Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09 Mart 2018, 01:02   #1
Çevrimdışı
Sanem
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
yazgıdan kim kaçabilir ?




Troya savaşı sona erip, istilacılar ülkelerine dönüş yoluna geçince; Kahin[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]onlara katılmadı. Çünkü o biliyordu ki; ordu tanrıça Athena'nın gazabına uğrayacak ve dönüş yolculuğu çok uzun yıllar sürecek.

Bunun sebebi ise şu olaydır; Akhilleus Paris tarafından öldürülünce, Akhilleus'a tanrıça annesi [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]tarafından, tanrı Hepheistos'a yaptırılan silahları, kimin alacağı tartışması yaşanır. Savaşta tanrılara denk bir kahramanlık sergileyen Akhilleus'un amcası Telemon'un oğlu Aias ve Odysseus silahlara talip olurlar. Geleneğe göre; kahramanlıkta herkesi geride bırakan, silahları hak eder. Ordudaki herkes silahları Aias'ın hakkettiğini düşünmektedir fakat Agamemnon ve Menelaos Odysseus'tan taraf olunca; silahları Odysseus alır. Aias, silahlar Odysseus'a verilince bunu onuruna yediremez ve kendi kılıcı üzerine atlayarak intihar eder.



[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Aias kuzeni Akhilleus'un cesedini taşırken


Aias ve Hektor savaş alanında teke tek yaptıkları bir kavgada saatlerce dövüşürler fakat galip gelebilen olamaz. Gün kararınca kavgayı bırakmak zorunda kalırlar. Bunun üzerine karşılıklı kişisel eşyalarını hediye ederek, birbirlerine savaşta zarar vermeyeceklerine dair dostluk yemini ederler. Ne ironiktir ki; Aias'ın Hektor'a hediye ettiği kemerle, Akhilleus öldürdükten sonra Hektor'u ayağından bağlayıp, cesedini yerlerde sürükler. Aias ise Hektor'un verdiği kılıçla kendisini öldürür. Savaş alanında oluşan bu dostluk ve dostluklarını simgeleyen eşyalar, iki kahramana da şans değil uğursuzluk getirir adeta.

Athena'nın gazabını üzerlerine çekmelerine neden olan bu olayda en büyük ceza da Odysseus'un olur tabii ki.Yurduna dönüş yolunda başına türlü belalar gelir ve tam dokuz yılda dönebilir evine.

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] yazgısının Anadolu'da ölmek olduğunu bilmektedir. Zaten her şeyi bilen adamın son ve doğru bildiği şey bu olur. Kalkhas insanın bilgisinin sınırları olduğunun bir örneğidir. İşte buradan sonra Anadolu'nun farklı yörelerinde Kalkhas'ın ölümüne neden olan yanılgıları üzerine efsaneler yayılır hep.

Apollon'un kehanet merkezlerinden biri olan [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'ta yaşayan Mopsos isimli kahinin bilicilikte herkesi geride bıraktığı duyulmuş, ünü bütün coğrafyaya yayılmıştır. Kalkhas en iyi olmanın hırsı ileTroya'dan Mopsos'un yurduna doğru yola çıkar. Kendisinden daha yetenekli bir kahinle karşılaştıktan sonra öleceğinin kaderi olduğunu bilen Kalkhas'ın aynı zamanda yazgısına meydan okuyuştur bu yürüyüş.

Sınırlarını zorlamak ve aşırı hırsa kapılmanın hazin sonudur Kalkhas. Dilimize yerleşen ''hırsından çatlayıp öldü''ya da ''kıskançlığından çatladı'' deyimlerine örnek olacak bir efsanedir de onun efsanesi.


[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


Kendisi gibi kahin olan Amphilokhos ile yürüyerek Klaros'a (İzmir-Ahmetbeyli) gelir ve Mopsos'u bulur. Aralarında kimin daha iyi bildiği yönünde bir düello yapılır. Strabon, M.S 18-19 yıllarında yazdığı Coğrafya adlı eserinde bu düellonun; Heseidos, Pherekydes (Ferekidis) ve başka kaynaklar olmak üzere üç farklı anlatımından bahseder. Bana ''başka kaynaklar''adı altında sözünü ettiği düello daha makul geldiği için bu anlatımını aktarmayı tercih ediyorum.

Mopsos: ''Şu yabani incir ağacındaki incirler beni hayrete düşürmekteler, sayısını bana söyleyebilir misiniz? '' der

Kalkhas: ''Sayı olarak on bin tanedirler ve bir medimnos (52 kilo) çekerler fakat fazlası vardır ki bunu bu ölçüye katamazsın '' der


Kalkhas'ın sorusu ise oradaki hamile bir domuzun karnında kaç yavrusunun olduğudur.


Morphos'un cevabı; ''Biri dişi olmak üzere üç'' olur.


Morphos'un cevabı doğru, kendisininki yanlış çıkınca Kalkhas oracıkta hırsından ve kahrından ölür.


Kalkhas'ın Likya bölgesinde anlatılan yanılgısı ise; Likya kralı çıkacağı seferin sonucunun ne olacağını sorar. Kalkhas savaşı kazanacağını, Mopsos ise savaşın yenilgiyle sonuçlanacağını bildirir. Kral savaşta mağlup olunca Kalkhas hırsından ölür.


Aiolya'da (yaklaşık olarak İzmir'in kuzey ilçelerinden Çanakkale'ye kadar olan alan) anlatılan efsaneye göre ise; Kalkhas bu bölgede kutsal koruluğun birine bağ yapar. Orada yaşayan kahinlerden birisi bağının şarabından içemeden öleceğini söyler. Kalkhas bağı yetiştirir, şarabı yapar ve kahinin yanıldığını ispatlamak için bir grup insanı toplayarak şarabını tatmak ve tattırmak ister. İnsanlara kahinin söylediği sözleri aktarır ve gülerek şarabı yudumlar. Ama o kadar çok güler ki; şarabını yutamadan boğulup ölür.

''Hırsından çatlamak '' deyimi nereden geldi diye sorulacak olsa hiç düşünmez Kalkhas'tan derdim herhalde. Nereden çıktı şimdi bu Kalkhas derseniz; son yıllarda başımızdaki Her Şeyi Bilen Adam'ın tavırlarını gördükçe, sürekli Kalkhas'ın yanılgıları ve hırsı geliyor aklıma. Ama inancım o dur ki; ya ektiği bağın üzümü boğazında kalacak, ya da karşısında yakın zamanda bir Mopsos bulup hırsından çatlayacak. Yakınlarda bir yerlerde bir Mopsos'un olduğuna eminim ya da en azından ümit ediyorum, ama bu Mopsos her neredeyse elini çabuk tutsa iyi olacak. Zira Her Şeyi Bilen Adam yakın zamanda hırsından çatlamazsa; sanırım az kaldı biz kahrımızdan çatlayacağız..


alıntı

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet