Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Taa milattan önceye kadar giden tartışma galiba asla ortaya çıkmamıştır. O yüzden ben bu konuyu artık burada sonlandırmak isterim ki ama beni tınlayan olacakmı bilemem. Ama işin bir tarfına bakmak lazım.
Evet biz erkekler biyolojik olarak daha güçlü göründüğümüzü düşünüyoruz. Fakat olayın bir de şu yönü var. Bir kadın doğum esnasında tam 30 kemiğinin kırılmasına eşdeğer acı çekiyor. Oysa aynı hesap baz alındığında insan evladının dayanabileceği maksimum acı eşiği 20 kemiğinin kırılmasıyla hissedeceğine denkmiş..
Yani aslında konuyu şöyle özetleyeyim.
Hadi bu konuyu geçtim.
Daha basite gidelim. Ağda yapın erkekler. Kulağınıza ya da sakalların yüz üst kısmına yapıldı mı çocuk gibi ağlıyorsunuz. Mesela topuklu ayakkabı. Gez abi istersen ne kadar yürüyebiliyorsun.
Yürüyemezssin hiç boşuna deneme hakkında yalnış şeyler düşünülmesin.
Peki bunlar güç mü? Dayanıklılık desek daha yararı olur.
O yüzden bu durumda güç ya da dayanıklılıktan söz ediliyorsa kadınlarla erkekleri kıyaslamak, kuzey yarım kürede yaz iken güneyde de olmasını beklemek kadar saçma. Çünkü ikisinin de farklı biyolojileri var.
Yani kadınlar dayanıklı erkekler güçlü diyelim ortada buluşalım.
Ama şu unutmamalı ki, iki taraf olduğundan, bir galibi olmalı bunun. O yüzden galip arayışına girmeden, sadece sevgiyle ve hoşgörüyle kabullendiğinde insan, kazanan gene kendisi olur, ister kadın olsun, ister erkek. Önemli olan da zaten bu kabullenmişliğin iki tarafta da bulunabilmesi.
Gerisi anca sidik yarıştırmak olur, onun da galibi sidik torbası dolana kadardır zaten.
Alıntı..