Cevap: Merdümgiriz.
Çocukluğuma uyanıyorum. Burnumun ucunda yeni yıkanmış nevresimlerin yumuşacık kokusu… Minik ayaklarımı soğuk yorganların arasında gezdiriyorum. Odamın kapısı aralanınca yumurtalı ekmek kokusu içeri uzanıyor. Heyecanlanıyorum. Çikolatalı kadar olmasa da yumurtalı ekmeğe bayılırım.
Bir Pazar sabahı daha kahvaltı soframızdan mutlu aile sesleri yükseliyor. Artık sütü şekersiz içmeye başladığım yaşlardayım. Babam kilo problemlerine küçük yaşta engel olmak gerektiğini söylüyor. Zaten fazla şeker dişleri de çürütüyormuş. Güzel bir kız olmak ne kadar zor diye geçiriyorum içimden ama hayatı istediğim gibi yaşamayı güzel görünmeye tercih edermişim gibi hissediyorum. Kaç kilo olursam olayım, salıncakta kendi kendime sallanabiliyorsam güçlüyümdür. Oyun oynarken eğleniyorsam mutluyumdur.
Oyun oynarken… Mutlu muyum?
Yumurtalı ekmeğimi kemiriyorum biraz. Babam o sırada televizyonun kumandasına uzanıyor. Birazdan televizyona dalınca yine aramızdan soyutlanacak. Sırf bu yüzden haberleri sunan mıymıntı spikeri sevmiyorum. Dışarıya çıkmam gerektiğini söyleyip sofradan hızlıca kalkıyorum. Babam herkesin yemeği bitince hep beraber kalkacağımızı söylüyor. Annem ise yumurtalı ekmeğimi ısırıp bıraktığım için şaşkın. Yemek istemediğimi söylüyorum. Daha da şaşırıyorlar. Bazen duvarlar üstüme gelince oturduğum yerde kalamıyorum. Bunu anlamıyorlar çünkü onlara yaşadıklarımdan ve hissettiklerimden hiç bahsetmiyorum. Dışarıdan çocuk sesleri geldiğini söylüyorum. Sokağa çıkıp oyun oynamalıyım. Hava çok soğuk ve soğukta kimse yok diye izin vermiyorlar.
Ağlayıp sızlanıyorum. Hep birlikte pencereden dışarı bakıyoruz. Yine sokakta kimseyi göremediklerini söylüyorlar fakat ben şu an dünya üzerinde birilerinin daha benim gibi oyun oynamak istediğinin farkındayım. Dışarıda olduklarından eminim çünkü evde mutlu olmayan birileri mutlaka vardır.
Atkımı boynuma dolayıp botlarımı ayağıma geçiriyorum. Babam zorla ikna olup montumu giydiriyor. Annem hala dışarı çıktığım için kızgın. Üşüteceğimi söylüyor. Sonra çocukları parkta bulamazsam eve dönmemi tembihliyor. Sokaklar çok tehlikeliymiş gibi davranıyorlar. Halbuki bazen her yer çok tehlikeli olabilir. Kapı aralanınca hemen koşmaya başlıyorum. Parklara ve salıncaklara doğru alabildiğine koşuyorum. Kollarımı açıp gökyüzüne bakıyorum. Birkaç kez sendeliyorum fakat hiç durmuyorum.
Sonra kocaman bir silah sesi patlıyor, yere düşüyorum.Arkamda inceden bir sıcaklık hissediyorum.
Sanırım yine sırtımdan vuruluyorum.
Hem de çocukluğum tarafından.
__________________ bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek! |