Osmanlı Türkçesi Sözlüğü ‘S’
sâ’î (A.) [ ساعی ] çalışan, gayret eden.
sâ’î olmak çalışmak, gayret etmek.
sa’leb (A.) [ ثعلب ] tilki.
sa’y (A.) [ سعی ] çalışma, çaba gösterme.
saâdet (A.) [ سعادت ] mutluluk.
saâdetbahş (A.-F.) [ سعادت بخش ] mutluluk veren.
saâdetmend (A.-F.) [ سعادتمند ] mutlu, bahtiyar.
sabâ (A.) [ 1 ] صبا.meltem, gündoğusunden esen yel. 2.sabâ makamı. sabâvet (A.) [ صباوت ] çocukluk.
sâbık (A.) [ 1 ] سابق.eski. 2.bir önceki.
sâbıka (A.) [ 1 ] سابقه.geçmişte kalan suç. 2.bir insanın geçmişteki hali. sâbıküzzikr (A.) [ سابق الذکر ] anılan, zikredilen.
sabır (A.) [ صبر ] dayanma, kendini tutma.
sabî (A.) [ 1 ] صبی.bebek. 2.küçük çocuk.
sâbi’ (A.) [ سابع ] yedinci.
sâbi’an (A.) [ سابعا ] yedincisi, yedinci olarak.
sâbi’î (A.) [ صابئی ] yıldıza tapan.
sâbir (A.) [ صابر ] sabırlı.
sâbit (A.) [ 1 ] ثابت.kanıtlanmış. 2.yerinde duran.
sabr (A.) [ صبر ] sabır.
sabûh (A.) [ صبوح ] sabah içilen şarap. sabun (A.) [ صابون ] sabun.
sabûr (A.) [ صبور ] çok sabırlı.
sâcid (A.) [ ساجد ] secde eden.
sad (F.) [ صد ] yüz.
sadâ (A.) [ صدا ] ses.
sadâkat (A.) [ صداقت ] bağlılık. |