Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Yazar: Umberto Eco
Çevirmen: Şemsa Gezgin Griseri
Yayınevi: Doğan Kitap
Sayfa: 544 sayfa Basım Tarihi: 2012
Zeki ve dile kabiliyeti olan bir oğlan çocuğu Baudolino, onu yaratan ve beş dili ana dili kadar iyi konuşan Umberto Eco'ya benziyor. Amerika'da bu ay yayına giren kitabın kahramanı Baudolino, Eco'nun aklına 1960'lı yıllarda takılmış. "Bu sihirli palyaço sonunda Baudolino adlı romanımda hayat buldu," sözleriyle kahramanına duyduğu tutkuyu ifade eden Eco, Baudolino'ya "yalancı" denilemeyeceğini, yalancıların şimdiki zaman ve geçmiş hakkında yalan söylediklerini halbuki Baudolino'nun gelecek hakkında yalan söylediğini, bu açıdan ancak öngören bir dahi olabileceğini savunuyor. Dile olan kabiliyeti ve konuşkanlığı sayesinde kısa sürede İmparator Frederick'in beğenisini kazan Baudolino, kendini Doğu'nun ötesinde cennetten farksız olduğu söylenen bir krallığın yolunda bulur. Hikâyesine, babasının intikamını almak için ilk kez elini kana buladığını iddia ederek İstanbul eteklerine kapaklanır vaziyetteyken başlar Baudolino. Dildeki becerisini bir türlü yazıya aktaramaz: "Allah kahretsin equus muydu yoksa equum muydu," diye söylene söylene, pek çok kelimenin üzerini çizerek devam eder hikâyesine...
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Baudolino Kitap Tanıtımı !
Kısa sürede imparatora danışman olan Baudolino, onunla Üçüncü Haçlı Seferi’ne katılır. Latinlerin 1204 yılında İstanbul’u yakıp yıktığı, her yeri talan ettiği döneme ve İmparator Friedrich’in kuşku uyandıran ölümüne de tanıklık eden Baudolino, Bizanslı tarihçi Niketas’la sohbetleri sırasında her şeyi yeniden kurgular.
"Baudolino"da tarih, yalnızca bir fon. Eco bu romanında bize, bir cinayet gölgesinde şekillenen tarihin dışında, hayata dair her şeyi anlatıyor: mezhep , kavgaları, şiddeti, savaşları, yok olma ve yeniden yaratılmayı, yalanları, kumpasları, inancı, aşkı ve tabiî tutkuyu.
Alıntılar