaz. Yanmakta olan bir ampul sökülünce, yani cereyanla olan irtibatı kesilince, cereyanın bir miktarı kesilmiş olmaz. Başka bir ampul takılırsa onun da, ışık saçmasına sebep olur. İyi kimsenin yüreği, fâsık veya kâfire takılınca, o kimsenin kalbi yine hep günah işlemek ister, kötü düşünür. Tersine, fâsığın yüreği iyi kimseye takılırsa, o kimsenin kalbi yine günah işlemek istemez, hep iyi düşünür. Yürek, böbrek veya ciğer gibi bir organdır, mânevî bir fonksiyonu yoktur. Öldükten sonra, diğer organlar gibi çürüyüp gider. Yansa da fark etmez; çünkü insan ruh demektir. Bedenin bütün organları değişse de, ruh değişmez.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet