Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Orta Çağ Felsefesi: Orta Çağ'da Patristik Felsefenin Özellikleri Nedir? Ne Değildir?
Patristik Felsefe Dönemi, Milattan Sonra 2. yüzyıl ila Milattan Sonra 8. yüzyıl arasında kalan ilk dönem Hristiyan felsefesine, Patristik Dönem denmektedir. Hristiyan filozofları, aynı zamanda birer din adamıdır. Tertullian, Cellemens ve Augustinus, bunların önde gelenleridir ve “Kilise Babaları” olarak da adlandırılırlar. İsmini bu adlandırmadan alan Patristik Dönem’de özellikle Augustinus’un izlediği dini akılla açıklama yolu, inancın temel öğretisi hâline gelmiştir.
Patristik felsefeyi, Orta Çağ felsefesinin hazırlanmasına bir başlangıç dönemi olarak kabul edebiliriz. Bu dönem, İsa Peygamberin zamanından, 430 yılında St. Augustine’in ölümüne kadar geçen dönem olarak belirlenebilir. Bu, 692’deki Trullo Konseyine kadar süren Hıristiyan dogmatizmin daha ileri gelişimini de kapsamaktadır. Patristik felsefe, Orta Çağ felsefesi için bir evre oluşturmaktadır. Patristik dönem, erken dönem Hristiyanlık dininin Helenistik felsefe ile birleşimi ile sonuçlanacaktır. Bu bir felsefe olmaktan çok tanrıbilimdir. Dönemin en büyük temsilcisi St. Augustine’dir. St. Augustine, belki de bu dönemin felsefeci unvanı alan tek kişiliğidir. Bu bölümde, Patristik Çağ’ın yalnızca ana hatlarını çizeceğiz.
Erken dönem Hıristiyan topluluktan tür açısından büyük farklılıklara sahiptir. Ancak bu kabaca gentile (Musevi olmayan) türü ve Yahudi dinine yönelik tür olarak sınıflandırılabilir. İlk dönemde, bu iki kaynaktan oluşan, anlaşılması güç bir Hıristiyanlık biçimi yaşanmıştır. Bu, Helenistik Hristiyanlık olarak adlandırılmaktadır. Yapı, St. Paul tarafından ortaya konmaktadır. Yeni din, biçim açısından dogmaların ötesine geçerek insanların ortak duyumlarını saptama girişiminde bulunmaktadır. Bu dönemde antik dünyada pagan ve Yahudi öğretileri etkindir. St. Paul’un yazılarında özellikle İbranilere Mektuplar’da Patristik felsefenin iki niteliği ayırt edilebilmektedir. İlk olarak, İsa Mesih kişiliğinin yüceltilmesi, onun Tanrı’nın biricik oğlu olduğunun kabul edilmesi; ikinci olarak, İsa’nın Helenistik dünyada egemen olduğundan çok felsefi kavramlar terimleriyle yorumlanması olarak açıklanmaktadır.
KAYNAK: FELSEFE TARİHİ KİTABI
__________________
English Preparatory Department
School of Foreign Languages
Assistant English Teacher
Ankara Baskent University
2017-18
“Benim, senden öncem ve senden sonram yok, yalnızca sen varsın...”
C.A - 31.12.2010 - ∞
English Language and Literature
Faculty of Humanities and Letters
Ankara Bilkent University
2010-15