Bir milletin varlığı kültür zenginliklerinin yaşatılmasına bağlıdır. Gelenek, görenek, töre, örf ve âdetleri, inanç ve uygulamaları, yaşam biçimleri, giyim-kuşamları, mutfağı
vb. ile bir hazine durumunda olan Türk milleti, bu zenginliklerini nesilden nesile devam ettirerek varlığını sürdürmektedir. Bu zenginliklerden biri olan evlenme; kız isteme, nişan, kız verme, hediyeleşme, düğün gibi uygulamalarla kişiyi ve toplumu ilgilendiren hâdiselere bağlı olarak gerçekleştirilen bir gelenektir. Kazak Türkleri de evlenme geleneğine büyük bir önem verir. Kazak Türklerinde kız vermek ve oğlunu evlendirmek anne babanın en büyük hayali ve vazifesidir.
Türk kültüründe aile kurmak, soyun devamını sağlamak ve toplum olmanın gereklerini yerine getirmek amacıyla evlilik şart görülmüştür. Toplumları ayakta tutan bireylerdir. Bir toplumda zihinsel ve bedensel açıdan sağlıklı bireylerin yetişmesi için de aile kurmak gerekmektedir. Aile özellikle Türk milletinin -olmazsa olmaz- temel taşıdır. Bu sebeple evliliğe bağlı gelenek, örf ve adetler oldukça zengindir. Kazak Türklerinde “Birinşi baylık – densaulık, ekinşi baylık – ak jaulık, uşinşi baylık – on saulık” diye bir atasözü vardır. Yani, “Birinci zenginlik: sağlık, ikinci zenginlik: iyi eş, üçüncü zenginlik ise mal ve mülktür”. Bu atasözü “iyi eş”, yani evliliğin insan hayatındaki önemini göstermektedir.
Kazak Türklerindeki evlenme ile ilgili gelenekler şunlardır; “Kız Tañdau” (Kız Seçmek), “Kız Aittıru” (Kız İsteme), “Jauşı Jiberu” (Elçi Göndermek), “Kuda Tusu” (Dünür Olmak), “Esik-tör Körsetu” (Oğlan Evini Göstermek), “Urın Toyı”, “Kız Uzatu Toyı” (Kız Uğurlama Toyu), “Kelin Tüsiru Toyı” (Gelin Alma Toyu, Düğün).
Kız Tañdau (Kız Seçme) / Jar Tañdau (Yar Seçme)
Evlenmenin insan hayatındaki yerine binaen hem kız hem erkek çok titiz hareket eder. Kız ve erkeğin şahsi özellikleri taraflarca çok iyi tahlil edilir. Oğlanın evlenme girişimine “Yar Seçme” denilmektedir. Erkekler özellikle becerikli, namuslu, terbiyeli, akıllı, evine, geleneklere bağlı; kızlar ise cesur, Kazak deyişiyle “sekiz kırlı, bir sırlı” (Çok yönlü, yetenekli), işine ve mesleğine bağlı olan erkeği beğenirler.
Geçmişten beri en yaygın olan ve bugün de aynı yaygınlıkta devam eden evlenme biçimleri ise görücülük yoluyla veya doğrudan tanışıp, birbirini beğendikten sonra anne babasının rızasıyla evlenmektir. Ama eskiden kız ve erkeğin isteği olmadan anne babanın dediği insanla evlenenler olmuştur. Ne kadar zaman geçse de her devirde eş seçmede kızın soylu yerden çıkmış olması önemli bir rol oynamıştır. Genellikle soylu yerin kızı terbiyeli, görgülü ve becerikli olur. Bundan dolayı Kazaklar “Tabağına karap asın iş, anasına karap kızın al” (Kap kacaklarına bakarak yemeğini ye, annesine bakarak kızını al) diye öğütlerde bulunmuştur. Kazak Türklerinin büyük şairi Abay Kunanbayev’in yazdığı şu mısralar da eşin nasıl seçilmesi gerektiğinin bir örneğidir.
Jasaulı dep, maldı dep baydan alma, Çeyizli deyip, mülklü deyip zenginden alma,
Kedey kızı arzan dep kumarlanba. Fakir kızı ucuz deyip onu isteme.
Akılı bar, arı bar, uyatı var Akılı var, namusu var, utancı var
Ata-ananın kızınan kapı kalma. Ata ananın kızını hiç kaçırma.
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.